KESRETTEN VAHDETE : MİRAÇ
KESRETTEN VAHDETE : MİRAÇ
Kesretten Vahdete: Miraç ve Birliğe Yolculuk
Miraç, insanın kesretten (çokluk) vahdete (birlik) yükseldiği, maddi âlemden manevi hakikate ulaştığı ilahi bir yolculuğun sembolüdür. Peygamber Efendimiz’in (sav) göğe yükselişi, hem fiziksel hem de ruhsal bir seyrin zirvesidir. Bu olay, insanın dünya meşgalesi içinde dağılan ruhunu toparlayarak Allah’ın birliğine yönelmesinin rehberidir. Miraç, kesrette kaybolmuş bir ruhun vahdetle buluşma hikâyesidir.
Kesret: İnsanlığın Dağılmışlığı
Kesret, çokluk demektir. Bu kavram, dünyevi hayatın insanı saran meşguliyetlerini, dağınıklığını ve karmaşasını ifade eder. İnsan, günlük hayatında farklı sorumluluklar, arzular ve sorunlarla çevrelenmiştir. Bu kesret, insanı Allah’tan uzaklaştırarak ruhunu yoran ve zihnini dağıtan bir engel haline gelebilir.
Dünya hayatı, nefsin arzularına, mal-mülk sevdasına ve sonsuz bir koşuşturmaya dalarak insanı kesrette boğabilir. Bu durum, insanın hakikati görememesine ve Allah’ın birliğini (tevhid) kavrayamamasına yol açar. Ancak Miraç, bu kesretin içinde vahdetin ışığını gösterir. İnsan, Peygamber Efendimiz’in (sav) açtığı bu yolda ilerleyerek dağınıklıktan kurtulup Allah’ın birliğine ulaşabilir.
Miraç: Kesretten Vahdete Yükseliş
Miraç, kesretin içinde bir vahdet çağrısıdır. Peygamber Efendimiz’in (sav) Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yaptığı yolculuk (İsrâ), yeryüzünün maddi âleminden başlayan bir seyirdir. Ancak bu yolculuk, göklere yükselerek maddi bağlardan sıyrılır ve en sonunda Sidretü’l-Münteha’da Allah’ın huzuruna vararak vahdete ulaşır.
Kur’an-ı Kerim, Miraç olayını şöyle ifade eder:
“Bir gece, kulunu Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Böylece ona ayetlerimizden bir kısmını gösterdik.” (İsrâ Suresi, 1. Ayet)
Bu ayet, Miraç’ın hem fiziksel hem de manevi bir yolculuk olduğunu vurgular. Peygamber Efendimiz (sav), bu yolculukta Allah’ın büyüklüğünü, kudretini ve birliğini en derin şekilde idrak etmiştir. Miraç, sadece Peygamber Efendimiz’in (sav) şahsına mahsus bir yükseliş değil, ümmeti için de bir ilham kaynağıdır. Her insan, bu yolculuğun izinden giderek kendi ruhunu kesretten vahdete taşıyabilir.
Vahdet: Allah’ın Birliğini Kavramak
Miraç’ın zirvesi, Allah’ın birliğini idrak etmektir. Vahdet, kesretin içinde kaybolan insanın yeniden hakikate yönelmesini ve Allah’ın birliğini kalben tasdik etmesini ifade eder. Bu, insanın kulluğun zirvesine ulaştığı bir haldir. Peygamber Efendimiz (sav), Miraç’ta bu zirveye ulaşmış ve “kulluk” makamının en üstün örneğini sergilemiştir.
Miraç, vahdetin insana kazandırdığı huzuru ve anlamı öğretir. Dünya hayatında insanı meşgul eden her şey, aslında bir tevhid hakikatine işaret eder. Kesret, vahdetin bir yansımasıdır. Miraç, bu gerçeği anlamamız için bir ilahi ders niteliğindedir.
Miraç’ın Bugün Bizim İçin Anlamı
Günümüz insanı, modern hayatın karmaşasında kesretin içinde kaybolmuş durumdadır. İş, aile, teknoloji ve sosyal medya gibi birçok unsur, insanı dağıtarak ruhunu yormaktadır. Ancak Miraç, insanın bu kesretin içinde vahdeti bulabileceğini gösterir.
Miraç’ın ümmet için getirdiği en büyük hediyelerden biri olan namaz, kesretten vahdete geçişin bir anahtarıdır. Namaz, insanı dünya meşguliyetinden uzaklaştırarak Allah’ın huzuruna taşır. Her bir rekat, insanı kesretten koparıp vahdete yönlendirir. Secde, insanın Allah’a en yakın olduğu an olup, ruhun dağılıp toparlandığı, kulun Rabbine yöneldiği bir makamdır.
Kesretten Vahdete Geçiş İçin Yol Haritası
1. Tevhid İnancı: Allah’ın birliğine inanmak, kesretten kurtulup vahdete ulaşmanın temel şartıdır.
2. Namaz ve Dua: Miraç’ın hediyesi olan namaz, müminin kendi küçük miracını yaşamasını sağlar. Düzenli ibadet, insanı dünyadan uzaklaştırarak Allah’a yaklaştırır.
3. Nefis Terbiyesi: Nefsin arzularını dizginlemek, kesretin insan üzerindeki etkisini azaltır ve ruhu Allah’a yöneltir.
4. Zikir ve Fikir: Allah’ı anmak ve O’nun büyüklüğünü tefekkür etmek, insanı vahdete yaklaştırır.
Sonuç: Miraç, Birliğin Anahtarı
Miraç, kesretten vahdete, maddeden manaya, dünyevi olandan ilahi olana bir yükseliştir. Peygamber Efendimiz’in (sav) bu mukaddes yolculuğu, insanın da kendi içinde bir miraç yaşaması için bir örnektir. Kesretin içinde kaybolan insan, Miraç’tan aldığı dersle Allah’ın birliğini kavrayabilir ve ruhunu huzura kavuşturabilir.
Unutulmamalıdır ki, Miraç, sadece geçmişte yaşanmış bir olay değil, her gün tekrar tekrar yaşanabilecek bir manevi yolculuktur. Her secde, kesretten vahdete açılan bir kapıdır. Bu kapıyı aralamak ve Allah’ın huzuruna yaklaşmak, insan için en büyük saadettir.
“Secde et ve yaklaş!” (Alak Suresi, 19. Ayet)