İŞGÜZAR VE İŞGÜZARLIK
İŞGÜZAR VE İŞGÜZARLIK
İŞGÜZARLIK: NİYETİN İSRAF OLDUĞU BİR DAVRANIŞ
İşgüzarlık, günlük hayatta sıkça karşılaşılan bir kavramdır; ancak taşıdığı derin anlamlar, pek çok ibretlik yönüyle dikkat çeker. İlk bakışta “çalışkanlık” ya da “gayret” gibi olumlu bir izlenim uyandırsa da, işgüzarlık aslında “yapılan işin gereksiz, ölçüsüz ve çoğu zaman zararlı bir şekilde yapılması” anlamını taşır. İşgüzar bir insan, işin hakkını vermekten çok, gösteriş için, yersiz müdahalelerle bir işi gereğinden fazla kurcalayan kimsedir. Bu makalede, işgüzarlığın mahiyetini, doğurduğu sonuçları ve insanın bundan nasıl sakınması gerektiğini ele alacağız.
İŞGÜZARLIK NEDİR?
İşgüzarlık, lügatte “kendisine ait olmayan işlere karışma veya gereksiz yere aşırı müdahalede bulunma” anlamına gelir. Bu terim, temelde iyi bir niyetin yanlış yöntemlerle heba edilmesini temsil eder. İşgüzar kimse, genelde iyi bir şey yaptığını düşünür; ancak ortaya çıkan sonuç hem kendisi hem de çevresi için rahatsız edici ya da zarar verici olabilir. İşgüzarlık, şu iki temel hatayı içinde barındırır:
1. Yersiz Müdahale: İşin uzmanı olmadan ya da yetki verilmeden işlere karışma. Bu durum, işin düzenini bozar ve genellikle gereksiz bir karmaşa doğurur.
2. Gereksiz Abartı: Basit bir işi, gösteriş ya da övgü beklentisiyle gereksiz yere büyütme ve karmaşıklaştırma.
Bu tür davranışlar, toplumda yanlış anlaşılmalara, boşa harcanan çabalara ve hatta kalp kırıklıklarına yol açabilir.
İŞGÜZARLIK VE NİYETİN SAPMASI
Her davranışın merkezinde niyet vardır. İnsanın yaptığı işlerde ihlas, yani samimiyet, olmazsa ortaya çıkan çaba boşa gidebilir. İşgüzarlıkta da niyet genellikle saf değildir. İşgüzar bir kimse, bazen gerçekten yardım etmek ister; ama bu yardım çoğu kez başkalarını rahatsız eden, karmaşa doğuran bir hâle bürünür. Bazı durumlarda ise niyet tamamen kibir, gösteriş ve dikkat çekme arzusu olabilir. Bu noktada işgüzarlık, aslında kişinin iç dünyasında sakladığı bir “benlik” arzusunun dışa vurumu hâline gelir.
Allah Teâlâ, niyeti saf tutmayı ve her işte hikmete uygun hareket etmeyi öğütler. “Ameller niyetlere göredir” hadisi, işgüzarlığın neden tehlikeli olduğunu bize açıkça gösterir. Niyet saf olmadığında, çaba ne kadar büyük olursa olsun heba olmaya mahkûmdur.
İŞGÜZARLIĞIN TOPLUMSAL ZARARLARI
İşgüzarlık bireysel bir mesele gibi görünse de, aslında toplumsal bir hastalık hâline gelebilir. Çünkü işgüzar kimseler:
İşlerin verimli ve düzenli yürümesini engeller.
Uzmanlık gerektiren konulara müdahale ederek hatalara ve zaman kaybına yol açar.
İnsanlar arasında yanlış anlamalar ve güvensizlikler doğurur.
Başkalarının emeklerini gölgede bırakarak ekip ruhunu zedeler.
Bir kurumda, ailede veya toplumda işgüzar bir kimse, kendi yaptığı hataların farkında olmadan başkalarının emeğini baltalayabilir. Bunun sonucunda ise insanlar arasında çatışmalar, kırgınlıklar ve hatta ilişkilerin bozulması gibi sorunlar ortaya çıkar.
İŞGÜZARLIĞI ÇALIŞKANLIKTAN AYIRAN FARK
Çalışkanlık, bir işi hakkıyla, sabırla ve samimiyetle yapmayı gerektirir. Çalışkan bir insan, işin özünü kavrar, gerekli olan çabayı ortaya koyar ve kendisine düşen görevi layıkıyla yerine getirir. İşgüzarlık ise bu sürecin aksine, gereksiz müdahale, fazladan çaba ve dikkat çekme gayretinden doğar. Çalışkanlık topluma fayda sağlarken, işgüzarlık genellikle karmaşa doğurur.
Örneğin:
Çalışkan bir insan, başkalarının işini kolaylaştırır; işgüzar bir insan ise işleri karıştırır.
Çalışkan insan tevazu sahibidir; işgüzar insan ise gösteriş peşindedir.
İŞGÜZARLIKTAN NASIL SAKINABİLİRİZ?
1. Hikmet ve Bilgiyle Hareket Etmek: İnsanın, her işe karışmadan önce o işin ehli olup olmadığını sorgulaması gerekir. Her işin bir uzmanı vardır, işi ehline vermelidir.
İşgüzarlığın panzehiri, bilgili ve hikmetli hareket etmektir.
2. Sınırlarını Bilmek: İnsan, her işe müdahale etme hakkına sahip olmadığını fark etmelidir. Gereksiz müdahaleden kaçınarak, kendi sorumluluklarına odaklanmak daha doğru olacaktır.
3. Niyetini Gözden Geçirmek: Yapılan her işte niyetin Allah rızasına uygun olması esastır. Eğer niyet, gösteriş ya da dikkat çekme ise, bu davranış mutlaka terk edilmelidir.
4. Danışma ve İstişare: İnsan, bir işe karışmadan önce o işin sahiplerine ya da uzmanlarına danışmalı, istişare ederek doğru bir yol belirlemelidir. İstişare, işgüzarlığın önüne geçen en güzel yollardan biridir.
İŞGÜZARLIĞIN BİR İBRETİ: YERSİZ ÇABA ZARAR GETİRİR
Bir bahçıvan düşünelim. Gözüne bir fidan diken biri ilişir. Bahçıvan, fidanın daha hızlı büyümesi için her gün ağacı bolca sulamaya başlar. Oysa bu yersiz çaba, ağacın köklerinin çürümesine ve nihayetinde fidanın ölmesine yol açar. İşgüzarlık da buna benzer: Faydalı olmak niyetiyle yapılan işler, yanlış yöntemlerle sonuçsuz kalır, hatta zarara dönüşür.
SONUÇ: İŞGÜZARLIK YERİNE İHLAS VE HİKMET
İşgüzarlık, niyetin ve çabanın israf olduğu bir davranış biçimidir. İnsan, kendisine düşen görevi hakkıyla yerine getirmeli, yersiz müdahalelerden ve gösterişe dayalı çabalardan kaçınmalıdır. Bunun yerine, hikmetle hareket etmek, görevlerin ehline bırakılmasına özen göstermek ve her işte Allah rızasını gözetmek gereklidir.
İşgüzarlık, insana, “iyi niyetin bile yanlış yollarla nasıl zarara dönüşebileceğini” gösteren önemli bir ibrettir. Bu nedenle, her işte sınırlarımızı bilmeli ve hayatımıza ihlas, tevazu ve hikmetle yön vermeliyiz. Unutmayalım ki, gereksiz işgüzarlık, insanın ne kendi ne de başkalarının saadetine hizmet eder. Asıl olan, faydalı, samimi ve hikmetli çabalarda bulunmaktır.