NİHAYET ALLAH’IN HUZURUNDAYIZ…
NİHAYET ALLAH’IN HUZURUNDAYIZ…
Nihayet Allah’ın Huzurundayız: Hesap Günü ve Sonsuz Gerçeklik
Dünya hayatı sona erdi. Kabirden kalkış gerçekleşti, mahşer meydanına ulaşıldı. İnsanlık, sayısız topluluklar halinde bir araya toplandı. Artık beklenen an geldi: İnsanlar, yaratıcıları olan Allah’ın huzurunda duruyor. Bu an, hem müminler hem de günahkârlar için hayatlarının en kritik noktasıdır. Çünkü artık insanın kendini savunma, pişmanlık dileme ya da hatalarını telafi etme imkânı kalmamıştır. Bu, her ruhun ebedî yazgısının belirleneceği andır.
Allah’ın Huzurunda: Büyük Buluşma
Kur’an-ı Kerim, bu büyük buluşmayı şöyle tasvir eder:
“O gün insanlar, yaptıklarının kendilerine gösterilmesi için bölük bölük (mahşer yerine) çıkarlar. Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür, kim de zerre kadar şer işlerse onu görür.” (Zilzal, 6-8)
Allah’ın huzurunda duran insan, dünya hayatında işlediği her ameli açıkça görür. Artık hiçbir şey gizli değildir. Amel defterleri açılır, her söz, her davranış, hatta kalpten geçen düşünceler bile ortaya çıkar.
Hesap Anı: Amellerin Tartılması
Allah’ın huzurunda herkes eşittir. Ne zenginlik ne makam ne de dünya hayatındaki şöhret, insanın kurtuluşuna yardımcı olabilir. Hesap günü, yalnızca iman ve ameller önemlidir.
1. Amel Defterleri Açılacak:
Her insanın amel defteri kendisine sunulur. Müminler defterlerini sağ ellerine alarak kurtuluşa ererken, günahkârlar defterlerini sol ellerinden veya arkalarından alarak büyük bir korkuya kapılırlar. Kur’an-ı Kerim bu durumu şöyle anlatır:
“Defteri sağ eline verilen kişi, kolay bir hesapla hesaba çekilir ve sevinçle ailesine döner. Ama defteri arkasından verilen kişi, hemen helak olmayı ister.” (İnşikak, 7-11)
2. Mizan (Terazi) Kurulacak:
Ameller terazide tartılır. O gün, tartıları ağır gelenler kurtuluşa erer, hafif gelenler ise azaba mahkûm olur:
“Kimlerin tartıları ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Kimlerin tartıları hafif gelirse, işte onlar kendilerini zarara sokmuşlardır.” (Araf, 8-9)
3. Şahitler Konuşacak:
İnsanın dili, eli, ayağı ve hatta derisi bile o gün şahitlik eder. İnsan, işlediği her şeyin kaydedilmiş olduğunu görür ve hiçbir şeyi inkâr edemez. Kur’an şöyle buyurur:
“O gün dilleri, elleri ve ayakları yaptıkları hakkında onların aleyhinde şahitlik eder.” (Nur, 24)
Müminlerin Sevinci ve Günahkârların Pişmanlığı
Allah’ın huzurunda durmak, müminler için bir müjde, inkârcılar için ise büyük bir korkudur:
Müminler için huzur: Dünya hayatında Allah’a iman eden, O’nun emirlerine uygun bir yaşam süren kişiler, huzur içinde Rablerinin karşısına çıkarlar. Allah, onların günahlarını bağışlar ve cenneti müjdeler:
“İyiler ise, nimet dolu cennettedir. Tahtlar üzerinde oturur ve Rablerinin verdiği nimetlerin keyfini sürerler.” (İnfitar, 13-16)
Günahkârlar için azap: Allah’ı unutan, ahireti inkâr eden ve günahlarına tevbe etmeyenler, o gün büyük bir pişmanlık yaşarlar. Ancak artık dönüş yoktur. Onlar şöyle derler:
“Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, yapmış olduklarımızdan başka, güzel işler yapalım.” (Fatır, 37) Ancak onlara cevaben denir ki:
“Size düşünüp öğüt alacak kadar bir ömür vermedik mi?” (Fatır, 37)
Allah’ın Merhameti ve Adaleti
Allah’ın huzurunda herkes adaletle yargılanır. Ancak O’nun rahmeti de büyüktür. İnsan, dünyada samimi bir tevbe ile Allah’a yönelmişse, O’nun merhametiyle karşılanır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Allah’ın rahmeti yüz parçadır. Bir parçasını dünyaya indirdi. Kalan doksan dokuz parçasını ise kıyamet günü kullarına gösterecektir.”
Bu söz, müminler için umut, günahkârlar için ise bir ders niteliğindedir.
Allah’ın Huzuruna Hazırlık: Bugünden Başlamak
Allah’ın huzurunda o büyük buluşma için hazırlık yapmak, her insanın en büyük gayesi olmalıdır. Çünkü dünya hayatı geçici, ahiret ise sonsuzdur. Bu hazırlığı yapmak için:
1. İmanımızı Koruyalım: Allah’a olan inancımızı sağlamlaştırmalı, O’na itaatle dolu bir hayat sürmeliyiz.
2. Amellerimizi Güzelleştirelim: İyiliklerimizi artırmalı, günahlarımız için samimi bir şekilde tövbe etmeliyiz.
3. Kul Haklarından Sakınalım: İnsanlarla olan ilişkilerimize dikkat etmeli, kimseye haksızlık yapmamalıyız.
4. Zamanı İyi Değerlendirelim: Dünya hayatını Allah’ın rızasını kazanmak için bir fırsat olarak görmeli ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.
Son Söz: Allah’ın Huzurunda Son Karar
“Nihayet Allah’ın huzurundayız…” Bu cümle, her ruhun ahirette söyleyeceği bir gerçektir. O an geldiğinde, insan sadece dünya hayatındaki inancıyla ve amelleriyle karşılanacaktır. Dünyada geçen her an, o büyük buluşmaya bir hazırlıktır.
Unutmayalım, Allah’ın huzurunda yüzümüzün ak olması için bugün gayret edelim. Çünkü dünya bir yolculuktur ve bu yolculuğun nihai durağı, Rabbimizin huzurudur. O huzura yüz akıyla varabilmek, insanın en büyük bahtiyarlığıdır.