ALLAH’IN HUZURUNDA BİTEN HESAPLAR VE İNSANLARIN SON HALİ
ALLAH’IN HUZURUNDA BİTEN HESAPLAR VE İNSANLARIN SON HALİ
Allah’ın Huzurunda Biten Hesaplar ve İnsanların Son Hali
Dünya hayatı bir imtihan yeridir. İnsan, yaratılışından itibaren bu dünyada yaşar, kazanır ya da kaybeder. Ancak nihai netice, Allah’ın huzurunda yapılan hesaplaşmayla belirlenir. Kıyamet günü geldiğinde, herkes bir araya toplanır, ameller terazide tartılır ve sonsuz hayatın kapıları açılır. İşte o gün, insanların gerçek durumları ortaya çıkar ve herkes, hak ettiği sonla yüzleşir.
Hesapların Bitişi: Artık Geri Dönüş Yok
Kur’an-ı Kerim, kıyamet günü hesapların kapanışını ve insanların akıbetini şöyle tasvir eder:
“O gün insanlar, yaptıklarının karşılığını görmek için bölük bölük mahşere çıkarlar. Kim zerre kadar hayır yapmışsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür.” (Zilzal, 6-8)
Artık hiçbir şey gizli değildir. Herkes, dünyada işlediklerinin sonucuyla yüzleşir. Amel defterleri açılır, mizan kurulur ve insanlar ya kurtuluşa ya da hüsrana uğrar. Bu, telafisi mümkün olmayan bir sondur.
İnsanların Son Halleri: İki Farklı Akıbet
Allah’ın huzurunda hesaplar bittiğinde, insanlar iki gruba ayrılır:
1. Cennetlikler:
Cennet ehli, Allah’ın rahmetiyle mükâfatlandırılan ve dünya hayatında salih ameller işleyen kimselerdir. Onlar için şu müjde vardır:
“İşte Rablerine karşı gelmekten sakınanlar, güvenli bir yere, cennetlere ve bağlara gireceklerdir.” (Duhan, 51-52)
Bu grup, dünya hayatında Allah’a iman etmiş, emir ve yasaklarına riayet etmiş kişilerdir. Onlar için cennet, ebedî mutluluğun ve huzurun yurdudur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), cennetteki nimetleri şu şekilde tarif eder:
“Allah’ın salih kulları için, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın hayal edemediği nimetler hazırlanmıştır.”
2. Cehennemlikler:
Cehennem ehli, dünyada Allah’a isyan eden, zulüm ve inkâr içinde yaşayan kimselerdir. Onlar için acı dolu bir azap vardır:
“İnkâr edenlere ise, cehennem ateşi vardır. Onlar için ölüm yoktur ki ölsünler, azapları da hafifletilmez.” (Fatır, 36)
Cehennemlikler, dünyada Allah’ın ayetlerini ve peygamberlerin çağrılarını reddetmiş, nefsani arzularına boyun eğmiş kişilerdir. O gün, onların pişmanlıkları hiçbir işe yaramaz:
“Keşke toprak olsaydık!” (Nebe, 40) diye feryat ederler.
Hesap Günü ve İbretler
1. Adalet ve Merhamet Birlikte Tecelli Eder:
Allah, hesap gününde tam bir adaletle hüküm verir. Ancak O’nun merhameti de büyüktür. Dünyada samimi bir tevbe eden kimse, Allah’ın rahmetiyle kurtuluşa erer. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Allah’ın rahmeti yüz parçadır. Bir parçasını dünyaya indirdi, doksan dokuz parçasını ise kıyamet gününe sakladı.”
2. Dünya Hayatı Ahireti Belirler:
O gün insan, dünya hayatının ne kadar değerli olduğunu anlar. Kur’an, insanın bu pişmanlığını şöyle ifade eder:
“Keşke bu hayatım için önceden bir şeyler gönderseydim!” (Fecr, 24)
3. Herkes Kendi Amelinden Sorumludur:
Allah, kimseye haksızlık etmez. Her insan, kendi yaptıklarının sonucuyla yüzleşir. O gün, ne bahaneler ne de başkasını suçlamalar fayda verir.
Bugünden Hazırlık Yapmak:
Allah’ın huzurunda yüz akıyla çıkmak için, dünya hayatında şu hususlara dikkat etmeliyiz:
1. İmanımızı Güçlendirmek:
Allah’a olan imanımızı sağlamlaştırmalı ve kulluk bilinciyle yaşamalıyız.
2. Salih Ameller İşlemek:
Namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlerle Allah’a yakınlaşmalı ve sevap terazimizi ağırlaştırmalıyız.
3. Kul Hakkından Sakınmak:
Kimseye haksızlık yapmamalı, eğer yapmışsak mutlaka helallik almalıyız.
4. Tövbe ve İstiğfar Etmek:
Günahlarımızdan samimi bir şekilde tövbe etmeli ve Allah’ın bağışlayıcılığına sığınmalıyız.
5. Zamanı İyi Kullanmak:
Dünya hayatı kısadır. Her anımızı, ahirette yüzümüzü güldürecek şekilde değerlendirmeliyiz.
Son Söz: Allah’ın Huzurunda Sonuç Belli Olacak
Hesapların bittiği ve kararların verildiği o gün, insanlar sonsuz saadet ya da azap için yola çıkacaklar. Bugün, o günün hazırlığını yapma zamanıdır. Unutmayalım ki dünya, ahiretin ekim yeridir. Ne ekersek, Allah’ın huzurunda onu biçeceğiz.
Allah’ın huzurunda yüz akıyla durmayı ve ebedî mutluluğa erişmeyi dileyenlerden olalım. Çünkü gerçek başarı, Allah’ın rızasını kazanmak ve cennete kavuşmaktır.