GAZZE’NİN AHI YAKIYOR ŞAHI

GAZZE’NİN AHI YAKIYOR ŞAHI

 

Dünyanın dört bir yanında mazlumların ahı, vicdanlara ulaşmak için yükseliyor. Ancak bu ahlar arasında en derinden yankılananı Gazze’nin haykırışıdır. Gazze, yıllardır bitmek bilmeyen zulmün, insanlık dramının ve vicdanların sınandığı bir coğrafya olmuştur. Bu küçük toprak parçası, yalnızca bir yerleşim yeri değil; aynı zamanda direnişin, adalet arayışının ve insanlık vicdanının sembolü hâline gelmiştir.

 

Mazlumların Ahı ve İlahi Adalet

 

Tarih boyunca zulme uğrayan mazlumların ahı, zalimlerin tahtını sarsmış, güç ve ihtişam peşinde koşanları kaçınılmaz bir sona sürüklemiştir. Firavunların, Nemrutların ve zalim diktatörlerin sonu, ilahi adaletin nasıl tecelli ettiğinin açık birer örneğidir. Gazze’den yükselen ah, günümüz dünyasının Firavunlarına bir uyarıdır. Zira mazlumların ahı, Allah katında karşılıksız kalmaz. Kur’an’da bu gerçeğe şöyle işaret edilir:

 

“Zulmedenlere meyletmeyin; yoksa size ateş dokunur.” (Hud Suresi, 113)

 

Gazze’nin masum çocuklarının, savunmasız kadınlarının ve haksız yere öldürülen insanların ahı, zalimlerin tahtını sarsacak bir güçtür. Tarih boyunca nice imparatorluklar, zulmün karşılığını görmüş ve çökmüştür. Bugün de Gazze’nin ahı, vicdanları harekete geçiren bir çağrıdır.

 

Gazze: İnsanlık Vicdanının Aynası

 

Gazze, sadece Filistin halkının değil, insanlık vicdanının da sınandığı bir sahnedir. Her bombanın düştüğü sokak, bir çocuğun yetim kaldığı her ev, insanlığın bu sınavdaki başarısızlığını haykırmaktadır. Dünyanın suskunluğu ve körleşmiş vicdanı, Gazze’deki zulmü daha da derinleştirmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki, mazlumların sessiz çığlıkları, insanlığın ahlaki çöküşünün de aynasıdır.

 

Gazze’de yaşanan zulme sessiz kalmak, sadece o halkı değil, suskun kalanların ahiretini de tehdit eder. İnsanlık, bu zulme dur diyemediği sürece, vicdan ve adalet kavramlarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

 

Bir Uyarı: Ahın Yakarışı

 

Gazze’nin ahı, sadece zalimleri değil, sessiz kalanları da yakar. Allah’ın adaleti, zulme karşı duranlarla zulme seyirci kalanları ayırır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:

“Zalim de mazlum da kardeşine yardım et.” Sahabe, “Mazluma yardım etmeyi anladık, ya zalime nasıl yardım ederiz?” diye sorduğunda, Efendimiz, “Onu zulmünden alıkoyarak” buyurmuştur.

 

Bugün Gazze için bir şey yapmayanlar, zalimin zulmüne ortak olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Zira mazlumların ahı, vicdanlarda yankılanmazsa, ilahi adalet kaçınılmaz bir şekilde tecelli eder.

 

Ders Almak ve Harekete Geçmek

 

Gazze’nin ahı, sadece bir mazlumun haykırışı değil; insanlığın uyanış çağrısıdır. Bu çağrıyı duymak ve ders almak, insanlık onurunun bir gereğidir. Zulme karşı sessiz kalmamak, elden geldiğince mazlumun yanında olmak, Gazze için dua etmek ve yardım eli uzatmak, insan olmanın bir borcudur.

 

Bu çağrıyı duyanların, harekete geçmek için bahane değil, çözüm üretmesi gerekir. Gazze’nin ahı, insanlığa adaletin, merhametin ve dayanışmanın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor. Zira bu ahlar, sadece zalimlere değil, zulme sessiz kalanlara da bir uyarıdır.

 

Sonuç: Vicdanın ve Adaletin Yanında Durmak

 

Gazze, sadece bir coğrafya değil, insanlık vicdanının sınandığı bir mihenk taşıdır. Gazze’de yükselen ah, insanlık için bir uyarıdır. Her bombanın altında ezilen bir çocuğun çığlığı, insanlık tarihine yazılmış bir utançtır. Ancak bu ahlar, zalimlerin tahtını yakacak ve mazlumların zaferine vesile olacaktır. Çünkü tarih, mazlumların gözyaşlarıyla yoğrulmuş ahların, zalimlerin saltanatını yıktığını defalarca göstermiştir.

 

Gazze’nin ahını duyup da harekete geçmeyenler, sadece mazlumlara değil, kendi vicdanlarına da ihanet eder. Bugün Gazze’nin yanında durmak, insanlığın yanında durmak demektir. Çünkü Gazze, adaletin, merhametin ve insanlığın sembolüdür. Unutulmamalıdır ki, Gazze’nin ahı, insanlığı diriltecek bir çağrıdır.

 

Loading

No ResponsesOcak 12th, 2025