Dünya için din feda olunmaz, milletin kalb hastalığı zaaf-ı diyanettir.
Bediüzzaman: Dünya için din feda olunmaz, milletin kalb hastalığı zaaf-ı diyanettir.
Bediüzzaman Said Nursî’nin bu sözleri, toplumların manevi ve ahlaki değerlerinin korunmasının ve dinin hayattaki yerinin önemini vurgulamaktadır. Bu ifadeleri şu şekilde açıklayabiliriz:
1. “Dünya için din feda olunmaz”
Anlamı: Dünya nimetleri, makam, mevki veya maddi çıkarlar için dinin değerlerini, prensiplerini ve hükümlerini terk etmek doğru değildir.
Din, insanın sadece bireysel hayatını değil, toplumsal yapısını da şekillendiren temel bir rehberdir. Bu rehberi dünya menfaatlerine kurban etmek, manevi çöküşe ve ahlaki yozlaşmaya yol açar.
Mesaj: Maddi kazançlar geçicidir; din ve ahlak gibi manevi değerler ise insanın hayatına anlam katar ve ebedi saadeti sağlar.
2. “Milletin kalb hastalığı zaaf-ı diyanettir”
Anlamı: Bir milletin manevi ve ahlaki zayıflığı, dinî bağlılığının ve iman gücünün zayıflamasından kaynaklanır.
Dini değerlerin zayıflaması, bireylerin vicdan, ahlak ve sorumluluk duygularını kaybetmesine; toplumun da çözülmesine neden olur.
Zaaf-ı Diyanet: İnanç ve ibadetlerin terk edilmesi, dini emirlerin yerine getirilmemesi, ahlaki erozyon ve bireysel bencilliğin artmasıdır.
3. Toplum İçin Dinin Önemi
Din, bireylerin vicdanını ve toplumun adalet duygusunu güçlendirir. Dini inançlar, toplumu bir arada tutan bağlardır.
Ahlaki ve manevi değerler, bireylerin daha erdemli ve sorumlu olmasını sağlar. Dini bağlılık zayıfladığında, toplumda huzursuzluk, ayrışma ve kaos ortaya çıkar.
Bediüzzaman’ın bu vurgusu, İslam toplumlarının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden birine dikkat çeker: Manevi zayıflık ve ahlaki çözülme.
4. Dünya-Din Dengesi
Dünya hayatı, dinin rehberliğinde anlam kazanır. İnsan hem maddi hem de manevi hayatını dengede tutmalıdır.
Dinin esaslarını koruyarak dünya işlerinde çalışmak, insanı hem bu dünyada hem de ahirette mutlu eder. Ancak maddi çıkarlar uğruna dini değerlerden ödün vermek, insanı yalnızca dünya için çalışmaya iter ve manevi tatmini yok eder.
Sonuç
Bediüzzaman Said Nursî’nin bu ifadeleri, dünya ve ahiret dengesini korumanın, dini değerlere bağlı kalmanın ve toplumsal ahlakın güçlendirilmesinin önemine işaret etmektedir. Din, bireysel hayatın yanı sıra toplumsal düzenin de temel taşıdır. Bu nedenle, dünya hayatı için dinin feda edilmemesi gerektiği ve milletlerin manevi gücünü koruyarak kalkınabileceği mesajı verilmiştir.