TÜRKİYE’NİN İRAN POLİTİKASI NEDİR VE NE OLMALIDIR?
TÜRKİYE’NİN İRAN POLİTİKASI NEDİR VE NE OLMALIDIR?
Türkiye ve İran, Ortadoğu’nun iki köklü devleti olarak tarih boyunca rekabet ve işbirliğinin iç içe geçtiği karmaşık bir ilişki ağına sahip olmuştur. İki ülkenin jeopolitik konumları, farklı rejim yapıları ve bölgesel çıkarları, ilişkileri zaman zaman gerilimli, zaman zaman da stratejik ortaklık temelinde şekillendirmiştir. Türkiye’nin İran’a yönelik politikası, bu dinamikler ışığında şekillenirken, bölgesel istikrar ve ulusal çıkarların korunması açısından sürekli olarak gözden geçirilmesi gereken bir konu olarak ön plana çıkmaktadır.
MEVCUT DURUM: TÜRKİYE’NİN İRAN POLİTİKASI NEDİR?
Türkiye’nin İran politikası, temel olarak şu unsurlar üzerine inşa edilmiştir:
1. Diplomatik Dengeler ve İşbirliği
Türkiye, İran ile ilişkilerinde diplomatik bir denge gözetmeye çalışmaktadır. Özellikle enerji tedariki, ticaret ve sınır güvenliği gibi konularda işbirliği yapılmaktadır. Ayrıca, iki ülke, zaman zaman ortak bölgesel sorunlara karşı işbirliği yapma eğilimindedir.
2. Enerji ve Ekonomik İlişkiler
İran, Türkiye’nin doğal gaz ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Ayrıca, iki ülke arasındaki ticaret hacmi de ilişkilerin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Türkiye, İran’a uygulanan uluslararası yaptırımlar karşısında kendi ekonomik çıkarlarını korumaya yönelik bir denge politikası izlemektedir.
3. Bölgesel Rekabet
Türkiye ve İran, Suriye, Irak ve Kafkasya gibi bölgelerde nüfuz mücadelesi vermektedir. İran’ın Şii eksenini genişletme çabaları ve Türkiye’nin Sünni dünyadaki liderlik iddiası, iki ülke arasındaki rekabeti derinleştiren unsurlardır.
4. Güvenlik Politikaları
Türkiye, İran’ın PKK ve onun İran’daki uzantısı PJAK konusundaki tutumunu yakından izlemektedir. İran, zaman zaman PKK ve PJAK’a yönelik operasyonlar yapsa da, bu konuda Türkiye ile tam bir işbirliği içinde olmamıştır.
TÜRKİYE’NİN İRAN POLİTİKASI NE OLMALIDIR?
Türkiye’nin İran’a yönelik politikası, bölgesel ve küresel dinamikleri dikkate alarak yeniden şekillendirilmelidir. Bu bağlamda şu stratejiler öne çıkmaktadır:
1. Enerji Bağımlılığını Azaltma
Türkiye, İran’a olan enerji bağımlılığını azaltacak alternatif enerji kaynaklarına yönelmelidir. Azerbaycan, Katar ve Orta Asya ülkeleriyle enerji işbirliğini artırarak İran’a olan bağımlılığı dengelemek mümkündür. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılarak enerji güvenliği güçlendirilmelidir.
2. Bölgesel Rekabette Dengeli Bir Tutum
Türkiye, İran ile doğrudan çatışmaya girmeden, bölgesel çıkarlarını koruyacak stratejiler geliştirmelidir. Suriye, Irak ve Kafkasya gibi bölgelerde proaktif bir politika izlenmeli ve İran’ın nüfuzunu dengelemek için uluslararası aktörlerle işbirliği artırılmalıdır.
3. Mezhep Gerilimlerini Azaltıcı Politikalar
İran’ın mezhepçi politikalarına karşı Türkiye, bölgedeki mezhep gerilimlerini azaltıcı bir söylem benimsemelidir. Sünni-Şii ayrımını körüklemek yerine, tüm mezhepleri kapsayan bir barış ve işbirliği anlayışı geliştirilmelidir.
4. PKK ve Güvenlik Konusunda Daha Sert Bir Tutum
Türkiye, İran’ın PKK ve PJAK konusundaki tutarsız tutumuna karşı daha net bir duruş sergilemelidir. Bu konuda İran ile daha etkili bir işbirliği mekanizması oluşturulmalı ve gerektiğinde uluslararası platformlarda bu konu gündeme getirilmelidir.
5. Ekonomik ve Ticari Çeşitlendirme
Türkiye, İran ile olan ticaretini çeşitlendirirken, aynı zamanda İran’a bağımlılığı azaltacak yeni ekonomik ortaklıklar geliştirmelidir. Avrupa Birliği, Orta Asya ve Körfez ülkeleriyle ticari ilişkiler güçlendirilmelidir.
6. Küresel Dengelerle Uyum
Türkiye, İran’a yönelik politikalarını belirlerken uluslararası dengeleri de göz önünde bulundurmalıdır. Özellikle ABD ve Avrupa Birliği’nin İran’a yönelik yaptırımları, Türkiye’nin bu ülke ile ilişkilerini şekillendiren önemli bir faktördür. Türkiye, bu konuda pragmatik bir politika izlemeli ve uluslararası yaptırımlara uygun hareket etmelidir.
SONUÇ
Türkiye’nin İran politikası, tarihsel rekabet, bölgesel çıkarlar ve ekonomik bağlar gibi çok boyutlu bir denge üzerinde şekillenmektedir. Ancak, değişen bölgesel ve küresel dinamikler, bu politikanın yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır.
Türkiye, İran ile ilişkilerinde dengeli bir yaklaşım benimsemeli, enerji ve ticaret gibi alanlardaki bağımlılığını azaltmalı ve bölgesel rekabette proaktif bir strateji izlemelidir. Ayrıca, mezhep gerilimlerini azaltıcı politikalar ve güvenlik konusunda daha etkili bir işbirliği mekanizması oluşturulmalıdır. Bu şekilde Türkiye, hem ulusal çıkarlarını koruyabilir hem de bölgesel istikrara katkıda bulunabilir.