YALNIZLAŞTIRILAN TÜRKİYE
YALNIZLAŞTIRILAN TÜRKİYE
Türkiye yüz yıldır yalnızlaştırılmaya ve genel olarak İslam dünyasından ancak özel olarak Arap dünyasından koparılmaya çalışılıyor.
Aynı durum Arapların da bizden koparılmaya çalışılması gibi.
Bir İngiliz oyunu olarak.
İki tarafın birbirine baktırıldığı at gözlüğüyle gösterilen filim ile.
Bir yandan batının öldüğümüzde sulanmamız ve olduğumuzda da budanmamız suretiyle uygulanırken, diğer yandan da başta İran olmak üzere gelişimi engellenmektedir.
-Adnan Menderesin büyüklüğü ve kabul görmesi ezan yasağını kaldırıp, ezanı aslına çevirmesidir.
Buda gösteriyor ki, zulmün en büyüğü ezan yasağının konulmasıdır.
Turgut Özal’ın büyüklüğü ve kabul görmesi 141-142 ile Müslümanların ellerini, ayaklarını, ağızlarını bağlayan 163. Maddenin kaldırılmasıdır.
Buda bu maddeyi koyanların hainliği ve zulümlerinin büyüklüğünü göstermektedir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın büyüklüğü ve kabul görmesi istiklalimizin ve istikbalimizin önündeki en büyük engel ve kilit olan Ayasofya kilidini açmasıdır.
Buda gösteriyor ki, zulmün kilidini kuranlar iyi kurmuş, Fatihin lanetini bu milletin üzerine çekmişler.[1]
-Bugünkü fitnenin tohumları dünden atıldı.
Sulandı, büyüdü.
Bugünkü alınan acı meyveler, dün ekilen zakkum ağacının meyveleridir.
Bunu geçmiş üç yüz seneye kadar uzatabilirsiniz.
Kalp bozuk olursa imalat hatası olur. Ürettiği şeyler de defolu olmuş olur.
*****************
İsrail zaten önceden Türkiye’ye saldıracağını söylemişti.
12 şehidimizin kanı İsrail ve ABD’nin kanlı elindedir.
İşte arkasındaki ülke! “İstihbari ve askerî açıdan bu saldırı örgütün çapını aşar”[2]
İttifakla terör destekçisi ABD’dir.
-Türk askerî üssünün koordinatlarını PKK’ya ABD verdi![3]
Amaç hedef ve gündem değiştirmek. Yoğun Gazze gündeminden içe çekip sessizleştirmek, yalnızlaştırmak.
-Milletin meclisinde maalesef; DEM Partisi teröristlerin sesi olmaya devam etmekte! [4]
Bu arada İç mihraklarda devreye konuldu, mesaj verildi.
-Kadir Has Üniversitesi’nde bir akademisyen mescide ayakkabılarıyla girdi![5]
-1994’te 3 bin köy haritadan silindi.[6]
– “GENELKURMAY: “PKK siyasallaşmaya çalışıyor”
Genelkurmay PKK’nın siyasallaşma çabalarını değerlendirdiği ‘2000 Yılı İç Güvenlik Harekâtı Değerlendirmesi’ başlıklı 6 sayfalık bir rapor hazırladı.
Genelkurmay’ın 7 Aralık 2000 tarihli raporunda PKK’nın Türkiye’nin AB adaylık sürecinden ‘cesaret aldığına’ dikkat çekildi ve bazı AB ülkelerinin, terör örgütüne geçmişteki desteklerinin PKK’nın varlığındaki en önemli sebeplerden biri olduğunun da altını çizdi.”[7]
-Yahudi ve Hristiyanların tüm çırpınışı, saldırısı ve öldürmesi tamamen tabii seyri içerisinde yok olmasını geciktirmek için yani ölmemek için öldürme çılgınlığıdır.
****************
TARİHİ BİR VESİKA:
Hasan Basri Çantay Mecliste yaptığı konuşmasında daha o günde yani yüz sene öncesinden bugünkü tehlikeye dikkat çemiş şöyle uyarıda bulunmuştur;
“Eğer biz (şimdi Fransızlarla, Suriye’nin, Lübnan’ın onlara verilmesini içeren) bu itilâfnameyi kabul edecek olursak, yarın daha rezil diğer devletlerin istediği daha büyük fedakârlıklar yapmaya mecbur kalacağımızı şimdiden bilelim. Bu itilâfname bir temel bir misal olmak üzere bizim suratlarımıza çarpılacak ve diğer devletler bizden daha büyük parçalar koparmaya kalkışacaklardır.
… Henry Franklin Bouillon (1870-1937) Fransız siyaset ve devlet adamıdır. Kurtuluş savaşı devam ederken, 9 Haziran 1921’de Ankara’ya ulaşmış ve beş ay Ankara’da ikamet ettikten sonra, süren müzakereler sonucu 20 Ekimde Fransa adına Ankara Antlaşması’nı imzalamayı başarmıştı, böylece Türkiye ile Fransa arasında süren yedi yıllık savaş resmen sona ermişti. Ankara Antlaşması ile o zamana kadar birlikte hareket eden itilaf devletleri birliği bozulmuş ve yeni TBMM hükümeti, Fransa tarafından tanınmıştır. Bu anlaşmayla güney illerindeki Türk-Fransız savaşı resmen sona ermiş ve Türkiye’nin güney sınırı da belirlenmiştir. (Çantay’ın tepki göstermesi de bu yüzdendir. Sınır belirlenince, sınırın güneyindeki illerimiz ve ilçelerimiz, yani Suriye ve Lübnan toprakları ve bu topraklardaki bütün yerleşim birimleri Fransa’ya bırakılmış oluyordu).
(Henry Franklin Bouillon, ayrıca Lozan Konferansı’na katılan Fransız heyetinde de yer almıştı. “Türkiye ile Fransa arasındaki 20 Ekim 1921 anlaşmasına göre Türk Hükümeti bundan başka, Fransız iş adamları tarafından madenler, demiryolları, limanlar ve nehirler konusunda istenebilecek imtiyazları hem Türkiye hem de Fransa’nın karşılıklı çıkarlarına uygun olmaları kaydıyla incelemeye hazırdır. Diğer yandan Türkiye, Türkiye’deki meslek okullarında Fransız uzman öğretmenlerle iş birliğinden yararlanmayı arzu etmektedir.”)”[8]
MEHMET ÖZÇELİK
25-12-2023
[1] https://tesbitler.com/2019/09/06/15-temmuz-yolunda-dosenen-taslar/
[2] https://video.haber7.com/video-galeri/258738-iste-arkasindaki-ulke-istihbari-ve-askeri-acidan-bu-saldiri-orgutun-capini-asar
[3] https://video.haber7.com/video-galeri/258752-acik-acik-soyledi-turk-askeri-ussunun-koordinatlarini-pkkya-abd-verdi
[4] https://video.haber7.com/video-galeri/258731-dem-partisi-teroristlerin-sesi-olmaya-devam-edecek-aciklama-es-baskan-demirhandan-geldi
[5] https://video.haber7.com/video-galeri/258753-kadir-has-universitesinde-bir-akademisyen-mescide-ayakkabilariyla-girdi
[6] HRW (İnsan Hakları İzleme Komitesi (Human Rights Watch -HRW, Sh.374.
[7] DEVLETİN KÜRT FİLMİ.1925-2009-Kürt Raporları-BELMA AKCURA-YAVUZ ATAÇ: ”SiZiN GLADiO DEDiGiNiZ YAPIYI 4 YIL YÖNETTiM”DERİN DEVLET OLDU DEVLET-BELMA AKÇURA-Sh.188.Age.Sh.439.
[8] “SURİYE’Yİ VEREMEYİZ”, “BEN MÎSÂK-I MİLLÎ’Yİ DE TANIMIYORUM”: TBMM’DE Hasan Basri ÇANTAY-Suriye’nin Fransa’ya Verilmesine Karşı Çıkıyor, Çantay-İsmail Yurdakök-sh.3. https://istanbul.consulfrance.org/Ankara-Anlasmasi-Fransa-Turkiye-dostlugunda-yeni-bir-sayfa