Lozan Heyetinde Osmanlı Hahambaşı Haim Nahum Ne Arıyordu?
Lozan Heyetinde Osmanlı Hahambaşı Haim Nahum Ne Arıyordu?*?
HAİM NAHUM DOKTRİNİ NEDİR?
Manisa doğumlu Haim Nahum, Filistin’de İbranice ve Arapça öğrendi. Fransa’ya eğitim için gittiğinde Jön Türklere katıldı.Bu ona büyük bir itibar kazandırdı ve İstanbul’a geldiğinde siyasi yaşamında muazzam faydalar sağladı.1908 Hahambaşı oldu. Lozan Antlaşması sırasında İsmet Paşa’nın başkanlığındaki Türk heyeti resmi listesinde Haim Nahum’un adının olmamasına rağmen Türk heyetine Kasım 1920-Nisan 1923 yılları arasında danışmanlık yapmıştır. H.Nahum 1900’lerde İstihkam ve Topçu Okulu’nda İsmet Paşa’nın öğretmeniydi. Bundan istifade ederek İsmet Paşa’nın heyette danışmanı olmaya muvaffak oldu. Evvelinde ABD ve İngiltere’de gûya Türkiye lehine birçok konferanslar vermiştir. Böylelikle Türk yetkililerin güvenini kazanmıştır. Lozan’da heyetler arasında ara buluculuk rolüne soyundu. İngiliz heyeti başkanı Lord Curzon ve öbür itilaf devletleri heyetleriyle yürüttüğü görüşmelerin içeriğini Türk delegeleriyle paylaşmayan Haim Nahum kurduğu sinsi planla ağır şartlar taşıyan anlaşmayı Türk heyetine imzatmayı başarmıştır. O dönem görüşmeleri reddedenlere şöyle söylemiştir: ”Yanlış yapıyorsunuz; Anadolu’yu işgal etmekle Müslüman Türkleri sindireceğinizi mi sanıyorsunuz? Hayır, birkaç yıl içinde bu milletin yeniden dirileceğini, toparlanıp derleneceğini hesaba katmıyorsunuz! Öyleyse yapılacak şey; Lozan Antlaşması ile bunlara bir fırsat tanıyıp, bu zaman içinde İslamiyet’ten uzaklaştıracak, din ve tarih şuurunu unutturacaksınız. Müslüman Türkler, bir iman ve ahlak tahribatı süreci geçirmelidirler. Ekonomileri çökertilmeli, siyasi partilerden gazetecilere, hepsi ele geçirilmelidir. Onlar, ülkelerini parsel parsel satacak hale getirilmelidirler. Yumuşak ve kolay lokma yapıldıktan sonra ise, Türkiye parçalanıp büyük İsrail’e katılmalıdır.”
Haim Nahum doktrini; şu ana fikirlerden meydana gelmektedir. Türkleri savaşla yıkamazsınız. Öyleyse Anadolu insanı;
*1- Aç bırak*
Türk insanını üretmeyen, kendisine öz güveni olmayan, ekonomisi tüketime dönük bir topluluk haline getireceksiniz. Lozan Antlaşması imzalandığı 1923 tarihinde ABD Doları yaklaşık 1 Türk Lirasına eşitti. 1923 yılına gelene dek Türkiye 93 Harbi(1877), Balkan Savaşları(1912), Çanakkale Savaşı(1915 vd. 9 cephe) Kurtuluş Savaşı (1919-1923 yılları) pek çok cephede savaşmış ve bunca savaş, yokluğa rağmen 1 ABD Doları ancak 1 Türk Lirası kadardı.( Bugün üretime destek yerine ithalata yönelim var. Yerli malı üretmek zorlaşırken bu alanda vergiler en büyük gelir kalemi )Türkiye’de Mart 2020 itibariyle açlık sınırı (aylık gıda harcaması tutarı) 2.345 TL, iken asgari ücret 2.324 lira
*2- İşsiz bırak*
Türkleri üretkenlik yeteneklerini yitirmiş bir toplum haline getireceksiniz. Tarımı dahi çok göreceksiniz, tarım ve hayvancılığı zorlaştıracaksınız. Kalkınmanın önünü sürekli tıkayacak maddeleri uygulayacaksınız. Cumhuriyetin ilk yıllarında Halkın%80’i köylerde yaşamaktaydı. (Bugün köylerde yaşayanların oranı % 7’ye kadar inmiştir.) Türkiye seksenli yıllarda Avrupa’ya tarım ürünleri, Ortadoğu’ya canlı hayvan ihraç eden, dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydi. 2001 yılında IMF dayatmalaıyla Devlet Planlama Teşkilatı(DPT) 2011 yılında çıkartılan kanun hükmünde kararname ile lağvedildi ve görevini Kalkınma Bakanlığına devretti.2006 yılında çıkartılan ”Tohumculuk Kanunu” [1] ile sertifikasız tohum satışı yasaklandı.”Tarım ve Orman Bakanlığı 19 Ekim 2018 tarihinde “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik”[2] ile takası yasakladı. 2.5 milyon çiftçiyi ilgilendiren şeker Türkiye için stratejik bir ürün olmasına rağmen şeker fabrikaları satıldı. Bununla birlikte 2002-2018 GSYH’de tarımın payı yüzde 10,3’den 5,8’e düştü.
*3- Borca esir et*
Türk Devletini borca esir etmek yetmez. Yaptırım uygulayın. Her ferdi bireysel olarak sürekli borçlu hale getirin. Şerefini hayatından üstün tutan bir millet borçlandırılabilirse, yok edilmesi rahat olacaktır. Yani dışa bağımlı bir hale getireceksiniz. Merkez Bankası son yıllarda borçlanmada Türkiye’nin rekor kırdığını açıkladı. Mailiye Bakanlığı 31 Aralık 2019 itibariyle Türkiye’nin 436 Milyar DOLAR brüt dış borç stokunun olduğunu açıkladı.[3] Buna mukabil 80 milyonluk Türkiye’de Haziran 2020 verilerine göre 71 milyon kredi kartı var. Yine 33 milyon kredi borçlusu var. Toplamda 720 milyar kredi borcu bulunurken kişi başı ortalama 21 bin liraya tekabül ediyor [4]
Tuik verilerine göre; Türkiye’de 59milyon 123 kişi borç yükü altında. Yani 4 kişiden 3’ü borçlu
*4- Dinden uzaklaştır*
Türk halkını gerçek İslam’dan uzaklaştıracaksınız. ”İslam’ı ortadan nasıl kaldıracaklardı? ya yasaklayarak da özünü değiştirerek. İkisini de denediler/deniyorlar. 1921 ve 1924 Anayası’nda; ”Türkiye Cumhuriyeti’nin dini islamdır.” maddesi vardı. Daha sonra 24 anayasasında 1928 tarihinde bir değişiklikle bu madde kaldırılmış ve 1937 yılında laiklik anayasaya dahil edilmişti. İstiklal Mahkemeleri, reformlar derken, 1950 sonrasında yasaklar bitiyor bu sefer de muhafazakarlar eliyle özü değiştiriliyordu. ”Ilımlı İslam”, ”Dinde reform” söylemleri laiklerden ziyade muhafazakarlardan gelmiştir. Din konusunda milletin kafası karıştırılarak, dinden soğuması sağlanacaktı. Gerçek din alimlerinin itibarı yok edilmeye çalışıldı. Son günlerde ‘bilhaassa gençler arasında ‘DEİZM”, ”ATEİZM” yükselmeye başlamıştır.
Hasılı kelam Haim Nahum, ”Çalışmalarınızda bu dört koşulu yerine getirmeden Türk milletini tarih sahnesinden silmek için harp etmeyiniz. Ola ki bu koşullar tekâmül olmadan harp ederseniz, savaşı kazanamazsınız.” demiştir.
Bu bağlamda bugün de milletimizin içine birçok fitne sokarak bölmek istiyorlar. Böldükleri grupları birbirleriyle çarpıştırarak yumuşak lokma haline getirip Siyonizmin hizmetine vermek suretiyle yönetmek istiyorlar
Halbuki bizim bölünmeye, parçalanmaya, yönetilmeye değil birleşmeye, toparlanmaya ve yönetmeye ihtiyacımız var.
*****************
Haim Nahum, bu görüşlerini daha sonra “7 maddelik bir doktrin” haline getirir. 7 maddelik bu meşhur doktrinde;
“Türkleri savaşla asla yıkamazsınız. Öyleyse Anadolu insanını şu yedi ana maddeyle yıkmak mümkündür.
1-Türk milletini işsiz bırakacaksınız.
2-Türk milletini sefalet içinde, aç bırakacaksınız.
3-Türk milletine borç vererek esaret altına alacaksınız.
4-Türk Milletini İslam dininden ve manevi değerlerinden uzaklaştıracaksınız.
5-Türk Milletini böleceksiniz.
6-Türk Milletini birbirleriyle çarpıştıracaksınız.
7-Tüm bu politikaların uygulamasından sonra Türk Milletini yumuşak lokma haline getirip yutacaksınız. İsrail’in bir eyaleti yapacaksınız.”[1]
%%%%%%
Özetle;
– aç bırakacaksın
– işsiz bırakacaksın
– borca esir edeceksin
– dininden uzaklaştıracaksın
– böleceksin
– böldüklerini birbiri ile çarpıştıracaksın
– yumuşak lokma haline getirip yutacaksın
[1] https://yalantarih.com/yahudi-hahambasi-haim-naum-turklere-hangi-dusmanliklari-yapti/#:~:text=Haim%20Nahum%20Dokrin%E2%80%99in,getirip%20yutun.%E2%80%9D%20demi%C5%9Ftir
https://akademidergisi.blogspot.com/2013/05/lozanda-turkiyeyi-neden-yahudi-din-adam.html?m=1