Nazar Ayeti
Kalem Suresi 51. ve 52. Ayet Anlamı:
Şüphesiz inkâr edenler Zikr’i (Kur’an’ı) duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) “Hiç şüphe yok o bir delidir” diyorlar. Hâlbuki o (Kur’an), âlemler için ancak bir öğüttür. “
Kuran-da ve hadiste olduğu halde nazarı kabul etmeyenlerin gerekçeleri nelerdir?
Kur’an ve hadislerde nazara dair bazı ifadeler yer alır ve bazı insanlar, bu ifadelerin nazarın gerçekliğine işaret ettiğini düşünerek inanırken, diğerleri ise nazara inanmamaktadır. İşte nazarı kabul etmeyenlerin bazı gerekçeleri:
Bilimsel kanıtlar: Bazı insanlar, nazarın bilimsel bir gerçekliğinin olmadığını düşünürler. Modern bilim, nazara dair somut kanıtların eksik olduğunu ve bu tür etkilerin objektif olarak kanıtlanamadığını savunur. Dolayısıyla, nazara inanmayanlar bu konuyu bilimsel dayanaklarla reddederler.
Rasyonellik ve mantık: Bazı insanlar, nazar gibi metafiziksel ya da doğaüstü güçlere dayanan inançları mantık ve rasyonellik açısından eleştirirler. Onlara göre, nazarın temeli mantıksız ve gerçeklikle uyuşmaz.
İslam’ın temel prensipleriyle uyumsuzluk: İslam dini, tevhid inancına dayalı bir monotheist dindir. Bazı insanlar, nazara inanmanın tevhid prensipleriyle uyumsuz olduğunu düşünürler. Çünkü nazar, insanların ya da nesnelerin güçlü bir şekilde etkileyebileceği düşünülen bir kuvvet olarak algılanır, bu da Allah’a olan güven ve bağımlılığın azalmasına neden olabilir.
Süregelen gelenekler ve hurafe: Bazı insanlar, nazar inancını geleneksel veya hurafeye dayalı bir inanç olarak görürler. Onlara göre, İslam dininin temel kaynakları olan Kur’an ve hadislerde açıkça tanımlanan şeyler dışında, nazarın gücüne dair somut ve kesin bir temel yoktur.
Eğitim ve çevre etkisi: Bazı kişiler, nazarı kabul etmemelerinin nedeninin, eğitim seviyeleri ve çevrelerinden kaynaklanabileceğini düşünebilirler. Çevrelerindeki insanların nazar inancını reddetmeleri ya da bu konuda bilinçli bir eğitim almadıkları durumlarında, nazara inanma eğiliminde olmamaları mümkündür.
Sonuç olarak, nazarı kabul etmeyenlerin gerekçeleri kişisel inançlar, bilimsel yaklaşımlar, dini yorumlar ve eğitim gibi çeşitli faktörlere dayanabilir. Her insanın düşünce yapısı ve inançları farklı olduğundan, nazara yönelik bakış açıları da farklılık gösterebilir.
%%%%%%%%%
Kuran-da ve hadiste olan nazarı kabul edenlerin gerekçeleri nelerdir?
Kur’an ve hadislerde nazarın varlığına dair bazı ifadeler yer alır ve bazı Müslümanlar, bu ifadeleri temel alarak nazara inanır. Nazara inananların gerekçeleri şunlar olabilir:
İslam’da geçen ayet ve hadisler: Nazar konusu, İslam’da Kur’an’da ve hadislerde yer alan bazı ayet ve rivayetlerle açıklanmıştır. Bu kişiler, Kur’an ve hadislerin İslam’ın temel kaynakları olduğunu ve bu metinlerde nazara dair açıklamaların olduğunu düşünerek inanırlar.
Gelenek ve kültürel etkiler: Nazar inancı, bazı toplumlarda yaygın bir gelenek ve kültürel inanç olarak yaşamaktadır. Bu kişiler, aileleri ve çevreleri tarafından nazara inanmaya teşvik edilmiş olabilirler ve bu inancı hayatlarının doğal bir parçası olarak kabul ederler.
Deneyim ve gözlem: Bazı Müslümanlar, çevrelerindeki ya da kendi yaşamlarında karşılaştıkları bazı olayları nazarın etkisiyle ilişkilendirebilirler. Böyle deneyimler yaşayan kişiler, bu olayları nazara bağlamaları nedeniyle inanmaya yönlenebilirler.
Güvenilir kişilerin tavsiyeleri: Nazar konusunda inanan kişiler, güvendikleri, dindar ve bilgili kimselerin tavsiyeleri ve öğretileri doğrultusunda inançlarını şekillendirebilirler.
Allah’ın iradesinin tecellisi: Nazar inancına göre, nazardan korunma veya nazarın etkisinden kurtulma konusunda Allah’a dua etmek ve O’na sığınmak önemlidir. Bu kişiler, nazara inanarak Allah’ın iradesinin tecellisi olarak nazardan korunmayı Allah’a yönelik bir bağlılık ve inanç olarak görürler.
Sonuç olarak, nazara inanan kişilerin gerekçeleri, İslam kaynaklarındaki referanslar, kültürel etkiler, kişisel deneyimler ve güvenilir kişilerin etkisi gibi farklı faktörlere dayanabilir. İslam inancında nazara dair görüşlerin çeşitliliği, kişisel yorumlar ve yaşanılan toplumların inanç sistemleriyle de ilişkilidir. Herkesin inanç ve düşünce yapısı farklı olduğundan, nazara yönelik inançlar da kişisel tercihler ve deneyimlerle şekillenir.
%%%%%%%%%
Kuran-ı Kerim’de ve hadislerde nazar konusu.
Kuran-ı Kerim’de ve hadislerde nazar konusu, insanların ve nesnelerin nazara maruz kalabileceği ve bu durumun olumsuz etkilere yol açabileceğiyle ilgili bazı ifadeler içermektedir. Nazar, İslam kültüründe “göz değmesi” veya “kötü gözle bakma” olarak da anılır. İşte nazara dair Kuran ve hadislerden örnekler:
Kuran-ı Kerim’de nazara ilişkin bazı ayetler:
“De ki: Ben ancak bir insandan başkası değilim. Size vahyedilenden başka bir şey değilim. Şayet bilmiş olsaydım elbette büyük bir mal sahibi olurdum ve kendime kötülük isabet etmezdi. Ben ancak inanan bir kavme müjdeciyim. ” (A’raf Suresi, 188)
Bu ayet, insanların başına gelebilecek olayların, Allah’ın bilgisi dışında gerçekleşmediğini vurgular ve insanların Allah’ın bilgisinin ötesindeki konulara yönelik spekülasyonlardan kaçınması gerektiğini belirtir.
Hadislerde nazara ilişkin bazı rivayetler:
Hz. İbn Abbas (r.a.) anlatıyor: “Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in dedesi Abdülmuttalib’e, onun da dedesi Haşim’e yetmiş sene ömür biçildi. Bunun üzerine Abdülmuttalib, dedesi Haşim’e giderek; ‘Babacığım, 80 sene ömür biçtiler. Fakat senin ömrün 60 sene kadardır, benim ömrüm ise 70 sene kadardır. Şimdi bana yetmiş sene ömür biç, senin ömrüne yetmiş sene ömür biçsinler’ dedi. Bunun üzerine Hz. Haşim dedi ki: ‘Oğlum, seni nazar çarpsın.’ Bunun üzerine Abdülmuttalib şöyle dua etti: ‘Ey Rabbim! Eğer ömrümde kısıtlama olacaksa, beni evlatlarıma kavuştur.'”
(Buhari, Tıb, 28)
Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: “Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bir zaman hastalandı ve ona binlerce ziyaretçi gelmişti. Ben, Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in sağlığına kavuşmasını istedim. Derken bir Yahudi doktora geldi ve Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in yanına girdi. Ona, ‘İsterse iyileşir’ dedi. Ona, ‘Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in durumu nedir?’ diye sordum. Doktor, ‘Göz deymesinden (nazardan) ötürü bir hastalık olmuştu. Ona, siyah bir koyun kesmeyi söyledim. Damarında kişi olduğunu düşünüp ısıttığım şişeyi kopardığımda, oradan bir şey çıktı’ dedi. Ben hemen gidip Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’e durumu haber verdim, o da (kurban) kestirip tedavi oldu.”
(Buhari, Tıb, 31)
Bu hadislerde, nazara maruz kalmanın ve nazarın etkilerinin gerçek olduğuna inanılmaktadır. Ancak bu tür olayların Allah’ın takdiri ve bilgisiyle olduğu vurgulanırken, nazarın gerçekliği ve etkileri hakkında ayrıntılı bilgi verilmez. İslam’da nazara karşı korunmak için dua etmek, Allah’a sığınmak ve güzel gözle bakmaya özen göstermek önerilir.