KİMDEN SİYASETÇİ OLMAZ
KİMDEN SİYASETÇİ OLMAZ
Evet gerçekten kimden siyasetçi olmaz?
Yoksa her önüne gelenden ve adaydan siyasetçi olur mu?
Öyleyse;
Yalancıdan…
Münafık yapılı kimseden.
Kendi menfaatini milletin menfaatinin önünde tutandan.
Maneviyattan mahrum olandan.
Milletin değerlerinden uzak ve kopuk olandan.
İleriyi göremeyip, kısır döngüler içerisinde dönüp dolaşandan.
Proje üretmeyip veya üretemeyip, sürekli şikayet ederek tüketen ve tükenenden.
Geçmişinden ve tarihinden kopuk, her şeyi hayali bir tarih üzerine bina edenden.
Dışarıdan kumandalı ve yerli bir siyaset üretemeyenden.
Hedefini muhalefet üzerine veya kişiler üzerine bina ettiği bir siyaset sürdürenden.
Yapım üzerine değil, yıkım üzerine bir siyaset yapandan.
Devlet yönetimindeki sürekliliği sürdüremeyenden.
Makam hırsıyla dolu olup, başkalarının önünü tıkayandan.
Meşru yoldan seçilmeyenden.
Darbelerden medet umup, darbelerle beslenenden.
Dış odaklı olandan.
Yerli olmayıp, Abd, Rus, Alman, İsrail, İngiltere yapımı bir siyaset yapandan.
Her gayrı meşru yolu hedefe ulaşma uğruna meşru görenden.
Kısır görüşlü, az olsun benim olsun, benden başkası olmasın diyenden…
Irkçılık güdüp, başkalarına adeta hayat hakkı tanımayandan.
Kirli ittifaklarla, kirli kişilerle ve ilişkilerle siyaseti götürenden.
İnsanların inancıyla, baş örtüsüyle, ibadetiyle uğraşmayı siyaset bilenden.
Hayırla anılacak bir eseri olmayandan. Zira Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.
Herkesi, her kesimi kucaklamayandan.
Lafla peynir gemisi yürütmeye çalışandan.
“Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat/ Bin türlü teseyyüb (ihmal ve düzensizlik) bulunur hanelerinde.”
Akibetini ve ahiretini düşünmeyenden. Bu tiplerden değil siyasetçi, adam bile olmaz.
İnançsızdan. Zira Yaradanı görmeyen, yaradılanı hoş ve var görmez ve de göremez.
Tarihin çöplüğüne dökülenlerden ibret almayandan.
Akıl ve kalbi aydınlanmamış ve de karanlıkta olandan.
Çapsız olandan.
İçip berduş olandan…
Hayatı bir kumar olarak görüp, kumar oynayandan.
Hırçın, mızıkçı ve kanser edici olandan…
Başkasının yani milletin sırtından beslenen salak ve asalak ve de sülükten.
Sevgi odaklı değil, nefret ve kin ve de baskı odaklı siyaset güdenden.
Aaaaa, ben bu tipte şeyy yani bu tipsizlikte olanları tanıyorum…
Tamda onlara göre dikilmiş bir elbise.. Onların içine gireceği bir elbise.
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.
Acaba bu kişilere göre mi bir yazı yoksa yazıya göre mi bir kişilik?
Dert söyletir derler ya.
Bize de olumsuzlar ve olumsuzluklar yazdırıyor.
Zira tarih vitrini o kadar döküntü ve çöplüklerle, aldanan ve aldatılanlarla dolu ki; hala tarihin tekerrür ettiğini, çöplerin pazarda müşteri bulduğunu, çöplüklerin insanların içerisinde değer bulup öne çıkarıldığını görmekteyiz.
Her mal müşteri bulmaktadır.
Peygamberliğini iddia edeninde cenazesinde binlercesi saf tutmakta.
Münafıklığı tescillenmiş olanların peşinden milyonlar gitmekte.
Yalancının mumu saniyesinde söndüğü halde alkış almaktadır.
Gübreyle meyve aynı pazarda ve aynı rafta sergilenmektedir. Gübre meyveden pahalı!
Silik para piyasada tedavülde.
Silik söz revaçta.
Silik insan ön safta.
İnsan imtihanda.
Kısaca nasılsanız, öyle de yönetilirsiniz…
Elbette kimden seçmen olmaz, seçmen nasıl olmalı gibi soruları da kendimize sormamız lazım.
Satıcı kadar alıcı da önemlidir.
Satıcıyı önemli kılan, alıcının alıcılığıdır.
Seçmen de çok masum değil…
Hadiste; İnsanlar madenler gibidirler. Kimi kömür, kimi bakır, kimi gümüş, kimi altın, kimi elmas.
Hatta altın bile ayar ayara.
Hepsi de karbon.
Her karbondan olan siyasetçi olmaz ve de olamaz.
MEHMET ÖZÇELİK
30-07-2021