ADETTEN İBADETE

ADETTEN İBADETE

İbadetlerimiz adete dönüşürken artık adetlerimiz ibadet haline dönüşmelidir.

Şu andaki Korana-virüs sebebiyle geçen Ramazanımız biraz daha Asude, Rahat, sakin ve huzurlu geçiyor.

Elbette cemaatle kılınan namaz diğer namazlardan 27 derece daha faziletlidir. Cemaat ile beraber olma ve sohbet elbette ki fazileti ile farklıdır ancak akşamleyin telaşla hemen iftarı yapmak, arkasından namaz kılıp teravihe gitmek veya varsa sohbete gitmek bu gibi telaşlar kişiyi adeta bir koşturmaca haline koyarak Ramazan’ın o Asude halini, sakin ve sürekli halini kaybettiriyor.

Bir koşturmaca içerisine giriliyor ve bir çaba içerisine giriliyor. Belki bazen tatlı bir telaş oluyor fakat bazen de tadını kaçıracak hallere de dönüşebiliyor. Bir derece insanın kendisini dağıtmasına sebep oluyor.

Şu andaki Ramazan ise dağıtılan insanın kendi iç dünyasına ve alemine, makro alemden mikro alemine dönmesine, kendisini düşünmesine, nefis muhasebesine, kendisine gelip dönüşmesine de vesile olmuş oluyor.

Bu iç dünyasına insanın dönmesi ailesine de yansıyor. Böylece gündelik aile hayatındaki adet olan haller, ibadet haline dönüşerek ailece bir ibadet, ailece bir teravih hayatı olmuş oluyor. İnşallah bu durum ailece Kur’an- Kerim-i Tilavete, çeşitli programlara aynı zamanda internet üzerinden online sohbet ve muhabbetlere de vesile olmuş oluyor.

Adeta başkası için yaşıyor, başkalarına koşturuyoruz.

 Kendimizi çok dağıtıyor, Makro alem ve âfakla çok meşgul oluyoruz.

************  

Gerçek dünyadan sanal dünyaya geçiş yapıyoruz.

Materyalizmden dijital ortama göçmekteyiz.

Maddi alemden manevi alemin kapısına girişi yaşamaktayız.

Vasıtalardan, vasıtaların kalktığı bir dünyaya aktarım gerçekleşmektedir.

İnsan kendisini keşfetme yolundadır.

Kendisini keşfeden ve bulan insan, Rabbini de bulan insandır.

-Adamın birisi çölde devesi ile beraber gider ve deve hastalanarak ölür. Hem kendisini ve hem de yüklerini taşıyan devesi ölür.

Bu durumdan hüzünlenir ve devenin başında oturarak şöyle der;

Ey Deve senden ne eksildi, der. Demek ki senden bir şey eksilmediğine göre; seni de, beni de taşıyan ve de sende de ben bende de bulunan bir şey varmış der.

Meğer ömür boyu ve yıllardır seni de, beni de ve de yükümüzü de taşıyan o imiş.

***************   

İman var olmaktan daha önemli ve önceliklidir.

Var olup da güvende olmamak veya güvende olmadığını düşünüp, güveni yani imanı kaybeden cehennemi her an yaşar ve yaşatır.

İman var oluştur. Küfür ise o varlığı, hakiki var oluşu kaybetmektir.

Dünyada en şaşılacak bir şey varsa, oda imansızlıktır.

Dünyada tedavisi olmayan bir hastalık varsa, oda imansızlık hastalığıdır.

Geri dönüşümü olmayan tek şey, imansızlıktır.

Gübrenin bile dönüşümü var.

Taş ve Kaya’nın bile güveni var. Zira onunla binalarımızı yapıyor, güvenle oturuyoruz.

İmansızlık ise o binayı da yıkar.

İman güvendir. Küfür o güveni yıkar ve çökertir.

“Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın;
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..”
N. F. Kısakürek

Benim yetişmemde gübremsin.

-“ Hanzalenin çekirdeğinde hanzale ağacı mündemiç ve dahil olduğu gibi, Cehennemin de küfür ve dalâlet tohumunda müstetir bulunduğunu, şuhudî bir yakînle müşahede ettim. Ve keza, nasıl ki hurmanın çekirdeği hurma ağacına hamiledir; aynen öyle de, iman habbesinde de Cennetin mevcut olduğunu hads-i kat’î ile gördüm. Çünkü, o çekirdeklerin ağaçlara tahavvül ve inkılâpları garip olmadığı gibi, küfür ve dalâlet mânâsı da tâzip edici bir Cehennemi, imân ve hidâyet de bir Cenneti intaç edeceğinde istib’ad yoktur.”[1]

-“İman, kabuğunun içerisindeki lübbü gösterir. Küfür ise, lüble kabuğu tefrik etmez. Kabuğu aynen lüb bilir ve insanı cevherlik derecesinden kömür derecesine indirir.”[2]

-“ Cehennem-i cismani, arif olan mü’min için, asiye kafirin cehennem-i manevisine nisbeten cennet gibidir.”[3]

MEHMET ÖZÇELİK

09-05-2020


[1] Mesnevi-i Nuriye.Bediüzzaman Said Nursi.88.

[2] Age.60.

[3] Age.191.

Loading

No ResponsesMayıs 9th, 2020