MÜJDE!!! PROF-LAR GELİYOR..
MÜJDE!!! PROF-LAR GELİYOR…
Bakan Selçuk: Özellikle fen liselerinde fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi dersleri üniversitelerden bazı profesörlerin vermesi konusunda bu sene ilk kez çalışmamız olacak.”
Öyle yapacağına öğretmenlerin Profesör olmasının önünü açsa, binayı dışarıdan destekleme yerine, iç kolonları güçlendirmiş olur.
Bu uygulama elbette anormal değil ancak yamayla yırtıklar aslının yerini, yenilenmenin ve köklü çözümün yerini almıyor.
Seksenlik neneye makyaj yapılıyor.
Yüz yıllık araba reflekte yapılmayıp, kaportası yenileniyor.
Hala yapılacaklar; rejime uyar mı korkusuyla içi doldurulmayan adeta heyula bir rejime eğitim feda edilmektedir.
Gelen hiç bir Bakan müsbet olarak, ciddi ve cesurane bir sekilde eğitimin üzerine gitmemiştir.
Altında kalmaktan, zülfiyare dokunmaktan korkmuştur.
*****************
Milli Eğitim Bakanın Prof-luğunun ardından takviye Prof-lar geliyor.
Profesörler lisede derslere girmekle eğitime ne katarlar?
Kaybetmesinler de…
Üniversitelere ne kattıklarına bakmak lazım!
Zaten okullarda ders verenler, onların yetiştirdikleri ögrencileridir.
Sıkıntı öğrencilerinde mi yoksa kendilerinde mi?
Aslında onlar için yeni bir ekmek kapısı açılmış olur!!!
Uzman öğretmenlik herhalde az geldi, yetmedi düzeltmeye!
Aslında yeni Prof. Uzmanlık sınavı açılabilir!
Haydi öğretmenler Prof. Uzmanlık sınavına!
Hep pansuman tedaviler, ameliyat masasına yatıran yok…
Tam kanser olması bekleniyor herhalde.
Tıpkı Sezer dönemindeki anayasa kitap fırlatmasıyla ekonominin dibe vurması gibi.
Canım dibe ne kaldıki!!!
Biraz daha sabredin…
SELDEKİ KÜTÜK
Yıllardır eğitimde yapılacak en önemli ve öncelikli olan iş; seldeki kütüklerin kurtarılmasıdır.
Yani el uzatıp sevgiyle yanaşmaktır.
Sonuç alınması ise tamamen öğrencinin taleb, istek ve yönelişine bağlıdır.
Yangındaki eşyanın kurtarılması da diyebilirsiniz. Zamanın ve ortamın dehşeti içerisinde itfaiyecilik görevinin yapılmasıdır.
Şikayet edip ümitsizliğe düşmektense, bir şeylerin yapılmasıdır.
Milli eğitimde bunca ögretmen ve öğrenci olmasına rağmen kalite yakalanamamakta, yeterli verim elde edilememektedir.
Günü hatta saati kurtarma çabasına gidilmektedir.
Evelden cahil olan dağa çıkar ve yol keserdi, şimdi ise okumuş insanda dağa çıkıyor hatta oturduğu yerden soygun yapıyor.
O halde eğitim ne veriyor ve neyi veriyor?
İnönü; ”Millî terbiye istiyoruz. Sizin vereceğiniz terbiye dinî değil millî, beynelmilel değil millîdir.”
-İnönü’nün; ”Sizin anlayışınızı (öğrenciler), inkılâbı muhafaza etmek, korumak ve memleketi yüksek seviyeye çıkarmak için, başlıca bir temel olacaktır. Atatürk ilkelerinin yerleşmesi, gelişmesi ve korunması genç neslin idealist olmasına bağlıdır. Memlekette idealizmin, demokratik rejimin, Atatürk ilkelerinin daima ve en iyi anlayanı, öncüsü ve fedakârı olacaksınız. Türk gençliği için çıkar yol bir cümle ile, Atatürk devrimlerini demokratik düzen içinde yaşatıp yaymaya, ekonomik kalkınmamızı demokratik düzen içinde ve sosyal adaletle beraber gerçekleştirmeye olanca gücü ile çalışmak ve yardımcı olmaktır.” der.[1]
Ruhsuz eğitim ve Ruhunu kaybeden milli eğitim kaliteyide bulamamıştır.
Geçmişte sık rastladığımız şimdilerde ise mevzii olarak da olsa rastladığımız eğitimdeki rezaletlerdir.
-“EĞİTİMDEKİ REZALET.
23 Nisan’da Çanakkale gibi bazı yerlerde kız çocuklarının gayet ahlaksızca giyim içerisindeki kutlamaları zemini titretecek derecededir.[2]
-Bu okulun öğretmeni nasıl bir öğretmen, müdürü nasıl bir müdür, velisi nasıl bir velidir?
Burada yazmaktan bile sıkılıyorum. Resme hiç bakılacak gibi değil.
Ancak geçmişte bu ahlaksızca uygulamalardan dolayı ağzımız çok yandı.
Acaba Bakanlıktan ve yeni Bakandan mı destek görülmektedir?
İhmal mi var veya göz ardı mı edilmektedir?
Eğer değilse Bakan ve Bakanlık okul öğretmen ve idaresine soruşturma açmalıdır.
-Her gelen Milli Eğitim Bakanından bir umut beklendi ancak görülmedi.
Hep dağ fare doğurdu.
SEVDİRMEK Mİ NEFRET ETTİRMEMEK Mİ
Evet gerçekten sevdirmek mi nefret ettirmemek mi?
Milli Eğitim Bakanı, Milli Eğitim Müdürü, Okul Müdürleri proje ile alınsın ve gelsinler.
Belediye başkanları gibi.
KİM UYKUDA
Öğrenci mi milli eğitim m?
Yaptıklarıyla uyutuyor mu?
Uzun yıllar dini eğitimden tecrid edilmiş veya çarpık eğitimden bu gün aldığımız sonuçlar ortadadır.
-”I930-lu yıllarda bu dersler (Din Dersleri)şehir ve köy ilkokullarından kaldırılmış , 1949 yılına kadar da okullarımızda Din dersleri okutulmamıştır.
Bu uygulama, zamanın Hükümetlerinin keyfi birtasarrufu olarak bilinmektedir.”[3]
-“1930 yılında ise Din dersleri yalınız beşinci sınıf öğrencilerine velilerin isteği üzerine haftada yarım saat okutulabilen bir ders halini almıştır.”[4]
-“1939
yılına kadar köy mektepleri, köy çocuklarını şehir ve kasaba çocukları
gibi aynı program dahilinde okutmak düşüncesi ile üç sınıflı
olarak teşkilatlandırılmıştır. Bu okulların haftalık ders dağılım
programında Din derslerine yer verilmemiş, ancak üçüncü
sınıflarda ”Din Dersi her perşembe günü öğleden sonra yarım
saattir.” kaydı not olarak ilave edilmiştir.”[5]
-“Üç
sınıflı Köy ilkokullarında haftada yarım saat program harici
akutulabilen Din dersleri şehir ilkokullarında bulunmamaktadır. 1. Maarif
Şurasında köy ve şehir ilkokullarını bitiren çocuklar, temel bilgiler
bakımından eşit düzeye getirilmek istenmiş, fakat din eğitimi ve
öğretimi ile ilgili her hangi bir derse 1939 Köy İlkokulları
Programında yer verilmemiştir.
l930. yılındaki isteğe bağlılık kaydıyla akutulabilen Din derslerinin,
1936 yılında köy ilkokullarından da kaldırılmasıyla, terkedilmişlik
görünümü 1948 yılına kadar sürmüştür.
Başlangıçtaki isteğe bağlılık kaydı da dersle birlikte 1936 yılında uygulamadan
kaldırılınca, din eğitim ve öğretimi I948· yılına kadar
ihmale uğramıştır.”[6]
-“1950 yılından itibaren büyük bir gelişme gösteren okullardaki Din eğitimi faaliyeti, 1981 yılına kadar genel olarak yetersiz kalmasına rağmen, olumlu bir görünüm arzetmektedir.”[7]
-Hasan Ali Yücel bunu laikliğin bir gereği olarak gerekçe göstermiştir.[8]
MEHMET ÖZÇELİK
01-09-2019
[1] Bak.İSMET İNÖNÜ’NÜN EĞİTİM FELSEFESİ/Prof. Dr. Erdal TOPRAKÇI..
[2] https://www.google.com/search?client=ms-android-asus&q=çanakkale%27de+23+nisan+rezaleti&spell=1&sa=X&ved=2ahUKEwjgwZTUxe7hAhVqzqYKHa_YBksQBSgAegQIChAC&cshid=1556305187042&biw=360&bih=559
[3] CUMHURİYET DÖNEMİNDE DiN DERSLERİNİN İLKOKUL PROGRAMLARINDAKi YERİ-Yrd. Doç. Dr. Mustafa TAVUKÇUOGLU.Sh.2.
[4] Age.6.
[5] Age.7.
[6] Age.8.
[7] Age.10.
[8] Bak.age.12.