HEDEFE KONULAN CEMAATLER
HEDEFE KONULAN CEMAATLER
Yüz yıl önce devrim ve darbelerle dini kaynaklardan yani toplumun beslenip nefes aldığı, inanç ve ibadetlerini geliştirip uygulama bulduğu ve İslam’ın yayılmasında önemli rol oynayan tekke, zaviye, dergah ve külliyeler kapatıldı.
Adeta toplum manen aç ve susuz bırakıldı.
Arkasından jandarma takip ve dipçikleriyle topluma korku salındı.
Bir yandan cahil diğer yandan dine düşman toplum oluşturulmaya, maarifle de marifetten uzak bir eğitim uygulamaya konuldu.
Bu engelleme ve baskılar fetö, Adnan Oktar, İslamoğlu, vs gibi merdiven altı uygulamaların önünü açmış oldu.
Bir yandan dinden kopan diğer yandan dinde bocalayan, ifrat ve tefrit içerisinde istikametsiz bir nesil ortaya çıktı.
Topluma dini, imani ve Kur’ani alanda hizmet vermeye çalışan Nur cemaati, Süleyman Efendi ve ehli tarikin önüne engeller konuldu.
163. Madde ile ve takiplerle önleri tıkanmaya ve cezalandırma yoluna gidildi.
Ondada yeterli başarılı olamayanlar bu cemaatları içten vurmak üzere içlerine yerleştirdikleri mit ve ajanlar ile böldürme yoluna gidildi.
Oluşan zararlarla beraber yine de gelişmeleri durduramayan derin devlet, gizli dinsiz komite fetö gibi daha geniş kapsamlı cıa ile beslenerek toplum ve de İslam dünyası yüz sene önce İngiliz eliyle şekillenen Suud hanedanlığı gibi bir oluşumla vehhabi zihniyetini getirme ve yerleştirme yoluna gitti.
Onda da başarılı olamayınca fetö bahanesiyle tüm cemaatler hedef tahtasına oturtulmaya çalışılmaktadır.
Böylece Türkiye tekrar yüz sene öncesine döndürülmeye çalışılmakta ve çaba gösterilmektedir.
İslâm dünyası da bundan nasibini almaktadır.
Fetö bahanesiyle yeni proje, cemaatleri bitirme ve meydanı Şia, Vehhabi ve Selef adıyla Deaşa bırakma projesidir.
Hedef inançta ve amelde kaos ortamı oluşturmaktır.
****************
Dindar Nesil.. diye diye geldiğimiz nokta çok düşündürücü!
MAK Danışmanlık tarafından 30 büyükşehir ve (Ağrı, Aksaray, Artvin, Bayburt, Bitlis, Bolu, Düzce, Elazığ, Giresun, Gümüşhane, Karaman, Karabük, Kars, Kastamonu, Kırıkkale, Kırklareli, Kütahya, Nevşehir, Osmaniye, Sinop, Bilecik, Yozgat, Uşak) 23 il, 154 ilçede 5 bin 400 kişi ile yüz yüze yapılan anket çalışmasında ülkemizde insanların İslam dinine bakış açıları, dini bilgileri ve bu konudaki görüşleri araştırıldı.
Ortaya çıkan sonuçlar ise beklenen “Dindar Nesil” yerine, sanal dünyaya entegre olmuş, haz ve egosuna düşkün, kültürsüz, duyarsız ve menfaatçi yeni bir neslin geldiğini haber veriyor.
% 14 Allah’a inanmıyor.
% 25 Meleklere inanmıyor.
% 24 Kur’an-ı Kerim’in vahiyle geldiğine yani Kur’an-ı Kerîm’e inanmıyor.
% 74 Evindeki Kur’an-ı Kerim’i okumuyor.
% 37 Peygamber Efendimize inanmıyor.
% 45 Kadere (Hayır ve Şerrin Allahü teâlâ dan geldiğine) inanmıyor
% 27 Öldükten sonra dirileceğinize ve hesaba çekileceğine inanmıyor.
% 68 Kur’an’ı Kerim’i Arapça hattından okuyamıyor.
% 75 Hiçbir Kur’an Kursu’na eğitim almak amacıyla gitmemiş.
% 85 Cennete gideceği kesin olsa bile; şu an Cennete gitmek için ölmeyi düşünmüyor.
% 77 Peygamber Efendimizin hayatını hiç okumamış.
% 43 Hiç camiye gitmemiş.
% 55 Ramazan ayında oruç tutumuyor.
% 70 İslam dini ile ilgili bilgileri öğrenmek için okumuyor.
% 78 Namaz kılmıyor.
% 20 Dua etmiyor.
% 59 Selamlaşırken “selamün aleyküm” demiyor.
% 46 Halifelik istemiyor.
% 10 Günah işlediğinde pişman olmuyor.
% 35 Gusül abdesti almıyor veya bilmiyor.
Bütün bu sonuçlardan sonra dönüp şu soruyu kendimize sormamız gerekmiyor mu:
Sâhi, biz nerelerde yanlış yaptık!
MEHMET ÖZÇELİK
01-08-2019