İLK YARATILAN SES VE SÖZ OLDU
İLK YARATILAN SES VE SÖZ OLDU
Kainatın ve eşyanın yaratılmasının başlangıcında ses vardı.
Yani -fe yekün- den önce –Kün- emri, ses ve sözü vardı.
Önce –Ol- dedi ve hemen akabinde oluverdi.
İnsanın var oluşunda- ve nefahtü fihi min ruhi-, ilâhımız ve Rabbimizin ruhundan üfleyişi vardı.
Üfleyiş ses oldu, ses söz oldu.
Cebrailde ruh oldu.
Maddeye nüfuz etti, canlılık verdi.
Mevlanada kamış oldu.
Kamış ney oldu.
Duy şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır, hep ayrılıklardan bu ney.
Der ki feryadım kamışlıktan gelir.
Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
Ayrılıktan parçalanmış, bir yürek,
İsterim ben, derdimi dökmem gerek
-Ney sesi tekmil, hava oldu ateş,
Hem yok olsun kimde yoksa bu ateş.
Aşk ateş olmuş dökülmüştür neye,
Cezbesi aşkın karışmıştır meye.
Yerden ayrı dostu ney, dost kıldı hem.
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.
Kanlı yoldan ney sunar hep arzuhal,
Hem verir mecnunun aşkından misal.
-Ağaçta yaprak, hayvanda tam bir orkestra, havada rüzgar, denizde şırıltı, gözde yaş, gönülde hüzün olarak ses verdi, sesini verdi, seslendi.
Âlem ses oldu, seslendi, duygulara esinti verdi.
Ses hayata hayat oldu ve hayat verdi.
Bu sesi çekemeyen şeytan O sese savaş açtı, cızırtılı sesler ile bir virus gibi sesin arasına girdi, sesi gölgelemeye başladı.
Helal olan sesler gönlün kapılarını açarken, öteki sesler gürültü ve cızırtı oluşturup yara açtı.
Ses bitkiye hayat oldu, suyun kristallerini arttırdı.
Ses sözü, söz manayı, mana da hayatı tetikledi.
Ses ilk çıkışında bir hayatın enerji, güç ve hayatını taşır.
Bazı sesler vardır ki, insanı diriltirken, bazı sesler de vardır ki; insanı ve her şeyi öldürür.
Söz ola kese savaşı, söz ola kese savaşı.
Sesin oluşturduğu söz bir yandan savaşı durdururken, diğer yandan da hayatların ortadan kalkmasına sebeb olan savaşı başlattı.
Sözün gücü, sesin gücündendir.
Allahın ezeli sıfatı olan Kelâm sıfatı varlıklara hayat oldu, hayat verdi.
Hayatla devam etti.
Hayatı devam ettirdi.
-İsimlerin tecellisi ve tezahürü eşyanın vücudu ile bağlantılıdır.
Mesela; Rahman kelimesinde süreklilik olmazken, Rahim isminde süreklilik bulunmaktadır.
Ancak Rahman herkesi kapsarken yani mümin kafir, insan hayvan ayırmaksızın hepsini rızıklandırırken, Rahim bir kısmını kapsar, müminleri kapsadığı gibi.
Rahim ismi daha ziyade dünyada tecelli ederken, (Çünkü rızka mecburiyet vardır.) Âhirette ise daha ziyade ameli kesilmiş olan insanın en ziyade rahmetine muhtaç olduğu yerdir.
-“Ona tatlı, yumuşak bir tarzda hitab edin..”[1]
“.. hikmetle, güzel ve makul öğütlerle dâvet et..”[2]
Allah firavuna bile, kendisine rakib olmaya çalışan kişiye bile kavli leyyinle muamele edilmesini istiyor.
Şiddetle söylenmesini istemiyor.
Varın ehli imana tavrını düşünün!!!
Ses girdiği kılıfa göre muhatabının dünyasında etkileşim yapar.
Ses ve söz hayatı değiştirir.
Kur’an-ı Kerim-de Allah kendini tavsif ederken, önce Semi’ yani işiten, seslenen ve seslere kulak! Verip dinleyen bağlantı kuran derken, akabinde Gören olduğunu ifade etmektedir.
Allah her sesi işitmektedir.
“Allah, kocası hakkında seninle tartışan ve Allah’a şikâyette bulunan kadının sözünü işitmiştir. Allah, sizin sürdürdüğünüz konuşmayı (zaten) işitmekteydi. Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”[3]
Kıssa: Kalem olsun eli ol kâtib-i bed-tahrîrin
Ki fesâd-ı rakkamı “sûr”umuzu “şûr” eyler
Gâh bir harf sukùtuyla eyler ”nâdir”i ”nâr”
Gâh bir nokta sukùtuyla ”göz”ü ”kör” eyler
Yani beceriksiz kâtip efendi harflere koyduğu noktaları karıştırarak “eğlence” veya “düğün” anlamına gelen “سور” kelimesine üç nokta ekledi mi onu “gürültü” anlamına gelen “شور” yapar. Kezâ bir harfi eksik yazmasıyla “emsali az bulunan” anlamına gelen “نادر”i “ateş” anlamına gelen “نار” yapar. Bir noktayı koymayarak da gören bir “كوز”ü (göz) “كور” (kör) eyler.
MEHMET ÖZÇELİK
31-03-2018
[1] Taha, 20/44.
[2] Nahl, 16/125.
[3] Mücadele.1.