DEVLET MİLLET EL ELE
DEVLET MİLLET EL ELE
Paralelin ibadet ve hizmetle uğraşan alt yapısı maalesef kirli üst yapının yaptıklarını görmedi, göremedi, beklemede kaldı.
Hdp ve Chp ile olan ittifak biraz kopmalara ve soğumalara sebeb oldu.
Ancak bir kısmı hala taraftarlığını, bekle gör politikasını, muhabbetin gözünün kör olması ve etmesiyle bu körlük devam etmektedir.
Verilen gazlar yeterli olmasa da bir kısmını safında tutmaktadır.
-Hükümet neden paralel yapının bu kirli ilişkilerini görmedi? Göremedi mi?
Diğerlerinin görmediği, hüsnü zanda bulunup, itimatsızlıkta bulunmadığı, herkesin kendi içindeki küçük kırılmalar kopmaya yetmediği ve en önemlisi de, ilgi ve bağlantıda hep paralel yapının ibadet kesimi muhatab alındı.
Kokuşma engellenemedi. Kanalizasyon açıldı, kokuşmalar başladı.
Küçük hesaplar birleşince büyük hesaplar anlaşılmış oldu.
-Paralel yapı devletin gizli ve derin bilgilerine ulaşınca, derin devlet olan Ergenekon-un yeri boşaltıldı.
İyi de oldu.
Ancak güç sarhoşluğuyla hareket eden paralel yapı o boşluğu doldurarak, kendisine imkan sağlayan insanlara darbe yapmaya başladı.
-Derin devletin sağ eli, sol elini koparıp, yerine geçmiş oldu.
Bu sefer devlet sağ derin devletle mücadele edince, sol derin devlet deşifre olarak tekrar devreye girmiş oldu.
Ancak bu sefer sağ ve sol derin devlet hükümete karşı ittifak ettiler.
Bununla da kalınmadı, dış ve iç tüm cemiyetlerle kirli ittifaka girildi.
Ve bu açıkça yapıldı.
-Bu gün her şeyin ortaya çıkmasıyla görülmüştür ki; bu hesap taa 1960 yılları ve sonrasının hesaplarıdır.
*17-27 Aralık darbe girişimi dolayısıyla bu durumu değerlendiren Çölaşan; ‘Bizim başaramadığımızı Fethullah’la ekibi başardı’
Çölaşan, son yolsuzluk operasyonunu böyle değerlendirdi ve ekledi: Bunların bizde belgesi yoktu. Onlar, devleti ele geçirmiş olmanın avantajını iyi kullandı.
******************
Terörist başı verdiği mesajda;” PKK’nın sözde lideri Cemil Bayık, hedefinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve AK Parti iktidarını devirmek olduğunu söyledi.”
Böylece ister paralel yapı olsun, isterse muhalefet olsun Erdoğan-a hücum etmekle kime hizmet ettiklerini göstermiş olmaktadırlar.
-Devlet millet 1950- den sonra ilk defa bir araya gelmiş, ortak düşmanlarına karşı dik durmaktadır.
*******************
*Türkiye-de hürriyetleri bağlayan kanunlar entrikalarla kabul ettirildi.
Mesela; Türkiye-nin bazı doğu bölgeleri olağan üstüne alınacak, memurların maaşlarında bir artış olacaktı.
Belirtildiği üzere, Elazığ bu olağan üstüne alınmayan şehirlerden idi.
Ancak bu kanunun mecliste kabul edilmesinden önce Elazığ-da silahlar patladı, mahallelerde silah sesleri gece boyu duyulmaya başlandı.
Bir gün sonrasında da Elazığ da olağan üstüne alınan illerden oldu.
-Atatürk büstlerinin kırılmasıyla 5816 sayılı atatürkü koruma kanunu çıkartıldı, bir çok zulmün kapısı açılmış oldu.
Lozan anlaşmasının kabulü de, başta şiddetli muhalefet eden Rize milletvekili Ali Şükrü boğularak öldürüldü, sonrasında çıkarılan karışıklıklarla Osmanlıyı temsil eden 1. Meclis vekilleri lağvedilerek, gelen 2. Meclis üyeleri ile kabul edilmiş, daha doğrusu entrikalarla kabul ettirilmiş oldu.
1993 yılındaki faili meçhul olaylar, Turgut Özal-ın öldürülmeye çalışılması, 2000 yıllarındaki Ergenekon soruşturmasıyla beraber Danıştay saldırısı, darbe girişimleri, Chp-nin genel başkanı Deniz Baykal-a karşı kurulan kaset oyunu, sayısız kumpaslar kirli işlerin ve ilişkilerin birer ayak sesleri idi.
Darbe sağdan ve soldan geliyorum, diyordu.
******************
”MİT MÜSTEŞARI EMRE TANER “KULLANDIK” DEMİŞTİ Hizbullah’ı büyüten de MÎT 2006 yılında Kasım’ın son haftası, Avrupa Karma Parlamento toplantısına katılacak milletvekillerine MÎT karargâhında brifing verilmişti. MÎT Müsteşarı Emre Taner, brifingte, Hizbullah terör örgütünün bir dönem devlet tarafından kullanıldığını söyledi. Taner ayrıca, “Hizbullah uzun süredir sessizliğe bürünmüştü. Yeniden harekete geçirme faaliyetleri var. Takip ediyoruz. Yakında yeniden seslerini yükseltmek isteyebilirler” diyordu.
MÎT Müsteşarı, “Büyük Kürdistan”ın kurulması için bazı ABD ve israil kaynaklarının Türkiye’yi hizaya getirme çabalarının yoğunlaştığını söylüyor, bu hedef için önümüzdeki yedi yılın çok önemli olduğunu savunuyordu.
Abdullah Öcalan’ın MlT bağlantısını ortaya koyan bilgiler “Şafak Bildirisi” olayıyla sınırlı değil.
“Kürt Dosyası”nın 30. Sayfasında şu satırlar yer alıyor: Abdullah Öcalan, 1973 yılında bir bahar günü birkaç arkadaşıyla birlikte Ankara’da Çubuk Barajı’na gidiyor ve parti kurup gerilla yöntemleriyle ayaklanma hazırlamak gerektiğini anlatıyor ve PKK’nın temelini atıyordu.
Abdullah Öcalan’ın 24 Mayıs 1978 yılında evlendiği karısı Kesire Yıldırım’ın MİT’le bağlantılı olduğu biliniyor. Bu durumu sonradan Abdullah Öcalan da dile getiriyor. Uğur Mumcu, Kesire Yıldırım’ın babası Ali Yıldırım’ın yaşam öyküsünü ve şeceresini çıkardığı kitabında, Yıldırım’ın Korgeneral Abdullah Alpdoğan’la Dersim ayaklanması sırasında ve sonrasında sık sık görüştüğünü anlatıyor.
Eski Rızgari grubunun lideri İbrahim Güçlü, 1980’de 200 kişiyle geçtiği Suriye’de Abdullah Öcalan’ın Muhaberat’a teslim oluşuna tanıklık eder. Güçlü, “Ortadoğu’da ilişkiler karşılıklı çıkar temelinde gelişiyordu” dedi Aydınlık’a. “Tarafların kişilikleri, kimlikleri önemli. Bazıları istenmeden verir. Bazıları prensiplidir. Öcalan, pragmatik kişiliğe sahip.” MİT’in kurduğu örgüt, 1980’den sonra Suriye Muhaberatının kontroluna girdi. 1990-1998 yılları Suriye’de muhaberat, Kuzey Irak’ta ABD kontrolü biçiminde çift başlı kontrol dönemi.
MEHMET ÖZÇELİK