ŞİANIN ZULMÜNÜN KAYNAĞI
ŞİANIN ZULMÜNÜN KAYNAĞI
-Ehli sünneti farklı kılan olay, Allaha karşı nezih inanç ve yaşayış içerisinde olmasıdır.
-Şia ise; Hristiyanlığı bozan Pavlos gibi, islamiyetin bozuk diğer ifadeyle hristiyanlaşmış yönü olan şia da, meşhur münafık Abdullah bin Sebe tarafından icad ve imal edilmiştir.
Şia bir tehlike olarak sari bir illet gibi tekrar yayılmaktadır.[1]
-Onlarca Şii mezhebine ait eserler ve bunlardan Şiilerin ne düşündüklerine dair özellikle itikadi konu ve alıntılarda ehli sünnetten farklı ayrılan hususlar görülmektedir.[2]
-Şiilikte ehli sünnetteki olan imanın altı esası bulunmamaktadır.
Bunlar; Peygamberlere iman, kitaplara iman ve de kadere imandır.
Özellikle Türkiye-de bu üç iman esasını zayıflatmak ve bunların üzerine gitmekteki sır, buradan kaynaklanmaktadır.
Şiaca peygambere gerek yoktur çünkü o işi masum olan imam yerine getirmektedir.
Kur’an-ı Kerim-de imanın beş şartı beraber ve bir arada zikredildikten sonra 9 surede ve on ayette kadere iman mevcut olduğu gibi, Buhari ve Müslimin iman bahsinde peygamberimiz imanın altı şartını zikretmektedir.
Kur’an-ı Kerim-in âyetleri de eksik olarak kabul edildiğinden o da çok rahat inkâr edilebilmektedir.
Dolayısıyla bunlara inanmayanlarda Müslüman olmamış olmaktadırlar.
Bu gün Esed tarafından iranın desteğiyle suriyede öldürülen dört yüz bin insan ve sürülen milyonlarcası, kaçarken ölenlerle beraber bunca zulümler hep bu şia itikadının ve ateşinin yakmasıdır.
Oysa bir insan dört yüz bin tavuğu veya sineği bile öldürmekten sıkılır, kaçınır.
Oysa Esed-in ve iranın bu vahşeti, itikat ve inançtaki vahşetin tezahürüdür.
*********************
Evvela sahabeye saldırıldı yani rasulullahın çevresi boşaltılmaya çalışıldı.
Daha sonra Kur’anın ilk müfessiri ve temsilcisi olan peygamberimize hücum edilerek, Kur’anın etrafının boşaltılmasına gidilmektedir.
Kur’an-ı Kerim-in 17.000 ayet sayılmasıyla eldeki Kur’an inkâr edilmekte, Kur’an devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır.
Birde imamların masumiyetiyle beraber peygamberin yerine imamların getirilmesiyle, peygamberlik müessesesi ve dolayısıyla peygamberimizin peygamberliği de devre dışı bırakılmış olmaktadır.
O’nun bir postacı olup, postayı bırakmış ve de gitmiştir, basitliğiyle basitleştirilmeye çalışılmaktadır.
Veya Muhammedin Allahın bir şirket gibi ortağı olmadığı zırvasıyla, güya Allahın tenzihine gidildiği kuruntusu verilmektedir.
Diyanetin hutbesine [3] tahammül edemeyen Mustafa İslamoğlu; “Diyanetin bugünkü hutbesini yazan zat, Tevhid dini olan İslam’ı, Allah ile Peygamber’in ortaklaşa kurduğu limited şirket zannediyor.” Sığ ve seviyesizliği içindeki kusmuğuyla etrafı kokutmuş oluyor.
O’nu küçük düşürecek yollara baş vurularak, O’nun zatı normalinde ötesinde basitleştirilmeye çalışılmaktadır.
Buna binaen hadislerde geçen Efendimizi övücü ve yükseltici hadisler uydurma hadis bahanesiyle reddedilmektedir.[4]
Özellikle ;“Levlâke levlâk mâ-halaktü’l-eflâk: Sen olmasaydın bu kâinâtı yaratmazdım.”[5]
-Basmasa mübârek kademin rûy-i zemine,
Pâk etmez idi kimseyi hâk ile teyemmüm. (Kazasker Mustafa İzzet)
-İbn Teymiye şu görüşlere yer vermiştir: “Manası anlaşılmazsa bile, Kitap ve Sünnette yer alan her şeye iman etmek gerekir.”[6]
-Bunlara rağmen bizdeki şia yanlısı Mustafa İslamoğlu, Abdulaziz Bayındır veya çöpe atılmış, itibar görmemiş görüşleri şianın görüşü olarak ortaya koyan Mustafa Öztürk ve vs. gibi heriflerin yapmaya çalıştıkları da, şianın tarzını ve düşüncelerini oluşturmaktadır.
Nitekim –MUSTAFA İSLAMOĞLU’NUN MEAL-TEFSİRİNİN TENKİDİ– üzerine yazmış olduğum araştırma, tahlil ve tenkid yazımda da bunu genişçe dile getirdim.[7]
Nasıl ki yüz sene önce Gladiston tarafından Kur’an-ı Kerim-in ortadan kaldırılmaya çalışılmasına karşı, bu gün Kur’an-ı Kerimin etrafındaki kaleler ve iman surlarına saldırılmaktadır.
MEHMET ÖZÇELİK
15-02-2016
[1] http://www.siimezhebi.com/
[2] http://www.siimezhebi.com/siilerin-temel-kitaplarindan-sok-alintilar/
[3] http://www.corummuftulugu.gov.tr/12-02-2016-peygambere-iman-tevhidin-bir-geregidir-konulu-hutbe-degisikligi/
[4] http://www.dinihaberler.com/analiz/mustafa-islamoglu-nun-inkar-ettigi-hadisler-h87204.html
[5] İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ ve Muzîlü’l-İlbâs amme’ştehera mine’l-Ehâdîsi alâ-Elsineti’n-Nâs (I-II), Mektebetü’l-Kudsî, Kâhire, 1351, c. II, s. 164 (Hadîs nr.: 2123.
[6] Mecmuu’l-fetavî, 3/41. http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/144433/sahih-veya-hasen-hadisi-inkar-etmek-haram-midir-boyle-bir-kimse-ehl-i-sunnetten-cikar-mi.html
[7] http://www.tesbitler.com/2015/01/02/mustafa-islamoglunun-meal-tefsirinin-tenkidi/