HAYATA BAĞLILIĞIMIZ
HAYATA BAĞLILIĞIMIZ
Varlıklar Ademden Vücuda çıkışla hayata geçiş yaptı.
Mutlak yokluk yoktur. Zira her şeyi ihata edip kuşatan ezeli ve ebedi bir ilahi ilim vardır.
Allah-ın varlığının ve de ilminin dışı yoktur ki, varlıklar onun dışına çıkmış, O’nun varlığının dışında bir varlık ve oluşum olsun…
-Hayat varlıkların gözünü açtı.
Bir şeyi her şeyle ve de her şeyi de bir şeyle bağladı.
Bu bağ koparsa, her şey de ve her şeyle olan ilişki de kopmuş olur.
-Hayata pamuk ipliği ile bağlıyız. Her an her şey olabilir.
Zira bir çok şey hayata hizmet ederken, aynı zamanda hayatı tehdit etmektedir.
Hayatta olan olumsuzluklar, hakikatte hayatı beslemek için vardırlar.
Veya hayatlar arasında bir değişim ve dönüşümün olmasını sağlamak amaçlıdır.
Bizi ancak Allah’ın hıfzı ve inayeti, varsa samimiyetimiz, iyiliklerimiz bizleri ayakta tutmakta, hayattan kopmamızı engellemektedir.
**********************
Ömrün hedefi muammerliktir.
Ömür ebedi ömrü netice vermesi amacıyla var olmuştur.
Yok edilen ve bozuk para gibi harcanan bir ömür, kısa zamanda telafisi mümkün değildir.
-Boşa geçen bir ömür, ebedi yolculuğun önünde en büyük seddir ve kayıptır.
-Allah kendisine aid bir sıfatı zayi etmez, karşılıksız bırakmaz.
Hayata mazhar olan her şey kıymetli ve kıymettardır.
İsterse bu sıfat kâfirde olmuş olsun.
Ancak kâfir bu hayatın nurunu, ışığını, santral gibi her şey ile olan bağlantısını koparmaktadır.
Kâfir ana şarteli kapamıştır küfrüyle…
-İmanındaki nurunun özelliğiyle öne çıkan mümini ebediyyen, ebedi hayatta lütfuna mazhar kılarken, kâfiri de bu dünyada memnun edecek, zahiren cennet gibi bir hayatı ona verecektir.
Mü’min kendisine aid bir sıfatı üzerinde taşımış olmasından dolayı kıymet kazanmaktadır.
***********************
Herkes ruhun ve ruhunun yüceliğini taşıyamıyor.
Taşıyamayanlar onlarla beraber çöküyor, sönüyor ve de yok oluyorlar.
Muhafaza edemediklerinden, muhafaza olunamıyorlar.
İnsana verilen ruh ve ruhun askerleri durumundaki emanetlerini muhafaza edemeyenler, Kur’an-ı Kerim-in hükmüyle zalim ve cahiller derekesine düşüyorlar.
Kendilerine verilen fırsatı, tanınan imkânı değerlendiremiyorlar.
*************************
Herkes âhirete hazır ol vaziyetinde gidiyor.
Önceden, dünya hayatında iken – Hazır olması – söylenmiş iken;
Ancak Hazır mı?
Hazır mıyız?
O tabut kişi için ebede kendisini uçuran bir binek mi yoksa bir hapis yeri mi?
-Sizler değersiz, kıymetsiz, beş para etmeyen bir şeye yatırım yapar mısınız?
O halde elbetteki Allah da kendisini bilmeyen, zulmedip küfreden, kıymetsiz bir insana ebedi kalacağı bir hayatta neden varlığına müsaade etsin?
Neden onu ödüllendirip, ebedi lütfuna mazhar etsin?
-“İnkârcılar, ateşten hiç çıkmayacaklardır.” [1]
Hadiste; “Ey cehennem ehli! Burada kalıcılığınız devamlıdır. Ölüm yoktur.”[2]
-Cehennem temizlemek ve dünyada iman ve ibadetle pişmeyenleri, ateşle pişirmek içindir.
Varlıkları yokluğa atılmaktan koruyan Rahmetin ve Celalin tecelli mahalli.
-Allah ölümü öldürecek, Peygamber Efendimizin ifadesiyle bir koç gibi getirilecek olan ölüm, kendisi de ölecek ve öldürülecektir.
Zira ölüm son bulana kadar, hayata geçişin adıdır.
Hayatın basamakları ölümle aşılır ve çıkılır.
Ölüm bu terfi işini yaptıktan sonra, o da öldürülür.
Vazifesi bitmiştir onun artık.
Kâinatta esas hayattır.
Her şey hayatı üretmekte ve hayatı doğurup netice vermektedir.
Allah-ın Hayy ismi ebediyyen tecelli edecektir.
Diğer isimleri de hayatla tezahür etmekte, hayatla tecelli edip vazifesini yapmaktadır.
MEHMET ÖZÇELİK
03-01-2016
[1] Bakara, 2/167.
[2] Beyhakî, Şu’abü’l‐îmân, I, 305.