YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI : 17 – 25 ARALIK 2013
YENİ BİR DÖNÜM NOKTASI : 17 – 25 ARALIK 2013
Temel hocanın merhume annesi Efendimizi 17 aralık olaylarından önce iki kere rüyasında görüyor.
İkinci gördüğünde Efendimizin dişinin kırılmış olduğunu müşahede ediyor.
-Mahmut kardeş de bu olaylardan önce Erdoğanı Yozgat çamlıkta Sungur abi gibi ağabeylerin olduğu bir ortamda iken, kendisinin dışarıya çıktığını ve ileriden çamurluk bir tarladan Alparslan gibi başına bir miğfer takmış ancak bunun miğferinin ondan daha uzun ve üzerine beyaz bir sarık sarılmış, onunda üzerinde değişik renklerde işaretler olduğu halde at üzerinde Erdoğan-ın geldiğini görüyor.
Kendisinin yüksek bir yerde kanepe üzerinde otururken Erdoğan-ın yanına geldiğini ve elini hızla sıkarak –Bana dua ediniz-diyerek sitemde bulunduğunu bana anlattı.
Görünümü bitkin bir vaziyette olup;-Biz kimlerle ve nelerle uğraşıyoruz, diyerek döndüğünü anlatmıştı.
-21 Ekim 2014 de ise bir daha Erdoğanı gördüğünü ancak bu sefer sevinçli bir vaziyette bulunduğunu gördüğünü anlattı.
Eline gittim, eğilerek ayağını öpmek istedim, bırakmadı.
Ancak bu sefer rahatlamış bir vaziyetteydi.
Özetle o hassas dönemin alemi menamdaki yansıması…
**********************
Bülent Ecevit gibi, yaşantısı tenkide gayet açık, inancı şüphe götüren bir insana şefaat etmeyi bir vecibe bilirken, diğer yandan inançlı ve ibadetli bir insanın devrilmesi için her şeyi yapan bir insan, ne kadar sağlıklı, şaibeden uzak ve samimi olabilir?[1]
-Mason, Moon Tarikatının Türkiye temsilcisi ve daha bir çok karanlık bağlantıları olan Kasım Gülek [2] –le Gülen-in ilişkisi nedir? [3]
Cenaze namazını kıldırmasının hikmeti nedir?
*Paralel yapının Gürcistan sorumlu ve imamı olan Hayati Küçük, orada 25 yıl boyunca Cuma namazı kılmadıklarını söyledi.
Özellikle üst kademedekiler cumayı kılmadılar.
Orada kilise yaptıklarını, havrada yapabileceklerini söyledi.
Kilise restore ettiklerini söyledi.
La ilahe illallahın yeterli olduğunu söyledik, dedi.[4]
********************
Erdoğan ve bir şahsa olan düşmanlık bir kısım ve bir kesimin gözünü kör, basiretini öyle bağlamış, vicdanı susturup ,aklını öyle saptırmış ki, bir asırdır mukaddesatına tecavüz edip saldıran, sosyalist, Marksist, ateist, homoseksüel, kısaca her pisliği içinde barındıran ve de dağdan inmiş eşkiya, sünnetsiz ermeni, cıa ve mossad ajanının projesi ve oyununa katılarak, pis ve kirli işlere çok rahat ortak olunabiliyor.
Tarih belki de böyle bir kirlenmeye şahit olmamıştır.
İhanet sözcüğüne bile hakaret olur, bu basiretsizlik ve vicdansızlık ortaklığı.
Bunu ancak cehennem temizler.
-Bu savaş Erdoğan-la bilmem kimlerin savaşı değildir.
Erdoğan-ın şahsında yüz yıl önce bitirmenin yarı kalan sürecin devamıdır.
-Aydın ve aydın eserler okuduklarını söyleyen bu insanların, karanlıktaki aydın müsveddelerine ortaklık yapmakla, nasıl karanlık bir oyunda olduklarını kör olan gözleriyle görememektedirler.
-Böyle aydınların sürüsüne kezzap.
Kezzablara yakışacak olan ancak kezzaptır.
-Çukurdaki 1128 akademisyene ithaf olunur: Karanlıktan korkan çocuğu pekala bağışlayabilirsiniz. Gerçek trajedi, Aydınlarımızın Aydınlıktan korkmasıdır.-Eflatun
*Yüz sene önce yedi düvelle çarpışan bu millet, bu gün bunlara içten eklenen yetmiş düvelle beraber çarpışılmaktadır.
Yüz sene bizi tehdit eden istiklalimizdi. Bu gün ise istikbalimiz tehdit edilmektedir.
Dağdan inmiş ve ne olduğu bilinen eşkıyayı ve de onun temsilcilerini destekleyen bir insanın hiçbir geçerli mazereti yoktur.
Zalimler için yaşasın cehennem…
*Türkiye-deki solcular hep kavga etmek için rakip, muhalif, karşıt görüşlü kişiler ve taraflar aradılar.
1970-lerde ülkücüler vardı.
Ondan önce dindarlar vardı ki, dindarlar sürekli onların hedef tahtasıdır.
Şimdilerde ise kavga edecekleri kimseler olmayınca devletle, devletin asker ve polisiyle savaşmaktadırlar.
Muhalefet olsun, gündemde kalsın, caminin duvarına ve içerisine yeter ki bevledilsin.
Bu manada bizdeki solaklar salaktır.. ölmeye yakın bunun farkına varırlar.
Şahitleri mi gayet çoktur…
-Toplumun değerlerini savunmak için ayağa kalkmazlar.
Ayağa kalkanları oturturlar.
Solcuların sicilleri her türlü kire bulaşmış ve bulanmıştır.
*********************
Ermeni Patrik Genel Vekili Aram Ateşyan önemli açıklamalarda bulundu. “Türkiye’de 100 binin üstünde gizli Ermeni var” iddiasında bulunan Ateşyan, Tunceli’nin yüzde 90’ının Ermeni olduğunu savundu.
.. Büyük anne ve babalarımızı ele alırsam onlar 1 milyonun üzerindedir. Son nesilden bahsediyorum artı yüz bin daha var en az bugün yaşayanların annesi babası Ermeni olanlardan bahsediyorum. Annesi babası Ermeni olan ama kendini Müslümanım diye tabir eden, Ermeniceyi bilen, boynunda gizlice haç taşıyan yüz binin üzerinde Ermeni var.
.. geçen sene Paskalyayı İstanbul da kutladıktan bir hafta sonra Diyarbakır da ayin yaptım, yaklaşık 400 kişi geldi.[5]
*ABD’deki Louisville Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Justin McCarthy, “Ermeniler, terörizm ve cinayetleri silah olarak kullandılar” dedi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’da, Ortadoğu’da ve Kafkasya’da savaş içinde olduğunu kaydeden McCarthy, Balkanlar’da 1,5 milyon Müslüman’ın öldüğünü söyledi.
Rusya’nın Kafkasya’yı işgal etmesinden sonra Ermeniler ile Müslümanlar arasında sorunların başladığına dikkati çeken McCarthy, “Ermeniler, terörizm ve cinayetleri silah olarak kullandılar” dedi. McCarthy, savaş sürecinde 5 milyon Müslüman ile 1,9 milyon Hristiyan’ın tehcir edildiğini vurguladı.
Yaklaşık 1,5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğü iddialarının doğru olmadığına işaret eden McCarthy, şunları söyledi:
“Bu tamamen yalan. Bu sayı tüm Ermeni nüfusundan bile daha fazla. Böyle olsaydı herkesin iki kere ölmesi gerekiyordu. Hastalık ayrım yapmaksızın herkesi öldürebilir. Tabii ki bu süreçte Türkler de ölmüştür. 1912 ile 1921 yılları arasında 3 milyon Müslüman ve 100 bin Ermeni öldü.”[6]
*Arial Sharon;”Arapların petrolü varsa, bizimde kibritimiz var.”
Bu gün dünyanın en zengini olan islam dünyası bir kibrite kurban gitmekte , içten ve dıştan ateşlenmektedir.
*Bir irtica yaygarasıyla bu milletin bir asrı yok edildi, nesiller mahvedildi.
*Eğer Yavuz Sultan Selim kendi zamanında değil başka bir zamanda gelmesi söz konusu olsaydı, hiç şüphesiz ki zamanımızda gelmesi gerekirdi.
Veya Yavuz yapılı birisinin olması gerekmekte ve de zaruridir.
************************
Risale-i Nurda Gülen hakkında bahsedilmiş mi?
Detayına girmeyip yazılan iki taraflı yazıya sizleri havale edip, ancak işin ciddi olup, bahsedilmediğini söylemenin biraz safça ve kısırca olacağını da söylerim.[7]
-Risale-i Nurdan iktibaslar:
– “Bizdeki istibdat ve şeriatın muhalefetinden gelen sû-i ahlâkımız mümanaat ediyordular. Bir şahıstaki münferid istibdat kuvveti şimdi zeval bulması, cemaat ve komitenin dehşetli istibdadlarının otuz-kırk sene sonra zeval bulmasına işaret etmekle ve hamiyet-i İslâmiyenin şiddetli feveranı ile sû i ahlâkın çirkin neticeleri görülmesiyle bu iki mâni de zeval buluyor ve bulmaya başlamış. İnşaallah tam zeval bulacak.” [8]
-”İşte Üstadımız, İslam güneşinin inkişafını da bu fecir dediğimiz hadiseye benzetmektedir. Yani bu ülkede (1371) veya (1971) de manevi bir güneşin nurları görünecektir. Şayet bu yalancı fecir bile olsa, bu fecir hakiki fecrin müjdecisidir. 30 – 40 sene sonra (1981 – 1991) veya (2001 ve 2011) fecr-i sadık dediğimiz, İslam güneşinin tezahür etmesi ve nurlarını artık hakiki olarak göstereceği ve aydınlatacağı müjdelenmektedir.
1981 – Ülkenin içerisine sürüklenilmesine çalışılan sağ – sol mücadelesinden bir cihetle kurtulması.
1991 – Ülkenin sanayi ve ticaret alanında ciddi atılımlar yapması ve bazı tabulardan kurtulması.
2001 – Ülkenin içerisinde mevcut olan bazı fikirlerin tamamen tezahür edip, kimin ne fikirde olduğunun tezahürü.
2011 – Ülkenin maddi ve manevi refaha kavuşması.. (İnşâallah) [9]
*Bu otuz-kırk yıl meselesi, Mehd-i Azam’ın çıkmasına değil, iyileşme ve dönüşme sürecine bir atıftır. Zaten sosyal olaylar birden ve bir şahsın anlık müdahalesi ile değişecek olaylar değildir. Bu 1926’dan başlayıp belki 2030-2040 yıllarına kadar sürecek bir iyileşme ve dönüşme sürecidir. Mehdinin bu sürecin neresinde yer alacağı ise ihtilaflı bir konudur, net bir şey söylemek mümkün değildir. Hem Mehdi hadislerde müphem bırakıldığı için, katiyetle şu şahıstır demek yanlış olur, herkesin kanaatine saygı duymak lazımdır.[10]
*İkincisi: Şeair-i İslamiyeye ve siyaset-i İslamiyeye darbe vuranlar oniki, onüç, ondört, onaltı sene zarfında büyük darbeler yiyecekler diye bana ihtar edildi. Evvelki mes’elenin aksine olarak, geniş dairede vuku bulan o hadisatı ve büyük cemaatlere gelen o tokatları, küçük bir dairede şahıslara gelecek tokatlar suresinde mana vermiştim ki, tam aynen iki dairede, hem küçük, hem büyük oniki sene sonra en müthişi dünyayı terkettiği gibi; büyük dairede de onun gibi dehşetli cemaatler; oniki, onüç, ondört, onatı tarihlerinde aynı tokatları yediler ve yiyecekler diye ihtar edildi.”[11]
-Emirdağ Lahikası’nda geçen bu bahse göre şeair-i İslamiye ve siyaset-i İslamiyeye darbe vuranların yiyecekleri tokatlara aynı tarihleriyle işaret edilmiştir. Şöyle ki;
Emirdağ Lahikası’nın 208.sayfasının sonunda geçen “aynı tokatları yediler ve yiyecekler” (عين طوقاتلرى ييديلر و ييهجكلر) (Aynı tokatları yediler ve yiyecekler.)
ibaresinin Ebced Değeri 1433, eğer okunmayan elif hesaba katılırsa 1434 etmektedir. Bu tarih ise Hicri ile olsa 2012 ve 2013 Miladi tarihlerini göstermektedir ki bu tarihlerde dehşetli tokat yiyen bir Cemaate tam tamına aynı tarihi ile işaret etmektedir. Eğer Rumi tarih ile olsa 2017 ve 2018 tarihlerini göstermektedir ki Allah-u Alem bu tarihlerde yiyecekleri daha şiddetli bir tokada yani çok ağır bir tokada işaret etmektedir. Zira “yediler” ibaresi geçmiş tarihi gösterdiği gibi “yiyecekler” kelimesi de istikbali göstermektedir ki tam tamına bulunduğumuz 1434 Hicri senesini nazara aldığımızda Hicri ve Rumi ile işaret edilen aynı tarihlere ne kadar muvafık düştüğü daha iyi anlaşılmaktadır.
Bu paragrafın başındaki “Şeair-i İslamiyeye ve siyaset-i İslamiyeye” ibaresinin Ebced Değeri ise 1433 etmekle niçin tokat yediklerinin de sebebi tam tamına beyan edilmektedir. 1433 tarihi ise yine yukarıda dediğimiz gibi Miladi 2012 tarihini göstermektedir. O tarih ise Risale-i Nur’un aslını muhafaza vazifesinin tam aksine olarak alenen Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi yoluna gidilmek suretiyle “şeair-i islamiyeye” darbe vuranlara işaret etmektedir. Eğer Rumi tarihi ile olsa 2017 tarihini göstermekle “siyaset-i İslamiyeye” darbe vuranların tokat yiyecekleri tarihe tam tamına işaret etmektedir.
Bu iki ibarenin arasında “onun gibi dehşetli cemaatler; on iki, on üç, on dört, on altı tarihlerinde…” ibaresi de yine yukarıda bahsini ettiğimiz tarihleri tamamıyla doğrulamaktadır. Allah-u a’lem 2016 veya 2017 tarihleri ise işaret edilen bu cemaatin ağır bir tokat yiyeceği tarihe işaret ediyor olsa gerektir.”[12]
Ali ihsan tola abi bu rakamlara 2000 ekleyin demiş aynı tarihi Hüsnü Bayram Ağabey de söyledi.
”Kardeşler bakın dikkat ederseniz 15 tarihi yazılmamış öyle ise bunlar 2016 da müthiş tokatlarla yiyecekler” inşallah la ya’lemül gaybe illallah [13]
*Her şeyi rüya üzerinden götürüp, rüyayı öne çıkaranlara yorumsuz bir rüya;
-Mevlüd beyle konuşurken hayret ifadesiyle; -Ben sana anlatmamış mıydım? – dediğinde -Hayır – deyince anlatmaya başladı;
Bir arkadaşının Gülen hakkında su-i zanda mı bulunuyorum, düşüncesiyle istihareye yattığında; Gülenin büyük bir holdingin iş yerinde bulunduğunu ve kendisini yanına çağırarak ona haç-ı uzatıp saygı göstermesini istediğini anlatır.
Kendisi ise buna karşı tepki gösterip, gitmeyip geri çekildiğini söyler.
*Muhyiddîn-i Arâbî, Fütühatı Mekkiye isimli eserinde der ki; “Kıyamete kadar vuku bulacak (harpler dahil) bütün büyük olayları haber verirdim. Ancak, insanların kaderleri üzerinde olumsuz etki yapacağından açıklamıyorum. Sadece bir kaç tanesini açıklayalım.”
Birincisi; “Benim mezarımı Yavuz Sultan Selim bulacak.” Yolu düşen herkes, İstanbul’da Fatih Çarşamba’da, Yavuz Selim camiine uğrasın. Kutsal emanetlerin bulunduğu yere gitsin. Orada taş üzerine yazılmış şöyle bir yazı görünecektir.
“İza dehalles-sinu veşşin. Zehere kabru muhiddin.” Türkçesi; sin, şine girdiği zaman, Muhiddin’in mezarı ortaya çıkar (Bunun uzun hikayesi var. Şeriatçılar onun için ölüm fermanı çıkarınca mezarını gizledi). Burada şin ( ) Şam isminin baş harfidir. Yani, Yavuz Sultan Selim Şam’a girince demektir. Böylece kendisinden 277 yıl sonra (1517-1240=277) gelecek olan Yavuz Sultan Selim’in mezarını bulacağını haber veren Muhiddini Arabi (k.s.) geleceği Allah’ın izniyle biliyordu.
İkincisi; “Yavuz Sultan Selim 31 günde Mısır’ı alacak dedi.” Ne 30 oldu, ne de 32. Dediği gibi çıktı. Geleceği ancak Allah bilir. Onun bildirmesiyle de nebiler ve veliler de bilir. İşte Allah’ın yakınlarının üstünlüğü.
Üçüncüsü; “Osmanlı Devleti 600 seneden fazla yaşayacak ve yıkılacak.”
Dördüncüsü; Şam’da 7 yaşında çocukken babası ile giden Mevlânâ Celâleddin-i Veli’yi görünce şöyle dedi: “Deryaya bak deryaya, gölün peşinden gidiyor.” Burada Mevlânâ’nın istidâdından geleceğini görmüştü. Bunun ne büyük Hakk yakınlığı olduğunu anlayın. Kimliğini ve eserlerini bu açıdan değerlendirmek gerekir.
*İşte kopuşun, patlayışın sineleri çatlatacak görüntüleri;
“Manisa’da ‘Paralel Yapı’ soruşturmasında tutuklanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Ş.A., otobüsten inerken basın mensuplarına, “Bundan sonra Benden efendilik beklemeyin. Çocuklarımı terörist yetiştireceğim” dedi.”[14]
MEHMET ÖZÇELİK
22-01-2016
[1] http://www.tesbitler.com/2015/10/29/nasil-bir-insan/
[2] http://kimkimdir.tv/kasim-gulek-kimdir
[3]https://yandex.com.tr/yandsearch?clid=2186618&text=kas%C4%B1m%20g%C3%BClek%20mason%20listesi&redircnt=1453539456.1
http://www.yenisafak.com/gundem/mason-derneginin-kasim-gulek-komedisi-2111101
[4]https://www.google.com.tr/search?q=paralel+yap%C4%B1n%C4%B1n+g%C3%BCrcistan+temsilcisinin+if%C5%9Faat%C4%B1&ie=utf-8&oe=utf-8&gws_rd=cr&ei=aEmiVpO6FYmmsgHn9YeAAg#tbm=vid&q=hayati+k%C3%BC%C3%A7%C3%BCk+g%C3%BCrcistan
http://kadirmisiroglu.com/gulen-kursusunun-katoliklige-bagliligi.html
[5] http://www.analizmerkezi.com/100-bin-gizli-ermeni-var-tuncelinin-90i-ermeni-41105h.htm
[6] http://www.yuzdeyuzhaber.com/dunya/helal-olsun-sana-mccarthy-h14287.html
[7] http://www.risalehaber.com/said-nursi-risale-i-nurda-gulen-hakkinda-yazdi-mi-tartismasi-258404h.htm
[8] Hutbe-i Şamiye/Sayfa 28 Bak. http://www.sorularlarisale.com/makale/15451/o_mumanaat_edenler_cekilmeye_basliyorlar_kirk_bes_sene_evvel_o_fecrin_emareleri_gorundu_yetmis_birde_fecr-_sadiki_basladi_veya_baslayacak_eger_bu_fecr-i_kazip_de_olsa_otuz-kirk_sene_sonra_fecr-i_sadik_cikacak__izahi.html
[9] http://www.sorularlarisale.com/makale/13805/yetmis_birde_fecr-i_sadik_basladi_veya_baslayacak_eger_bu_fecr-i_kazip_de_olsa_otuz-kirk_sene_sonra_fecr-i_sadik_cikacak_cumlesini_ve_fecr-i_sadik_ile_fecr-i_kazib_kavramlarini_izah_eder_misiniz.html
[10] http://www.sorularlarisale.com/printarticle.php?id=15480
Bak. http://www.tesbitler.com/2015/01/01/hutbe-i-samiye/
[11] Emirdağ Lahikası,208.
[12] http://www.risaleforum.net/risale-analiz-ve-calismalar-488/sadelestirme-analizi-509/241914-tokat-yiyen-cemaat.html
[13] https://plus.google.com/+YozgatNur/posts/UoAM6Uv1xSA
[14] https://www.facebook.com/photo.php?fbid=10153717404873516&set=a.10150674643883516.421032.734528515&type=3