VARLIKLARIN GÖZDESİ İNSAN

VARLIKLARIN GÖZDESİ İNSAN
İnsan gelmeden önce de gündemdeydi,geldikten sonra da her an gündemdedir. Gündelik veya hayat içerisinde en çok zamanı ramazan oluşturur.O da en fazla iki aydır.İnsan yılın her saniyesinde gündemdedir.
İnsanı gündemden çıkarttığınız zaman her şey anlamsızlaşır ve de gündemden kalkarlar.Dört büyük meleğin birinci gündem maddeleri ve hatta olmamasında olmayacakları madde insandır.
İnsan olmazsa Azrail,insan olmazsa Cebrail,Mikail ve İsrafil anlamsızlaşacak, gündemleri ve görevleri olmayacaktır.
İnsan gelmeden önce:”Düşün ki, Rabbin meleklere: «Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife tayin edeceğim.» dediği vakit, «Biz seni tesbih ve takdis edip dururken orada fesat çıkaracak ve kanlar akıtacak bir yaratık mı yaratacaksın?» dediler. «Her halde Ben sizin bilmeyeceğiniz şeyleri bilirim!» buyurdu.”
Tanınmadığından yaratılmasına talib olunmadı.O zaman konuşulurken hala insan gündemin birinci ve en büyük maddesi olaraktan konuşulmaya devam edilmektedir.
Her şey doğrudan veya dolaylı olarak insanla alakadardır.
*İnsandaki zahiren tehlikeli görülen duygular aslında insanı tahrik edip yücelten,önünü açarak terakkisine sebeb olmaktadırlar.
Meleklerde olmayan,sürekli aşağılanan nefis,insanın ruhunu taşımakta,şu dünya çölünde yani kâinat yolculuğunda yayan gitmeyip bineklik etmektedir.
Özellikle hiçbir varlıkta olmayan şu üç duygu ve özelliklerine gelince;
1-Şeheviyye duygusu:İstek duygusu olup,bunun sınırı yoktur.
Bir temsil ile anlatacak olursak;her şeyi hazır olan bir füzenin ateşleyicisi mesabesindedir.O ateşleyici olmadığı takdirde ne kadar mükemmelde olsa,yerinde sayacaktır.
2-Gadabiyye duygusu:Kızma,hiddet,şiddet duygusu.
Buda füzenin enerjisi,aküsü,onu taşıyan yakıtıdır.
3-Akliyye duygusu:Düşünme,planlama,temyiz etme,yönlendirme duygusu.
Buda füzenin proğramı mesabesindedir.O proğrama göre çalışır.Veya gemilerdeki pusula mesabesindedir.
Allah nefis,hırs,korku gibi duyguları hayatı monotomluktan kurtararak, dengelemek amacıyla göndermiştir. *
Tüm mesele onların kullanımıyla farklılık arzetmektedir.
İnsanın cinlerden farkı,onlarda sadece ağırlıkla akıl duygusu ön planda iken, insan adeta üç motorlu bir araç gibi onların önüne geçmektedir.
Melekler ise böyle motordan mahrum olduklarından makamları sabittir.
*İnsanın ezeli ve ebedi olan Allah’la irtibatı kalble oluşturulmuştur.O’nu anlaması akılla,tanıması diğer duygularla oluşturulmuştur.
Kalb uydu gibi sürekli dönerek bütün alemlerle bir iletişim içerisine girmektedir. Bütün alemlerden de sinyaller almaktadır.Gücü ve kapsam alanı nisbetinde oraya sinyaller göndermektedir.Oraya giden hatlar açık olup,gitme imkânına da sahiptir.
Böyle bir numara kullanılmıyor veya kullanılmamaktadır ve de ulaşılamamaktadır,denilmesin…
*Âdeme âdem gerektir âdem etsin âdemi
Âdem âdem olmayınca netsin âdem âdemi. (Ziya Paşa)
*Hepimiz kardeşiz..biriz..birdeyiz.
Her şeyin aslına bakılırsa bir olduğu ve birden çıktığı görülecektir.
Mesele Hz Âdem cennette yalnız idi.Birden eşi yanında hazır oldu ve sonunda insanlık çoğaldı.Hepsi -bir-den oldu.Filmi geriye doğru sarar gibi sardığımızda yine hepsi -bir-e gidecektir.Çünkü -bir-den gelen -bir-e gider.
Diğer hayvanlar ve bitkilerle ağaçlar da öyledirler.
“Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah’a şöyle dua ettiler: “Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.”
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.”
Hadiste, “Kadın bir kaburga kemiği gibidir. Kadın bir kaburga kemiğinden, bir eğri kaburga kemiğinden yaratıldı, onu doğrultmaya kalkarsan kırarsın, kırılması da boşanmasıdır.” buyurulmuştur.
İblis (malum suçundan dolayı) Cennet’ ten çıkarıldıktan sonra, Âdem (a.s) Cennete yerleştirilir. Kendisiyle teselli olacağı bir eşi olmaksızın, yalnız başına bir müddet orada dolaşır. Bir ara uykuya dalıp uyanınca başucunda, Allah’ın, kaburga kemiğinden yarattığı bir kadın görür. “Sen nesin?” diye sorar. Kadın: “bir kadın” diye cevap verir. Daha sonra kadına niçin yaratıldığını sorar. Kadın, “benimle teselli olman için” diye cevap verir. Bu arada melekler onları görür ve Âdem’in bilgisini ölçmek için kadının kim olduğunu sorarlar. Âdem (a.s), onun Havva olduğunu söyler. Neden O’na bu ismi verdiğini sorduklarında; “çünkü o, canlı bir şeyden yaratıldı” diye cevap verir.
“Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.”
İnsan en son model ve en mükemmel bir varlıktır.
MEHMET ÖZÇELİK
04-10-2010

Loading

No ResponsesOcak 3rd, 2015