– TARAFSIZ DEĞİLİM –

– TARAFSIZ DEĞİLİM –

B.Said Nursi-nin ifadesiyle;” Bî-tarafâne hareket tarafı muhalifi iltizamdır.” Diğer tarafı kabuldür. Yani tarafsız olmak zıt tarafı,kendisinin taraf olmadığı tarafa taraf olmaktır. Ben ancak taraf olmadığım tarafın karşı tarafında tarafım. Yani inanmadığım,sevmediğim,düşünmediğim,yaşamadığım,uygun olmayan menfiliklere taraf değilim. Onların zıddının tarafıyım. Onun menfilik hürriyetine karşı buda benim müsbet hürriyet düşüncemdir. Günah işleyenin günah işleme hürriyeti ne kadarsa,benimde sevap işleme hürriyetim ondan geri değildir.

Ancak bir olay ve meselede evvela akıl süzgecinden geçirir,kalbin potasında eritir,sentez ve analizini yaptıktan sonra vicdan terazisinde ölçerim. Hangi ve nasıl bir tarafta olduğumu bildirir ve gösteririm.

İnsan tarafsız değildir. Çünki en azından her şeyi kabul etmemekle tarafsızlığımızı gösteririz. Tarafsızlık bir eksiklikten değil,bir seviyeden kaynaklanmaktadır. Taraf olmak zıtlaşmak değil,zıtlıkları ayrıştırmaktır. Taraf olmak,düşman olup cephelere bölünmek değil,taraflılıkla cepheleşmeye sebep olan amilleri ortadan kaldırarak tek cephede birleştirmektir.

Tarafsızım demek,ben senin görüşünde değilim demek olduğundan,bir şey ya vardır,yada yoktur misali,ya uygundur,yada değildir. O halde bir taraf söz konusudur. En azından o insanın bir tarafı ağır basacaktır. Taraf olmak insanı körü körüne bağlanmaktan kurtararak tahlile,düşünceye,isbata,çıkışa yükseltmektedir. Bir seviye kazandırmaktadır.

Taraf isbat ister. Tarafsızlık bir isbat,düşünce ve tahlile gerek duymaz. İnsanlıktan taraf ve yanayım. Sevgi,düşünce,ciddiyet ve ahlaktan yanayım. Yani tarafım. Bütün meslekler güzel olabilir,güzeldir. Ancak ben öğretmenlik mesleğinden yanayım. O taraftayım. Mesleksizliği, kötülüğü meslek edinenden yana değilim. Tarafsız da olamam. Çünki o taraf kendi tarafında açıkça görülürken ve o insanda onu savunur,beni de ona davet ederken,ben tarafsız olamam. Onun tarafında değil,kendi tarafımdayım.

Tarafsızlık birde su-i istimal edilen şefkatin yanlış mecraya akıtılmasından kaynaklanmaktadır. Hakime olan bir anne karşısında,suçlu olan oğlunun tarafında olamayacağı gibi, tarafsızım da diyemez. Çünki o adalet tarafında bulunmaktadır. Oğlunu değil,adaleti savunmaktadır. Böylece o hukuktan ,insanlıktan ve toplumdan yanadır. O bir taraftır,tarafsız değildir. Her tarafta bu taraf taraftarlarıyla görülebilir.

Bulunduğumuz yer başkasına göre tıpa tıp aynı olmayıp ayrı tarafta olduğumuz gibi,bakışlar da,fikirler de farklılık arz eder. Önemli olan insanlık çerçevesi içerisinde kalarak,hazımlı olup,başkalarının tarafını da göz önünde bulundurarak ,ortak noktaları ortaya koyup en kötü ihtimallerde bile asğari müşterekler birleştirici olmalıdır. Çünki ben ben olup,sen olmadığım gibi; sende sensin,ben değilsin. Ben ben olmalı,sende sen kalmalısın. Ta ki bir bütünlük oluşsun.

Sen ben değilsin ki beni sen kendi yorumunla değerlendiriyor,beni yorumların terine koyuyorsun. Yorumların ben değilim. Sen ben olamazsın. Eğer sen ben olursan, ya ben kim olurum? Sen mi? Ama ben sen değil,ben benim. Ben olarak kalmak,ben olarakta devam etmek istiyorum. Sen sen ol,sen kal. Ben de ben olayım,ben kalayım. Ne kendi kimliğini değiştir,nede benimkini. Kavga,kimliksiz yapma kavgasından kaynaklanmaktadır.

En büyük sıkıntı,hazımsızlıktandır.

Bir çok kavgaların temelinde,başkalarının da benim gibi olmasını istememizden kaynaklandığını görmekteyiz. Din ve inancın önemi burada devreye girerek,insanlara tek ve geniş bir potada eriterek olgunlaştırmaktadır. Mevlânanın ifadesiyle;” Hamdım..Piştim..Yandım..” Ben yanmaktan yanayım.Tarafsız değilim. Çünki hamdan yana değilim…

MEHMET ÖZÇELİK

Loading

No ResponsesOcak 3rd, 2015