NE KADAR SEVİNMİŞDİM
NE KADAR SEVİNMİŞDİM
Evet,gerçekten çok sevinmiştim. Zira bizim Şükrü’yü namaz kılarken görmüştüm. Bu yaşına kadar namaz kılmamıştı.
Namazsız geçen elli küsur yıl… Kolay değildi. Hem kötü arkadaşlarından ayrılmış,eski kötü adetlerini terk etmiş ve artık namaza başlamıştı. Beni düşündürmüştü bu durum.
Bu sevinçle yanına yaklaştım ve;
-“Maşaallah! şükrü seni tebrik ederim. Artık namaza başlamışsın.”diyerek onu kucaklamaya başladım. sevincimden anne-babama kavuşmuş gibi sevinçliydim. Nerdeyse bırakmak istemiyordum.
Benim bu sevinçli,gülüp sevinerek yaptığım harekete Şükrü de gülerek karşılık verdi. Ancak içinden bir şeyler söyleme isteği,sevincimin devam etmesini istememe gibi bir duygusu vardı. Çok da sürmedi.
Şükrü bana şunları söylemeye başladı:
“Ne namazı,ne namaza başlaması yav!! Günleri şaşırmışım. Ben bu gün Cuma zannetmiş,camiye girmiştim. Sonradan fark ettim. Meğer bu gün Perşembeymiş!..”
Bu cevap karşısında çok şaşırmış ve çok üzülmüştüm.
Meğer şaşkınlar şaşkınlığı kendilerinde değil,günlerde arıyorlarmış.
Allah kimseyi şaşırtmasın!! Âmin…
Ben onun kazançlı çıkmış olmasına sevinirken,o yanlışlıkla kılabilmekten dolayı zararlı çıkacağını düşünmekte.
Kazancını kılmakta değil,kılmamakta hesab etmektedir.
Acaba,kılan kılmakla ne kaybetti,kılmayan kılmamakla ne kazandı?
İkisinin de ömrü geçi ve de sür’atle geçmektedir.
16-3-1997
MEHMET ÖZÇELİK