İYİLİK ELBİSEYİ GETİRİR
İYİLİK ELBİSEYİ GETİRİR
İyiliğin sonuçta iyilik getireceğine inanan bir insandı.Kötülüğe karşı yapılan bir iyilik bile,elbette neticesiz kalmaz,er geç iyiliğe vesile olurdu.
Atasözünde de ifade edildiği gibi,”İyilik yap denize at,balık bilmezse,Hâlık bilir.”
Her gözetenin üzerinde,elbette bir gözeten vardır.İşte bu düşünceyi teyid eden bir olay:
-Şantiyenin bir odasında kalıyordu.Durumuda iyi olan bir kimse değildi.Zor kanaat geçinmekte idi.Ancak genede bir takım elbisesi almış,birde yeni bir ayakkabıya sahipti.
Şantiyede elbiseyle,ayakkabıyı dolabına koymuş,gerektiğinde giyiyor,onun dışında terlik ve iş elbisesiyle dolaşıyordu.
Bir gün odasına girdiğinde pencerenin açık olduğunu,dolapta da elbise ve ayakkabısının olmadığını gördü.
İhtiyacı da vardı.Zaten ihtiyacı olmasa almazdı.Bu da birkaç yılda bir oluyordu.Fakat yinede iyi niyetinden vaz geçmedi ve dedi;Demekki bu eşyalarımı alan adamın benden daha fazla ihtiyacı varmış.İhtiyacı olmasaydı,almazdı.Eğer alan çocuk olsaydı;başka bir şey götürürdü,onuda satardı.Fakat büyük adam elbisesi ve ayakkabısı götürüldüğüne göre,o halde bunu alan da büyük bir kimse idi ve ihtiyaç sahibi idi.
Bir gün eşyalarının çalındığını sohbet esnasında arkadaşına söyledi.Oda hemen jandarmaya,polise haber vermesini söyledi.Bu ise böyle bir teklife sıcak bakmadı ve şikayette bulunmadı.İyi niyetini sürdürmeye devam etti.
Bir gece vakti,geç vakitte kapı çalındı.Açtığında birden karşısında jandarmayı ve muhtarı gördü.Bir şey anlıyamadığından şaşırdı.Ve sebebini sorduğunda;bir hırsızlık ihbarı olduğunu,davacı olunduğunu söylediler.
Kendisi ise böyle bir şikayette bulunmamıştı,demekki arkadaşı gidip onun adına şikayette bulunmuştu.
Gelenlere ihbarda bulunmadığını,davacı da olmadığını,öncede ifade ettiği üzere,ihityacı olduğundan almış olacağını söyleyerek kapatmaya çalıştı.Onlar ise bu ifadeye karşı imzada bulunmalarını söyledilerse de onu da imzalamayıp,onları gönderdi.
Aradan birkaç gün geçmişti.Bir gün yine şantiyeye geldiğinde elbise ve ayakkabılarının pencereden içeriye atılmış olduğunu gördü.
Arası birkaç gün daha geçmişti ki,çalan kişi bir mahcubiyet içerisinde şöyle bir ikrarda bulunarak,özür diledi:
-Benim bir akrabamın düğünü vardı.Giyecek hiçbir şeyimde yoktu.Bu düşünceyle senin elbise ve ayakkabılarını aldım.
Ancak daha sonra senin davacı olmadığını ve gelen jandarma ve muhtarı göndererek;elbette bu adamın ihtiyacı varmış ki,götürmüş,sözünden dolayı,geri utancımdan size vermeyip,pencereden içeriye attım.
Özür dilerim.
Doğruluk doğruluk getirir.Yanlıştan dönmek güzellik getirir.
26-05-2003
Mehmet ÖZÇELİK