GÜNAH RADYASYONU
GÜNAH RADYASYONU
“Semud halkına da içlerinden biri olan kardeşleri Salih’i gönderdik.
“Ey benim halkım!” dedi, “yalnız Allah’a ibadet. edin! Çünkü sizin O’ndan başka ilahınız yoktur.
İşte size Rabbinizden açık bir delil, bir mûcize geldi.
İşte Allah’ın devesi de size bir âyet!
Onu kendi haline bırakın, Allah’ın diyarında otlasın, sakın ona bir fenalık yapmayın.
Yoksa sizi acı veren bir azap yakalayıverir.”
Semud, Âd kavminden sonra Arabistan’da en yaygın halktır. Eski Arap şiirinde olduğu gibi, Eski Yunan ve Rum tarihçi ve coğrafyacıları da Semud halkından bahsederler. Bu kavim kuzeybatı Arabistan’da Hicr denilen bölgede otururdu. Başkentleri şimdi, Medayin Salih adı ile anılmaktadır. Bu halkın tepelerde oydukları taş evler, bu güne bile ulaşmıştır.
Kur’ân’ın geldiği sırada Mekkeliler Şam’a ticaret için giderken, Hicr kalıntılarının yanından geçiyorlardı. Bir defasında Hz. Peygamber (a.s.) ashabı ile oradan geçerken: “Burası Allah’ın gazabı ile helâk olan bir halkın diyarı idi. Siz de buradan ağlayarak geçin. Burası eğlenecek değil, hüzünlenecek bir yerdir.” deyip oradan çabuk ayrılmayı tavsiye etmiştir.”
*” De ki: ‘Yeryüzünde gezip dolaşın, sonra da, yalanlayanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.’”
*Günah işleyenden vebadan kaçar gibi kaçmalı.Kibir,ucb,yalan,riya gibi kötülükler yayılmacı,bulaşıcı kötü hasletlerdir,hastalıklardır.
*Günah radyasyonu da Rusya-daki Çernobil gibi sâri bir illettir.
Günah sızıntıları Japonya-daki nükleer santral sızıntılarından daha az tehlikeli değildir.
Günahın büyüklüğüne göre günah santrallerindeki sızıntılar artar,Çernobil gibi uzun süre etkisini sürdürür.
Yukarıdaki semud kavminin helak olduğu yerden Efendimizin hemen geçmelerini istemesi,oradan sızan radyasyonların hala etkisini sürdürdüğünü haber vermektedir.
Peygamber Efendimiz ordusuyla Semud kavminin bulunduğu bölgedeki Hicr mevkiinden geçerken şöyle buyurdu:”Buranın suyundan içmeyiniz,Namaz için abdest almayınız,o su ile yoğurduğunuz hamurları develere yediriniz,siz o hamurdan yemeyiniz,arkadaşsız dışarıya çıkmayınız.”
Herkes denileni yaptı. Ancak (Said oğullarından) biri,bir ihtiyaçtan,diğeri devesini aramak için dışarı çıkmışlardı. İhtiyaç için çıkan bir cin tarafından çarpıldı. Diğeri fırtınaya kapılıp Tayy kabilesinin dağlarına kadar sürüklendi. Daha sonra bulundu.
Bu durum Peygamberimize bildirildiğinde:”Tek başınıza çıkmaktan sizi men etmedim mi?”buyurdu. Daha sonra dua etti,çarpılan kurtuldu.
Ona:”Uhruc ya aduvvallah”(Ey Allahın düşmanı çık)dedi.
*Aids-den ölenler gömüldükten sonra kireçlenirler tâ ki onun radyasyonu bitkiler yoluyla ve onu yiyen hayvanlar yoluyla veya hava yoluyla insanlara bulaşmasın.
Tevbe de günah radyasyonunun kirecidir.Günahların radyasyon zararı ancak samimi bir tevbe veya hemen yerine bir hayırlı iş yapmak ile temizlenir ve zararı engellenmiş olur.
*Ebû Nüceyd İmrân İbni Husayn el-Huzâî radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Cüheyne kabilesinden zina ederek gebe kalmış bir kadın Peygamber aleyhisselâm’ın huzuruna geldi ve:
– Yâ Resûlallah! Cezayı gerektiren bir suç işledim. Cezamı ver, dedi.
Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm kadının velisini çağırttı. Ona:
– “Bu kadına iyi davran! Doğum yapınca bana getir!” buyurdu.
Adam Resûl-i Ekrem’in buyurduğu gibi yaparak kadını doğumdan sonra getirdi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kadının üzerine elbisesinin iyice bağlanmasını emretti; sıkı sıkıya bağladılar. Sonra Peygamber aleyhisselâm’ın emri üzerine taşlanarak öldürüldü. Daha sonra Resûl-i Ekrem kadının cenaze namazını kıldı.
Hz. Ömer:
– Yâ Resûlallah! Zina etmiş bir kadının namazını mı kılıyorsun? diye sorunca Hz. Peygamber şunları söyledi:
– “O kadın öyle bir tövbe etti ki, şayet onun tövbesi Medine halkından yetmiş kişiye taksim edilseydi, hepsine yeterdi. Sen Cenâb-ı Hakk’ın rızasını kazanmak için can vermekten daha üstün bir şey biliyor musun?”
Kötülük bir tohum gibidir.Sökülüp atılmazsa boy verir.
Mehmet Feyzi Efendi şöyle der:”Kötülüğün kökünü daha bil kuvve halinde iken kazıyıp atmalıdır.”
Günah işlemeden yapılan tevbe ve istiğfar,kalbi temizlemek ve cilalayıp kalaylamak içindir.
*Dünya kirlendi..akan kanlar onu çok kirletti.Bir gusül gerek..temizlik gerek.. kıyamet kâinatın boy abdestidir.
*Abdestte kişinin vücut radyasyonlarından arınması ve temizlenmesidir.
Efendimiz kişide gadap ve kızgınlık ateşinin şiddetlenmesi halinde abdest alınmasını tavsiye etmiştir.Ateşi ancak su söndürür.
”Kulumun abdesti bozulduğunda abdest almazsa bana gazab etmiş olur.Abdest alır,namaz kılmazsa yine gazab etmiş olur.Abdest alır,namaz kılar,dua etmezse yine gazab etmiş olur.Bunları yaptıktan sonra ben onu affetmezsem gazab etmiş olurum.Gazab bana yakışmaz,ben kulumu affederim.”
*Yağmurun rahmet oluşu,gökte bulunan toz-toprak ve azot gibi kirleri toprağa su ile beraber gömmesindendir.
“Her kim şeref ve kuvvet isterse bilsin ki, bütün şeref ve kudret Allah’ındır. Hoş kelimeler (tevhid ve tesbihler) ancak O’na yükselir, kabul olunur. Salih ameli de hoş kelimeler (tevhid) yükseltir, makbul kılar. Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azap vardır. Bunların yaptıkları tuzak mahvolur gider.”
Tesbih,ibadet ve dua gibi şeyler yağmur gibi birer rahmet vesilesi olup,havada bulunan kötülükleri,azot ve karbonları ve zararlı radyasyonları rahmet gibi toprağa gömmektedirler.
Hadisde:”Hiçbir dua eden yoktur ki,şu üç sonuç arasında olmasın:”ya istediği hemen verilir ya lehine ertelenip saklanır yahut da dua bir günahına kefaret olur.”
18-05-2011
MEHMET ÖZÇELİK