KONTROLLÜ ŞİDDET BİR İHTİYAÇTIR
KONTROLLÜ ŞİDDET BİR İHTİYAÇTIR
Şiddet,şehvet,dehşet,hiddet,gıybet,nefret;hep kötü hasletlerdendir.
Bunlar kontrol edilemeyen duygulardır.
Ancak bunlar kontrol edilebilir olduklarında adları,değerlendirilmeleri farklılık arz edip,kahramanları ve cesur insanları ortaya çıkarıyor.
Kontrol edilebilir şiddet,bir ihtiyaçtır.Şöyle ki;
Sorumlu olarak ilk yaratılan varlık cinler olup,akıl duygusu gelişmiş varlıklardır.
Aklın kontrol edilememesiyle fitne çıkartıp helak olmalarına ve gündeme ondan üç kat daha geliştirilmiş insanın yaratılmasına karar veriliyor.
Bakara suresinin başında anlatılan ve meleklerin öğrenmek ve açıklanmasını talep etmek amaçlı hayret edip pek de taraftar olmadıkları bu var oluşa,Allah olması yönünde karar veriyor.
Akıl duygusundan farklı olarak Gadab dediğimiz şiddeti oluşturan enerjik güçlerin ve de şehvet denilen sınırı konulmamış isteklerle bu üç duygunun önü tamamen açık bırakılmış olarak yaratılıyor.
Bu duygular faaliyetini sürdürmeyecekse,insan neden yaratılsın ki? Yaratılmasına neden ihtiyaç olsun ki?Niçin ona ihtiyaç duyulsun?
Gönderilen dinler,kitaplar ve peygamberler bu üç duygunun kontrol edilmesi amaçlıdır.
İnsanın yeni bir proje olarak cinlerden farklı yaratılmasına sebeb olan, gadab yani şiddet duygusu,kontrol edilmesi şartıyla bir ihtiyaç ve var oluşun sebebidir.
Vücutta ısı bir ihtiyaçtır.Isının artması tehlikenin olmasının bir habercisidir. Böylece o ısının kontrol edilmeye çalışılması lüzumu devreye girmektedir.
Tıpkı gemilerdeki kazan dairesinin buharı gemi için ne ise,insanın buhar kazanı mesabesindeki şiddeti de odur.
Kişiler değerlerine karşı yapılan hakaretlere farklı tepki verirler.Bunun adı değerleri koruma,hamaset,milliyetçilik,dava adamı gibi müsbet nisbetlerin verilmesine neden olur.
Haksızca yapılan saldırı şiddetin olumsuz bir sonucu olurken;vatanın,dinin, namusun korunması uğruna yapılan savaş cihad ve kahramanlık oluyor.
Filmlerinde binlercesini öldüren Cüneyt Arkın,şiddet uygulayan değil,zalimleri cezalandıran bir kahraman olarak kabul edilmektedir.
Hele bir batı filminde adeta bir devleti yıkıp yüz binlerceyi öldüren kahraman oluyor.
Osmanlının akıncıları birer fedaidirler.Şiddet uygulamış kimseler olarak nitelenmemektedirler.
Şiddet zulmü uygulayanlar için söylenmektedir.
Kontrolden çıkmış bir araba,kontrol edilemeyen bir at,sahibi için tehlike arz etmektedir.
Şiddet bir potansiyel,bir enerji ve bir güçtür.Tüm mesele onu müsbete, yarara, hakka,doğruya kanalize etmektedir.
Bataryası bitmiş,deşarz olup boşalmış bir insan aktif bir insan değildir.Tıpkı gücünü kaybetmiş yaşlı gibi.
Şiddet yanlısı olan genç ise aktif olup,enerji yüklü bir santral gibidir.O santral kuvvetli bir barajla korunursa faydalı sonuçlar elde edilir.Aksi durumda sel olup çok hayatlara mal olur.
O halde enerjik yüklü ve şiddet meyilli olan gençlerin müsbet bir kanala kanalize edilmelidirler.
Şiddet yanlısı kişilere o şiddeti bıraktırmakla değil,o şiddetini,enerjisini,belli bir hedefe yönlendirmekle bir sonuç alınabilir.
Türkiye-de ve dünyadaki şiddet,hedefsiz kitlelerin kontrolsüz şiddetidir.
Bir şiddet uğruna hem insanların ve hem de kendi hayatını kıymetsiz görerek veren bir insan,gerçek bir ideal uğruna hem kendinin ve hem de bir çok hayatların kurtulmasına nasıl hizmet etmez ki?
Nolacak ki?
Boş olan bir insanın hayatını vermesiyle ne olacak ki?
Kontrol edilemeyen su sel oluyor..oysa o su bir hayat kaynağıdır.
Kontrol edilemeyen ateş hiçbir şeyi birbirinden ayırmadan yok ediyor.Oysa medeniyetin ve hayatın devamı onunla sağlanıyor.
İnsanlara her istediklerini vermekle şiddetin önüne geçilemez.Belki o şiddet duygusunu müsbete kanalize edip,manevi değerlerle kontrol altına almakla,oto kontrol sistemi takmak,sorumluluk vermek,dünya ve âhiret sorgusunun olacağı bilincinin yerleştirilmesiyle mümkün olur.
Kontrol edilebilir güç,gerçek güçtür.Kontrol edilemeyen güç ise şiddettir. Yakar,yıkar.
MEHMET ÖZÇELİK
07/09/2012