HRİSTİYANLIKTA MANASTIR HAYATI

“ HRİSTİYANLIKTA MANASTIR HAYATI “

Prof Mehmet Çelik Hocanın bu konuda yapmış olduğu genişçe konuşma ve açıklamasında ve onların içerisinde 5 yıl kalıp müşahede eden ve yıllarca araştırıp okuyan bir insan olarak tecrübe,müşahede ve araştırmalarını sizlere şöylece özetlemekteyiz:

* Hz.isa tamamen materyalistlerle mücadele etmiştir.Şöyle ki;

Hac ibadetini yapan bir hristiyan yine onların koyduğu bir uygulama geleneği olarak sonunda kurban kesmesi gerekmektedir.Ancak bu kurbanı mutlaka ve mutlaka kiliseden alması gerekmektedir.Dışarıda elli ise onlarda beş yüze satılmaktadır aksi takdirde kabul edilmemektedir.Almaya mecbur bırakılır.

Böyle bir hakimiyet söz konusudur.madde ön plana çıkmaktadır.Hz.İsa bunlarla mücadele etmiştir.

*Hz.İsanın doğumundan sonra Hz.Meryem Dülger Yusufla evlenir,ondan bir çok çocuğu olur ve onların en büyüğü de Yakuptur.

Yakup;Çocuklarının isa’dan sonra en büyüğü olup,çok iyi bir Yahudi,dindar, ibadetkar,dizleri ibadetten nasırlaşmış,kıtlık olduğunda yağmur duasına o götürülür.İsa’dan sonra başa o geçer.

*İsanın orijinal ismi Yeşu’dur.

*Grekler Krist veya Kristiyan derler yani hristiyan ve ise manasındadır.Araplar İsevi derler.Krist ve hrist-iyan ilk olarak Antakyada ellili yıllarda söylenir.

*Hristiyanlar radikal Yahudilerdir.

*Hristiyanlık ilk olarak Hz.İsayı bile görmemiş olan,aynı zamanda hristiyan düşmanı olan Pavlus tarafından kurulmuştur.Felsefe okumuş,daha hristiyanlık yokken fitneler çıkararak 51 yılında Antakyada konsili topluyor.Burada Pavlus neredeyse öldürülesiye linç ediliyor.Kendisini milletler havarisi ilan ediyor.

Bir çok safsataları başından yerleştiriyor.İlk günahla birlikte,Allahın oğlu isayı gönderdiğini söyler.Haça kan bulaşmıştır,papazlar Allahın yeryüzündeki vekilleridirler,Allahdan yetki aldılar.Şeriatı tüm cinayetlerin başı kabul eder.Şeriatlar olmasaydı,günah ve cezalarda olmazdı,der.

Hristiyanlar aslında o zamandan beri eziyete uğramışlardır.Neron romanın yanmasını bahane ederek hristiyanlara büyük eziyetler eder.

İlk üç yüz yıl içinde hristiyanlığa zulümler edildi.İşte manastır hayatı da bu zulüm esnasında doğdu.Zira insanlar asker ve zorbalardan kaçarak tenha ve ıssız yerlerde inanç ve ibadetlerini sürdürmeye başladılar.

380 yılında ise hürriyetlerini ellerine almalarıyla birlikte Manastırlar şekillenmeye başladı.

*Mistizm 270 yıllarında oluşur.Tüm lezzet ve dünya nimetlerini terk etme,eziyeti kabul etme başlar.

400 yıllarında yüz tane büyük manastır oluşmuştur.Suriye-Urfa-Adana-Ürdün çevrelerinde…

Morafram ilk mistik süryanidir.

Bir kaç günde bir yemek yer..kendisini tamamen tecrid eder.

*Peri bacalarının diğer adının keşişler vadisi olduğu,keşişlerin burada sabah ve akşamları ibadet eder,güneşin doğuş ve batışında ibadetlerini yaparlardı.

Yer altı şehirleri hristiyanların katledildiği yerlerdir.

Hrsitiyanlar dört yüz yıllarında devlet hristiyan olmasına rağmen,yüz binlerce hristiyanı katletmiş,bahane olarak farklı hristiyan mezheblerine mensub olanları;tek bir din,tek bir devlet,tek bir mezheb altında toplamayı amaçlama düşüncesi idi.

Bu da tamamen dini bir uygulamadan değil,siyasi bir uygulamadan kaynaklanmaktaydı.

*Engizisyon mahkemelerinin cezalandırdığı insan sayısının 300000 olduğu tahmin edilmektedir. Bunlardan 32000’i diri diri yakılmıştır.

*Hristiyan dünyasının siyasi,ekonomik,askeri üç büyük kenti;Roma-Antakya-İskenderiyye (Suriye) olmuştur.

*Faruk namını alan Hz.ömere bu nam;Kudüsün fethiyle,orada hristiyanlara yapılan zulmü de Hz.Ömerin engellemesi ve son vermesi üzerine,onu güllerle karşılamış ve Foruku yani kurtarıcı ,Arapça ifadeyle Faruk olarak namlandırmışlardır.Böylece gayrı Müslimler Hz.Ömeri kurtarıcı olarak adlandırmışlardır.

Osmanlı tarih boyunca Ermenilere de Süryanilere de iyi davranmış,çeşitli üst düzey görevler vermiş hatta Kılıç Aslan öldüğünde onlarda üç gün yas tutmuşlardır.Malatyadaki Yönetici Bohem bunu uygulamıştır.

Ortodokslar beş çocuğu olanlar bir çocuğunu manastıra verirler.

Manastırlar dünyadan tamamen tecrid edilmiştir.Mesela Obona Tomas adında bir kişi beş yaşında Midyata yakın bir manastırda kalan ve halen devam eden bu şahıs 45 yıllık bir süre içerisinde üç sefer oda tedavi gibi zaruri bir sebepten dolayı dışarı çıkmıştır.

Bu da onlarda ve tüm rahib ve rahibelerde psikolojik bir çok rahatsızlıkların doğmasına,gayrı meşru hallerin zuhuruna ve ellerindeki hakimiyetin oluşması için her türlü gücü kullanmasına sebeb olmaktadır.

*Hristiyanlıktaki ruhbanlığın misali;

“Rivayete göre rahip Makariyos, altı ay çıplak bedenini sinekler ısırsın diye su mahzeninde yatmıştır. (…) Rahip Yuhanna St. Jhon, üç yıl tek ayak üzerinde ibadet etmiş ve bu müddet zarfında ne uyumuş, ne de oturmuştu.Çok yorulduğu zaman belini bir kayaya dayıyordu. Bazı rahipler de hiç giyinmiyorlar, ancak uzun saçları ile örtünüyor, elleri ve ayakları üzerinde hayvanlar gibi yürüyorlardı. Çoğu mağaralarda, susuz kuyularda ve mezarlarda duruyor ve ot yiyorlardı. Bedenî temizliği ruh temizliğine münâfi sayıyor ve uzuvlarını yıkamaktan çekiniyorlardı. Onlar nazarında insanların en müttakîsi,taharetten en uzak olan, necaset ve kötülüklere en çok giren kimseydi. Rahip Ethines der ki, “ Rahip Antoni, ömrü boyunca ayaklarını yıkama günahını irtikap etmemiştir. Rahip Abraham’ın yüzüne ve ayağına elli sene su değmemiştir.”Ebu’l-Hasen Ali en-Nedvî, Mâzâ Hasira’l-Alem bi inhitati’l-Müslimîn ( Trc. İbrahim Düzen-Mustafa Topuz, Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti, 135 ); İ. Lütfi Çakan,Müslümanca Yaşamak, 24.Bak. DÜNYAYI YEREN ASILSIZ HABERLER,TASAVVUF VE İSLÂM.Dr. Muhittin UYSAL

*Papazlar askeriyedeki astsubay gibi evlenir ancak yükselmezler,sabittirler.

Rahib ve rahibeler ise;Papalık,kardinallik gibi bir çok üst dereceye yükselirler.

Konsillerde her türlü su-i istimal ve kan dökmeler olmuştur.

38 papa zehirlenmiştir.

Psikolojimken ruhi bozukluk çeken bu rahib ve rahibeler tam bir hakimiyet duygusunun hakimiyeti içerisine girerler.

Hristiyanlık dünyası da ruhbanların hakimiyetinden oluşur.

Rahib ve rahibeler et ve et ürünleri yemezler.Bedene her türlü eziyeti verirler.

Süryaniler sırf başka şeylerle uğraşıp da olumsuzluklara neden olmasın diye bunları kitapların istinsahıyla meşgul ederler.Bu da bazı problemleri beraberinde getirir;

Eserlerinin aynısını yazarken işlerine gelmeyen yerleri siler,değiştirir,ekleme yaparak aslını bozmuş olur.

*Pazar günkü kilise ayininde ibadet yapılmaz,bizdeki mevlid örneği gibi,Hz.İsanın dirilişinin sembolü canlandırılır,eğlence yapılır.

*Tüm Ortodokslarda bizim namazlarımıza benzer beş vakit namaz,rüku,secde,rekat sayısı benzerlikleri vardır.Namazları bizim namazlarımıza benzemektedir.

*Yahudilikten gelen şeriatı uygulayarak onlarda da tesettür yani örtünme vardır.Hristiyanlık kıyafeti rahibe kıyafetidir.Halkın yapmasa da kıyafeti aynen rahibelerin kıyafetidir.

*İncilin vahyedilen bir kitap olduğuna inanmazlar.Onun rahibler tarafından yazılan bir biyografik kitap olduğunu kabul ederler.Bundan dolayı da namazlarında İncilden değil de Zeburdan dualar okurlar.

*Mardin ve Midyattaki iki büyük manastır onlar için dünya çapında mukaddes iki yerdir.Tıpkı bizdeki Mekke-Medine gibi.

Ondan dolayı tüm dünyadaki Süryaniler adaklarını gerçekleştirmek için bu iki yere gelirler.

*1980’e kadar manastırda dini eğitim yapılırdı.12 Eylülden sonra bizde engellemelere gidildiği gibi,onlarda da yasaklamalar uygulanır.Böylece çevreden manastıra topladıkları çocukları bir çözüm olarak yaptıkları yurtlara kaydederek sahibsiz görünümü altında barınma ve yurt statüsünde göstererek faaliyetlerini sürdürürler.Böylece ortaöğretim ve üniversite eğitimi yapmalarını da sağlamış olurlar.

*1960-larda avrupaya çok göç ettiler.Hristiyanlar birliği teşkilatının teşvikiyle Türkiyeye gelip özellikle Mardin yörelerinde yerleşmketedirler.

*Süryaniler yakın gelecekte memleketimiz için büyük tehlike oluşturmaktadırlar.

Bunu teyiden bir haberde:”

Süryaniler 4. metropolitini seçti

Amerika, Suriye, Kudüs ve Avrupa ülkelerinden 100’ye yakın dini liderin huzurunda Rahip Melki Ürek, Deyrul-Zafaran Manastırı’nda düzenlenen görkemli bir ayin töreniyle Adıyaman Metropolitliği’ne yükseldi.

Adıyaman metropolitine 14 il bağlı.

Yaklaşık 5 bin yıllık geçmişi olan Süryani toplumunun Türkiye’deki metropolit sayısı 4’e yükseldi. Patrik L. Zekka Iwas’ın yönettiği ayine katılan din adamları, Melki Ürek’i takdis ederek, Hz. İsa’nın çarmıha gerilişini simgeleyen altın haç ve hakimiyeti temsil eden asa verdi. Ayine, Bağımsız Mardin Milletvekili Süleyman Bölünmez, Mardin Vali Vekili Kemal Kızılkaya, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve 5 bine yakın Süryani katıldı.”(Yeni Şafak-11 Aralık 2006 )

*Süryaniler avrupada özellikle isviçrede güçlü bir topluluk oluşturmuşlardır.

*Özellikle sinsice Türk akademistlere süryaniğilin çeşitli yönleriyle ele alınarak araştırılması,konferanslar verilmesini sağlayarak,bunları kitap olarak basıp bir öne çıkmış kişileri bile anlatılmışsa bunun bir yandan reklamını yapıp farklılıklarını göstermeye çalışırken,diğer yandan da;-İşte Türkler bizim böyle ilim adamlarımızı katletti-deyip kin ve nefret ateşini alevlendirmekte,bize tahrik etmektedirler.

Bizleri yine bizlerle vurmaktadırlar.

Adeta taşeron şirketler ülkesi olan isveçte her türlü kanun dışı uygulamalarını sergilemektedirler.

*1915 Ermeni tehcirinden sonra kaçanlar kaçmış ancak Van-dan Elazığ-Malatya-Erzincan-Tunceli gibi yerlerdekilerde bir kısmı Süryanilerin içerisinde,diğer bir kısmı da Alevilerin içerisinde girerek kendilerini onların içerisinde göstermiş,bir kısmı da zamanla veya onların kabullenmesi şartı olarak kendilerini öyle göstermişlerdir.

İşte bugün Ermeniler kendilerine zulmedilip de neden diğer din mensublarına da dokunulmamış tezini çürütme bahanesiyle,Süryanilerinde zulmedilmiş kimseler olduğu propağandasını verilen cazibeli tekliflerle sürdürmeye çalışmaktadırlar.

*Süryaniler zahiren söyleselerde hakikatta peygamberimizi kabul etmezler.

*Bush-un da içinde bulunduğu evanjelistler ise;Siyonist hristiyanlardır. Bunlar tanrıyı kıyamete zorlamaktadırlar.

Görüntülü Konuşmayın İNDİRİNİZ

MEHMET ÖZÇELİK

20-08-2008

Loading

No ResponsesOcak 2nd, 2015