ALDATILDIK AĞLATILDIK – DAĞLATILDIK – BAĞLATILDIK
ALDATILDIK AĞLATILDIK – DAĞLATILDIK – BAĞLATILDIK
Bir asırdık ya aldatıldık ya ağlatıldık ya da heryerimizden dağlandık,iş yapacaklarımız yapmayanlarımız tarafından iç ve dış bağlarla bağlandık,iş yapamaz ve kendimizle uğraşır hale getirildik.
Hep yerimizde saydık,saydırıldık…
Mağlub taraf olarak masaya oturuluşumuz ve oturtuluşumuz her şeyi kabul etmeye iten sebeb oldu.Konuşan değil dinleyen taraf olduk.İş yapan değil şikayet eden olduk.Az gitti uz gitti dee tepe düz gitti,geriye baktı ki bir arpa boyu düz gitti.
Nadasa bırakıldık.Vermek için değil almak için.Bir şeyler veremedik,çok şeylerimiz alındı.
Dünyayı kazanamadığımız gibi,kominizm,materyalist ve sosyalist ve nihayet sefahetlerle bir çok gencimizi bozuk para gibi harcadık,harcandık,haraçlandık.
İşte bir asrı ve o asrın neslini böyle kaybettik.
Yeni gelen nesil farklı gelmekle beraber önceki kalıntıların kırpıntıları hala gölge yapmakta,ayak bağı olmaktadır.
Şimdiye kadar başlar üzerinde dolaşıp başları bağlayanlar,bugün ayak altında dolaşıp ayak bağı olmaktadırlar.
Aradaki fark ise;düşünemeyip yürüyemiyen bir toplumdan,düşünüp yürüyemiyen,yavaş yürüyen bir topluma intikal gerçekleşmektedir.
Buradan ise düşünüp atak yapan,dünyayı şekillendiren bir topluma geçiş süreci başlayacaktır.
Bugün hala eskiler şekillendirmekteler.
”ABD eski Merkez Kuvvetler Komutanı Tommy Franks, Irak savaşında Türkiye’den her istediklerini aldıklarını söyledi. Franks, “Türkiye uçuş hakkı ve operasyonlara destek vererek önemli katkılarda bulundu” dedi. “[1]
“İsrail hükümeti, Irak’ın başkenti Bağdat’ta Ortadoğu Araştırmaları Merkezi adında bir büro açtı. Kaynaklar, Bağdat’ta İsrail Ortadoğu Araştırmalar Merkezi’nin açılmasının İsrail’in Irak’a topraklarını sızmasının ilk adımı olduğunu belirtiyorlar.
İsimlerinin verilmemesi kaydıyla İslam Online sitesine özel açıklamada bulunan Iraklı kaynaklar, İsrail’in 1 Ağustos 2003 tarihinde Bağdat’ın Dicle nehri kenarındaki Ebu Nuvas Caddesi’nde büyük bir bina kiraladığını açıkladı. Kaynaklar, Bağdat’ın çöküşünden sonra ilk kez İsrail kaynaklı bir merkezin açık bir şekilde bölgede faaliyete geçtiğini bildirdiler. Amerikan işgal güçleri ve ABD savunma Bakanlığı (Pentagon)’nın onayıyla resmen faaliyete geçen İsrail merkezi, çok sayıda Amerikan askerleri tarafından korunuyor.
Siyonist kurumun şubesi
Hedefleri gizli ve belirsiz
“Bu merkezin ilan edilen çalışmaları dışında bilmediğimiz başka hedefleri var. Hepimiz İsrail’in böldeki gizli hedeflerini biliyoruz” diyen Bağdat Üniversitesi Siyaset Bilimi hocası Dr. Enver Abdulaziz, İsrail gizli servisi Mossad’ın dünya’nın birçok yerinde farklı isimler altında çalışmalarının olduğuna işaret etti. Irak’ın Geçiçi Hükümet Konseyi’nden bu merkezin hemen kapatılması talebinde bulunan Dr. Abdulaziz, “Çünkü bu bizim iç güvenliğimize nüfuz edecektir” dedi.
“Kim bir gün Bağdat’ta İsrail’in maslahatlarına hizmet eden bir merkezin kurulacağını tahayyül edebilirdi!” diyen Rafideyn Üniversitesi öğretim görevlisi Musullu Bayan Dr. Suad Bahauddin, ‘Iraklılar hiçbir zaman İsrail sözcüğünü telaffuz etmemişlerdir, bilakis İsrail’den bahsederlerken ‘Siyonist düşman’ ibaresini kullanırlardı” dedi.
“Yüreğimiz parçalanıyor”
-Haydar Aliyev ve oğlu iyi bir kumarcı.Kendisi de tıpkı Süleyman Demirel gibi oda Azerbeycanın 45 yıllık lideri.Azerbeycanın Demireli.İşte tüm dünya böyle çevrelenmiş ve çerçevelenmiş…Başa getirilen bu başlar o toplumun bir asırlık proğramlarını şekillendirmekteler.
-Aliya İzzetbegoviç.Kahtı rical içerisinde bulunan İslam aleminde dindar,çilekeş ve alim bir insan idi.Çilekeş Bosnanın manevi temsilcisi idi.Dedosu yani dedesi,Bosnayı 2.bir Endülüs olmaktan kurtaran lider.Büyük mücahid,İslam kahramanı,Ömer Muhtar,son Osmanlı ve onun için yine;efsane lider,Rumelili hemşehrimiz,demokrat,bilge kral,efendi insan , Avrupadaki bir ülkenin temsilcisi,doğu ile batının köprüsü Bosna,köprü bekçisi Aliya oldu.O batının duyarsızlığından yakındı.250 bin Bosnalının katledilmesine göz yumuldu.O son Osmanlı mirası idi.Ömrünün 9 yılı Yugoslavya zindanlarında geçmiş düşünce adamı idi.1940’da”Genç Müslümanlar”teşkilatı ile bağımsızlık mücadelesini başlattı.1970’de”İslam Deklarasyonu”eseri ile İslam mücadelesini sürdürdü.
İzzetbegoviç:”Bugün hiçbir İslam ülkesinde yeteri kadar özgürlük yok.Özgürlük olmayınca aydınlar kendilerini denizden mahrum edilmiş balık gibi hissediyorlar.”diye şikayet etmiştir.
Yalnız kaldığında mücadelesinde:”Düşmanlarımız burada,dostlarımız nerede!”demiştir.
Bu gibi şahsiyetler adam kıtlığında baharı getirmeye çalışan birer çiçek mesabesinde idiler.
-Mehmet Akif;Bir aksiyon adamıdır..İdealist,toplumun derdiyle dertlenen,topluma sahiblendiğinden toplum tarafından benimsenip sahiplenen,toplumun her cephesinde bir nefer,bir komutan edasıyla coşan ve coşturan,yanan ve yakan,aydın ve aydınlatan bir kişiliğe sahib idi.Olaylara sahibsiz kalmamış haykırmıştır.Şiirlerini manzum,sohbet tarzında,hicivli olarak kullanmıştır.Felaket dönemlerinin mücadele adamı idi.Kendi olmayanlara kızar,batıya bakıp teknik ve teknolojisini almayı tavsiye ederdi.Sefahetlerini taklidden nefret ederdi.
Harcanan bir neslin içinden çıkıp feryad eden sınırlı kişiler.
“BU DA OKUMUŞTU
Çöken apartmanı yapan müteahhit Ali Vedat Kaya’nın ‘mimar’ olması, duyanlara ‘Bu da okumuşu’ dedirtti. Yaptığı yüzlerce konut 1999 Yalova depreminde yerle bir olan ve 168 kişinin ölümünden sorumlu tutulan müteahhit Veli Göçer’in inşaatçılıkla ilgili bir eğitiminin bulunmadığını, Diyabakır’da 1983 yılında çökerek 93 kişiye mezar olan Hicret Apartmanı’nın müteahhiti Kermo Dalmış’ın okur yazar bile olmadığını hatırlayanlar, Konya’daki apartmanı bir mimarın yaptığını duyunca, ‘‘Demek ki okumuş, okumamış fark etmiyormuş. Çok yazık’’ demekten kendilerini alamadılar.”[2]
Üzülerek ifade etmek gerekirse,asrımızda en çok kaybedenler okumuş! Kesimler olmuştur.Bunlara karanlıkta kalan aydınlar diyoruz.
İnsanlar için bir ecel ve süre olduğu gibi,asırlar,milletler,rejimler ve ümmetler içinde bir süre vardır.Ayette:”Her ümmet için bir ecel vardır.”[3]
Bazılarını harcamama uğruna,çoklar harcandı.Mesela,bazılarına imkanlar sağlama uğruna devletin imkanları çar-çur edildi,insanların işleri uzatıldı,zorlaştırıldı, farklı kanunların çıkmasına,sonunda kanunsuzlukların oluşmasına neden olundu.
YIRTILMALI:Şu yanlış inanç;Aydınlar camiye girmez ve giremez,halktan kopuk..bir araya gelmez,onların yaptıklarını yapmaz,yeyip içtiklerini yeyip içmez,teknolojiyi halk kullanmadığı için değilde kullanamadığı için o kullanır..
Kaybolan yıllarım-Kaybedilen yıllar-Kaybettirilen yıllar-Kaybolanlar, kaybedenler…
Medeniyet kuranlar,kurulan medeniyetlerin üzerine kurulanlardır.Kuruntu medeniyeti.Ya suç işlerse,ya rejime zarar verirse.nazariyeler üzerine kurulan bir sistem.
İçiyle dışı şeffaf..içine bak dışını gör,dışına bak içini gör..böyle bir insan olmak.Böyle bir sistem kurmak…
“Allahım senden başka hiçbir şeyi olmayan ben,senden başka her şeyi olanlara acırım.”Konfiçyüs.
-Do you have any idea where you’re going_Nereye gittiğinize dair bir düşünceye sahibmisiniz?
Bu asrın gemisi meçhule kalkan bir gemi gibi,nerede demir atacağı meçhul.sele ve rüzgara kapılan bir yaprak gibi,nerede duracağı meçhul…
–En büyük cinayet Allah inancının öldürülmesidir.Ateizm ise bunun şebekesidir.
-Kitap okumayan bir kimsenin,okuma bilmeyene karşı bir üstünlüğü yoktur.(Twain)
-Müslümana yaptığı ibadet ve hizmetinden dolayı hazımsızlık gösterenler mi daha demokrat ve özgürlükçüdür,yoksa gayrı müslime bile müsamahakar olan Müslüman mı?…
-Gökalp, savaştan önce Romen Diyojen ile Sultan Alparslan’ı karşılıklı olarak konuşturmuş. Diyojen aynen sizin öfkenizle şöyle haykırıyormuş:
‘Yaktırayım Kur’an’ı/ Yıktırayım Kabe’yi
Şark’a gelen görmesin/ Minareli kubbeyi!’
Sultan Alparslan da Romen Diyojen’e cevap veriyormuş:
‘Minareler süngü/ Kubbeler miğfer
Camiler kışlamız/ Müminler asker’
Bu şiirin ibretli tarafı,bunu okuyanın okumasından sonra önce hapishaneye girmesi,daha sonra başbakanlığa gelmesidir.Daha garib bir tesbitle,bunu okuyanı devletin başında bulunanlar cezalandırır,hapishaneye gönderirken,halk kesimi ödüllendirmiş,başbakanlığa terfi ettirmiştir.
Bizler kayıpların olduğu,kaybeden bir asrın çocuklarıyız.Bir kârımız varsa oda,kazanacak bizden sonraki nesle tecrübe ve basamak olduk.
Mehmet ÖZÇELİK
16-03-2004
[1] Milli gaz.12-7-2003.
[2] Hürriyet.4-2-2004.
[3] Yunus.90.