MİSYONER İMAMLAR
MİSYONER İMAMLAR
Misyonerler özellikle İngilizler her alana el atmışlardır.
İngiliz casusu Hempher-de bunu itiraf etmektedir.
-1.bin yılda Avrupa hristiyanlaştı.
2.bin yılda Afrika
3.bin yılda hedef asya dır.
“Şimdi (2006) 68 yaşında olup, uzun yıllar Heybeliada’da ikamet eden Ali Durmuş anlatıyor:
1971 yılında küçük kardeşim, Fatih İmam Hatip Lisesinde okurken, velisi olarak okula gitmiş ve öğretmeni ile görüşmek için okul bahçesinde beklemekteydim. Oradan Balat’taki Patrikhaneyi seyrederken ürperdim. “Ne hayalet bir bina! Küfrün merkezi burası olmalı!” diyerek kendi kendime azıcık yüksek sesle vah vah demişim. Az ilerde bir bankta oturan 90 yaşında ak sakallı, gün görmüş ihtiyar bir zat benim sesimi işiterek, bana; “Evlâdım neden vahlanıyorsun?” diye seslendi.
Patrikhaneyi göstererek, “Bu hayalet binada kim bilir ne kadar casus vardır.” dedim.
Ak sakallı amca; “Evlâdım bu ne ki?.. Ben bu gözlerimle gördüm, bu kulaklarımla işittim. Ben Süleymaniye Câmisinin cemaatindendim. İngilizlerin İstanbul’u işgal ettiği günlerdi. Bizim 20 yıllık imam efendi, yani Süleymaniye Câmisinin imamı, başında sarığı, cübbesi ve uzun sakalları ile bildiğimiz imam ortadan kayboldu. Kime sorsak hiç kimse bilmiyor. “İmam efendi nereye gider!” diye cemaat merak içinde idi. Bir iki ay sonra öğle namazını kılıp bahçede oturduğumuz bir günde, bir manga İngiliz askeri, önlerinde yüzbaşıları ile birlikte çıkageldi. Ellerinde tüfekleri ile sağa sola dikkatlice bakarak kontrol ediyorlar, herhangi bir saldırı olmasın diye. Önlerindeki yüzbaşı yüksek sesle seslendi: “Ey Cemaat! Beni tanıdınız mı?”
Kimseden bir ses çıkmayınca, bir müddet sonra tekrar; “Ey Cemaat beni tanımadınız mı?” diye seslendi. Tanıyan çıkmamıştı. Bir müddet sonra başındaki askerî miğferini çıkarıp cemaate karşı; “İşte ben 20 yıllık imamınız!..” deyince, herkesin aklı başına geldi ve onu tanıdık. Dedi ki: “Ben bir İngiliz yüzbaşısıyım. Vazifem bitti, şimdi gidiyorum. Şunu da söyleyeyim, sizin dininizi biliyorum, benim arkamda namaz kılanlar namazlarını iade etsinler.”
Ve geldiği gibi manga askeri ile çekip gitti. Kim bilir bunun gibi kaç casus daha vardır…”
*”Hartford Seminary Papaz Okulu’dur. 1833’te kurulmuştur. Bu okulda hem Hıristiyanlık eğitimi ve papaz yetiştirmesi yapılmaktadır. Aynı zamanda bu okulda “Müslümanlık” eğitimi verilmekte ve imamlar yetiştirilmektedir. Burası en eski misyoner okuludur.”
*“The Muslim World dergisi” , 2006 yılında bu dergide şöyle bir haber yayınlanmıştır.
“Hartford Seminary papaz okulunun öğretim üyesi olan Bayan İngrıd Matson, bu okulda başı kapalı olarak görev yapmakta ve söz konusu dergide yazılar yazmaktadır. İşte bu bayan 2006 yılında Amerika’daki Müslümanların en büyük kuruluşu olan, İslamic Society of North America‘nın (ISNA’nın) yani İslam şurasının başkanlığına getirildiği dikkat çekici…
AFGANİSTAN’DA, IRAK’TA ABD ADINA BEYİN YIKAYAN İMAMLAR DA MI BURADAN YETİŞMİŞTİR?
ABD’nin Müslümanlara yönelik “sahte imamlar“ görevlendirme programları vardır.
Özellikle ABD ordusunun, Afganistan ve Irak’ta zulüm ve işkencelerini yaparken, Müslümanların cihad direnişini kırmak için, hapishanelerde tutsakların beyinlerini Kur-an‘ı Kerimden ayetler ileri sürerek beyin yıkayan özel yetiştirilmiş “gâvur imamlar” ve din adamları görevlendirilmişti.”
-Salman Rüşdi-nin yazdığı –Şeytan ayetleri- bunun çirkince bir denemesidir.
“Salman Rüşdi’ye İngiliz Kraliçesi tarafından şovalyelik nişanı verildi. 1988 yılında yayınlanan Şeytan Ayetleri romanı özetle Hz. Muhammed’in okuduğu Kuran’a şeytan tarafından putlara övgüler karıştırıldığı iftirasını içeriyordu. Dolayısıyla ödül müslüman ülkelerin büyük tepkisine neden oldu. Pakistan ve İran’ın İngiltere büyükelçileri ünvanın verilmesini kınadılar. Malezya ve Pakistan’da protesto gösterileri düzenlendi, Rüşdi’nin kuklaları yakıldı. Hatta Rüşdi hakkında Ayetullah Humeyni’nin verdiği ölüm fetvasını hatırlatanlar oldu.”
*”Milli İstihbarat Teşkilatı, bilgi notunda Türkiye’deki C5 yapılanmasının faaliyetleri ve sızma girişimleri hakkında şu bilgileri aktarıyor: “Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı- ABD merkezli misyoner organizasyonlarda kendilerine “Müslüman Hıristiyanlar” adı da verilen C-5’ler hakkında, ayakkabılarını kapıda çıkardıkları, ellerini ayaklarını yıkadıkları, dizleri üstüne çöküp başlarını yere koydukları, Arapça ilahiler okuyup günde beş vakit namaz kıldıkları, Pazar günleri değil Cuma günleri ibadet ettikleri, diğer Müslümanlara benzedikleri, ancak onlardan farklı olarak İncil’in Tanrısına ibadet ettikleri, İsa Mesih’e inandıkları… Mezkur grubun girişimleri neticesinde 100.000’den fazla Müslüman’ın İsa Mesih’e 100’den fazla camide ibadet ettiğinin belirtildiği yönünde bilgilere ulaşılmıştır.”
*Bir dostum Gümüşhane-nin Kelkit köyünde 7 yıl imamlık yapan bir misyonerin 7 yıl sonra insanlara;
“Ben sizin iyiliğinizi çok gördüm.Ben hristiyanım.
Şimdiye kadar kıldırdığım 7 yıllık namazlarınızı kaza edin.”demiştir.
*”İngilizler[Only Registered Users Can See Links] Türklerden bazı satılmış aileler bularak misyonerleri küçüklükten itibaren onların yanında bir Türk çocuğu gibi yetiştirmişler ve bunlardan bazıları cami imamlığı[Only Registered Users Can See Links] medrese müderrisliği yapmışlar ve hatta Hariciye Nazırlığına kadar yükselebilmişlerdir. Bunlar arasında Bektaşi tarikatına girip post sahibi olanlar bulunmaktadır.”
-Batı dünyası ve başta İngiltere İslam dünyasını karıştırmak veya temelleri olan inanç noktasından vurmak için dini alana da önemli çapta el atmıştır.
Bir yandan ılımlı İslam,diğer yandan da sürekli tartışma konularını gündemde tutarak, ihtilafları körüklüyor.
Bu gün ilahiyatların bir kısmı-başta Ankara ilahiyat olmak üzere- ve imam hatipler tartışılıp tarihin çöplüğüne atılan hususları tekrar yeniymiş gibi gündeme getiriyor,İslama doğrudan hizmet yerine,ayrık otlarıyla uğraşmaya mecbur bırakılıyor.
İslam dünyasına sürekli ayrık otları ekilip,beslenip destekleniyor.
Yüz sene önce islamı kaldırma çabalarının sonuçsuz kalması sonucu bu gün,İslam sulandırılıyor ve bulandırılıyor.
MEHMET ÖZÇELİK
25-09-2014