HADİSLERDE YEMEN-ŞAM
HADİSLERDE YEMEN-ŞAM
Dünyanın hassas ayarı çok çabuk bozuluyor,bozduruluyor.
Bizde üç kişi senaryoyu yapanların devreye koymasıyla dehşetli bir darbeye bahane olarak gösterildi.
Haberde” 28 Şubat sürecinde, Aczimendi Tarikatı’nın (Müslüm Gündüz) ağına düşüp iğfal edilmiş mağdur kızı olarak tanınan Fadime Şahin’in aslında pavyonda çalışan bir telekız, TV ekranlarını uzun süre meşgul eden ‘irtica’ haberlerinin başlıca konuğu, Fadime Şahin’in “Bana tecavüz etti” dediği sahte Şeyh Ali Kalkancı’nın da işsiz güçsüz bir alkolik olduğu Yeni Şafak’ın yayınladığı Ergenekon davasına gizli tanık olan kişinin ifadelerinde yer aldı.”
Kirli insanların kirli işlerine alet olan bu üç silahşör,toplumuda kokusu gitmeyecek bir kirliliğe bulaştırdı.
İşleri yapanlar işleri büyüttüler.
Dünya ergenekonu belkide bizden öğrendiği veya bize öğrettiği sistemi dünyaya uyguluyor.
Öyle ki bu olay Suriyedeki ölümleri ve savaşın üzerine örttü,neredeyse dünyanın nazarını oradan başka noktalara çevirmiş oldu.
Efendimize hakareti ifade eden filimle İslam ülkelerini karıştırdı.
Dünyanın yeni Fadime,müslüm,alileri üretildi,türetildi.
Ayağa özgürlük için kalkmış olan İslam ülkeleri ,işin sıcaklığı soğumadan ve de daha oturmadan bir senaryoya kurban edilmeye başlanıldı.Nerelerde mi?
Hadislerde başta Yemen,Şam,Mekke-Medine-ye kıyamet alametleri içerisinde dikkat çekilmektedir.
Efendimizin 12 yaşında iken amcasıyla ilk ticaret amacıyla yolculuğa çıktığı yer Şam-dır.
Mehdi ve İsa şam ile ilişkilendirilmiştir.
Bir çok büyük insanlara beşiklik yapmış,önemli olaylar zuhur etmiştir.
Asırlarca gönüllerde yer tutan Veysel karani Yemenden gelmişti.
YEMEN VE ŞAM
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Size Yemenliler geldi. Onlar, ince ruhlu ve yufka yürekli insanlardır.
İman Yemenlidir, hikmet de Yemenlidir”(Buhari, Müslim, Tirmizi)
*Süfyan İbnu Ebi Züheyr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
“Yemen fethedilecek. Bir grup insan, Medine’den oraya aileleri ve kendilerine tabi olanlarla gidecekler. Halbuki bilselerdi, Medine onlar için hayırlıydı. Şam da fethedilecek. Bir kavim Medine’den aileleri ve kendilerine tabi olanlarla oraya göç edecekler. Bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi. Irak da fetholacak. Bir grup kimse ailesi ve kendilerine tabi olanlarla Medine’den oraya taşınacaklar. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi.”(Buhari, Müslim)
Yine İbnu Abbâs anlatıyor: “Yemen ahâlisi, hacca geliyorlar fakat beraberlerinde azık almıyorlardı. “Biz mütevekkil kimseleriz” diyorlardı. Meke’ye gelince bu davranışlarını halka sordular. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti inzal buyurdu: “Azıklanın, ancak bilin ki, en hayırlı azık takvâdır” (Bakara, 197).(Buhari,Ebu Davud)
*Ferve İbnu Müseyrk (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)’e bir gün:
“- Ey Allah’ın Resûlü, kavminden yüz çevirenlere karşı, İslâm’ı benimseyenlerle bir olup mücadele edeyim mi?” diye sordum. Onlarla savaşma hususunda bana izin verdi ve beni emir tayin etti. Ben (Medine’den) ayrılınca:
” Gutayfî ne yaptı.?” diye benden sormuş. Kendisine, gittiğim söylenince hemen peşimden birisini göndererek beni geri çağırdı ve şu talimatı verdi:
” Kavmini İslâm’a davet et. Onlardan İslam gelenlerin Müslümanlığını kabul et. Kabul etmeyenler için savaşmakta acele etme, ben sana yeni bir emir gönderinceye kadar bekle.”
Der ki: Sebe kavmi hakkındaki âyetler nâzil olmuştu. Bir adam sordu:
“- Ey Allah’ın Resûlü, Sebe de ne? Bir yer veya bir kadın mıdır?”
” Ne bir yer, ne de bir kadın değildir. Bilakis bir erkektir. On çocuklu bir Arap. Bu çocuklardan altısı Yemen cihetine gidip yerleşti, dördü de Şam cihetine gidip yerleşti. Şam tarafına gidenler Lahm, Cüzâm, Gassân ve Âmile kabilelerini ortaya çıkardılar. Yemen tarafına gidenler ise Ezd, Es’ariyyun, Hımyer, Kinde, Müzhic ve Enmâr halkını meydana getirdiler. “
Bir adam:
” Enmâr da ne?” diye sordu.
” Enmâr, dedi, Has’am ve Becîle kabilelerinin mensup olduğu cemaattir.”(Ebu Dâvud,Tirmizî)
*İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm:
“Kıyametten önce, Hadramevt’ten -veya Hadramevt denizinden- bir ateş çıkacak, insanları toplayacak” buyurmuşlardı. (Orada bulunanlar:)
“Ey Allah’ın Resûlü (o güne ulaşırsak) ne yapmamızı emredersiniz?” diye sordular.
“Size Şam(‘ı yani Suriye’ye gitmenizi) tavsiye ederim” buyurdular.”(Tirmizi)
*Resulullah (sav) Hz. Muaz (ra)’ı Yemen’e gönderdi. (Giderken) ona dedi ki: “Sen Ehl-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey Allah’a ibadet olsun. Allah’ı tanıdılar mı, kendilerine Allah’ın zekatı farz kılmış olduğunu, zenginlerinden alınıp fakirlerine dağıtılacağını onlara haber ver. Onlar buna da itaat ederlerse kendilerinden zekatı al. Zekat alırken halkın (nazarlarında) kıymetli olan mallarından sakın. Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira Allah’la bu beddua arasında perde mevcut değildir.”(BUHARI MUSLIM TIRMIZI)
* Ebu Musa El-Eş’ari anlatıyor: Resulullah (sav) beni ve Muaz (ra)’ı Yemen’e gönderdi ve şu tenbihte bulundu: “İnsanları dine (tatlılıkla) davet edin. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Uyumlu olun geçimsiz olmayın.” Biz Yemen’e vardık. Her ikimizin ayrı birer çadırı vardı, çadırlarımızı müstakilen kullanıyorduk. Birbirimize ziyaretlerimiz olur….
Muaz (ra): “Ey Ebu Musa, Kur’an’ı nasıl okuyorsun?”diye sordu. “Yatağımın üzerinde, namazımda, bineğimde zaman zaman (fırsat buldukça) parça parça okuyorum!” dedi. Sonra Ebu Musa, Muaz’a: “Ya sen nasıl okuyorsun?” diye sordu. “Bunu sana bildireceğim: Ben uyurum, sonra kalkar Kur’an’dan okurum. Böylece uyanıkken ümid ettiğim sevabı uykumda da kazanacağımı ümid ederim” diye cevap verdi.(BUHARI MUSLIM )
* Haris İbnu Amr İbni Ahi’l-Muğire İbni Şu’be, Muaz (ra)’dan naklen anlatıyor: “Resulullah (sav) Muaz’ı Yemen’e gönderdiği zaman kendisine sorar: “Sana bir dava geldiği vakit nasıl hükmedeceksin?” “Allah’ın kitabıyla hükmedeceğim” der Muaz. “(Meseleyi Kitabullah’ta) bulamazsan?” “Resulullah’ın sünnetiyle hükmedeceğim!” “Ne Kitabullah’ta ve ne de Resulullah’ın sünnetinde bulamazsan?” “Kendi re’yimle ictihad edeceğim, (hüküm vermekten) geri durmayacağım.” Hz. Muaz der ki: “Bu cevabım üzerine Resulullah (sav) (memnun kaldı), göğsüme eliyle vurup: “Allah’ın elçisinin elçisini, Allah’ın elçisini memnun edecek usulde muvaffak kılan Allah’a hamdolsun!” buyurdular.”( EBU DAVUD TIRMIZI)
*-Cubeyr bin Mutim’in babasından rivayet ettiğine göre O(r.a.)şöyle söyledi: Bir gün Allah Resulü(s.a.s.) ile beraber Mekke yolunda yürürken O(s.a.s.) şöyle buyurdu: “Size Yemen ahalisi gelecek. Onlar bulutlar gibidir; yeryüzündekilerin en iyisidirler.”
-Yine bunlardan biri de Ebu Hureyre(r.a.)’nin şu rivayeti: Allah Resulü(s.a.s.) dedi ki: “Size Yemen’den gelen insanlar olacak. Onlar en yumuşak kalpli ve merhametli insanlardır. İman Yemen’dedir. Hikmet Yemen’dedir. Ve fıkıh Yemen’dedir.” El-Beğavi, Şerh’us Sunne’de der ki: “Bu, Yemen halkının imana olan düşkünlükleri ve ona iyi bir şekilde girişlerinden dolayı bir övgüdür.”
-Ve İmam Ahmed’in rivayet ettiği bir hadiste, bir bedevi Ebu Hureyre(r.a.)’nin yanına gelip şöyle dedi: “Ey Ebu Hureyre! Bize Allah Rasulü(s.a.s.)’nden bir hadis rivayet et!” Bunun üzerine O(r.a.) da: Allah Rasulü(s.a.s.) buyurdu ki: “İman Yemen’dedir. Hikmet Yemen’dedir. Ve muhakkak Yemen üzerinden size Rabbinizden bir rahmet görüyorum.” hadisini okudu.
*-Ve Abdullah bin Ömer(r.a.)’nın şu hadisinde Allah Resulü(s.a.s.) şöyle demişti: “Allah’ım! Şam’ı ve Yemen’i mübarek kıl! Oradakiler; “Ey Allah’ın Rasulü! Necid’i de…” dediler. Sanırım üçüncü seferde O(s.a.s.), “Orada (Necd) depremler ve fitneler görülecektir. Ve şeytanın boynuzu, oradan ortaya çıkacaktır!” diye cevapladı.
Kıyametin yüzlerce küçün onda büyük alameti sıralanırken,bunlardan birisi de;
Kıyamet kopmadan evvel,Yemen tarafından bir ateş zuhur edecek,bütün insanları mahşer yerine toplarcasına toplayacaktır.
*Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dua etmiştir:
“Ey Allah’ım! Şam’ımızda bize bereket ihsan et! Ey Allah’ım! Yemen’imizde bize bereket ihsan et!”(Buhari 6954, Tirmizi 4210)
-Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Yakında işler sizin muhtelif ordulara ayrılmanız şeklinde olacaktır! Bir ordu Şam’da, bir ordu Yemen’de ve bir ordu da Irak’ta olacaktır.”
Bunun üzerine ibni Havale (Radiyallahu Anh):
−Ya Rasulallah! O zamana yetişirsem benim için onlardan birini seç ki orayı tercih edeyim, deyince Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Sen Şam’ı seç! Orası Allah’ın arzının en hayırlısıdır. Allah kullarından en hayırlı olanları orası için seçer. Şayet Şam’a gitmeyi istemezseniz Yemen’i seçin ve havuzunuzdan için. Şüphesiz ki Allah Şam’a ve ahalisine benim için vekil olmuştur.”(Ebu Davud 2483)
*İkrime ve Mukatil dedi ki: Ye¬men’den mü’min ve itaatkâr olarak yedi yüz kişi gelmişti. Kimisi ezan okuyor, kimisi Kur’ân okuyor, kimisi “Lâ ilahe illallah” diyerek tehlil getiriyordu. Peygamber (sav) buna çok sevindi.
*Resulullah (sav) buyurdular ki: “Yemen fethedilecek. Bir grup insan, Medine’den oraya aileleri ve kendilerine tabi olanlarla gidecekler. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlıydı. Şam da fethedilecek. Bir kavim Medine’den aileleri ve kendilerine tabi olanlarla oraya göç edecekler. Bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi. Irak da fetholacak. Bir grup kimse ailesi ve kendilerine tabi olanlarla Medine’den oraya taşınacaklar. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi.”
*Resulullah, “Irak ehline bir ölçeklik yiyecek ve tek dirhemlik paranın gelmeyeceği zaman yakındır!” buyurmuşlardı. “Nereden?” diye soruldu. “Acem diyarından. Onlar bunu yasaklayacak” buyurdu ve devamla: “Şam ehline de tek dinarlık paranın ve bir ölçeklik yiyeceğin gelmeyeceği zaman yakındır!” buyurdular. Yine: “Bu nereden gelmeyecek?” diye soruldu. “Rum cihetinden!” buyurdular. Sonra (Hz. Cabir) bir müddet sustu [ve ilave etti: “Resulullah (sav) dedi ki: “Ümmetimin sonunda bir halife gelecek; malı sayı ile değil, avuç avuç dağıtacak!]”
*Muaviye İbnu Kurre, babası (ra)’ından naklen anlatıyor: “Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şam (Suriye) halkı fesada uğradımı artık (orada) sizin için hayır yoktur. Ümmetimden bir grup, Kıyamet kopuncaya kadar mansur (Allah’ın yardımına mazhar) olmaya devam edecek, onları mahrum bırakanlar onlara zarar veremeyecekler.” [Ali İbnu’l-Medini: “Bunlar hadis ashabıdır” demiştir.]
*Zeyd ibn-u Sabit (r.a) anlatıyor:
“Biz bir gün Resulullah’ın (sav) yanında idik. Parçalar üzerinde Kur’an tanzim ediyorduk. Aleyhisselatu vessellem: “Şam’a ne mutlu” buyurdular. Ben “Bu mutluluk nereden geliyor ey Allah’ın Resulü” diye sordum.
“Çünkü” buyurdular, “Rahman’ın melekleri Şam’ın üzerine kanatlarını geriyorlar.”( Tirmizi, Sünen, Menakıb 3949)
*“O’nun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler… Hep birlikte Beyt-i Şerif’i tavaf edecekler, sonra Mina’ya indiklerinde, köpekler gibi birbirlerine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak.” (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 168-169)
*Ondan önce Şam ve Mısır melikleri (hükümdar, memleket sahibi) öldürülecektir…” (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
“Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir…” (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177)
*Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “…Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir makam bulamayacaktır. Bu belalar Şam’ın etrafında dolanacak, Irak’ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır… Onlar belayı bir tarafta defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır.” (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39)
*“… Irak’a saldırılmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak’taki masum insanlar Şam’a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır.” (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 254)
* “Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın.” (Yusuf el-Makdisi, Fera İdu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Bediüzzaman-ın;” Eğer çabuk bir kıyamet kopmazsa…”ifadesinde de dikkat çekildiği gibi;dünya imtihanının açılması cennette işlenilen bir günahla olduğu gibi,dünyanın erken kapanması da yine insanın müdahalesi ve el karıştırmasıyla olacaktır.
MEHMET ÖZÇELİK
15-09-2012