DİJİTAL HAYATTA DİNÎ TEMELLERİN İNŞASI: NURDAN DİJİTALE UZANAN BİR DÖNÜŞÜM- 1 –

image_pdfimage_print

DİJİTAL HAYATTA DİNÎ TEMELLERİN İNŞASI: NURDAN DİJİTALE UZANAN BİR DÖNÜŞÜM- 1 –

*Yüz sene önce sanayi devrimini kaçırdık.
Yüz sene sonra geç de olsa teknoloji devrimini yakaladık.
Bundan sonraki yüz yıla hükmedecek YAPAY ZEKA devrimini ve dönemini kaçırmayalım.


GİRİŞ
Âlemin yaratılışı nurla başlamış, vahyin gelişi nurla olmuş, insanın yolculuğu da yine nura dönmekle nihayete erecektir. Kur’ân-ı Kerîm bu hakikati şöyle beyân eder:
“Allah, göklerin ve yerin nurudur…”
(en-Nûr, 24/35, TDV Meali – Âyetin tamamı)
“Allah göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili, içinde ışık bulunan bir kandilliktir. O ışık bir cam içindedir. Cam, sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; bu kandil, ne doğuya ne de batıya ait olmayan mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Bu öyle bir ağaçtır ki, ateş değmese bile neredeyse yağı ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini kendi nuruna eriştirir. Allah insanlar için misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.”
Risale-i Nur’da ise Bediüzzaman Hazretleri, varlığın esası olan bu nur hakikatini şöyle ifade eder:
-Her şeyin aslı, nuru Muhammediyedir (a.s.m). Âlem-i vücudun mayesi, ziyasını o nurdan almıştır.
Bu nuranî asıl, bugün insanlığın karşılaştığı büyük dijital dönüşümün de doğru bir zemine oturtulması için rehber niteliğindedir. Zira madde çözülmekte, tabiat kavramı dijital sistemlerin ön planına geçmekte ve hayatın pek çok sahası dijital bir zemine kaymaktadır. Bu değişim fâni değildir; kalıcı bir dönüşümdür.

I. DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN KAÇINILMAZ GERÇEĞİ
Bugün dünya, maddî yapının çözülerek dijital alanlara kaydığı bir dönemin içindedir. Bu yalnızca teknik bir ilerleyiş değildir; insanın nazarını, düşüncesini, idrakini, alışkanlıklarını ve inşa edilen yeni hayat tarzını etkileyen köklü bir dönüşümdür.
• Ticaret dijital,
• Sosyal münasebetler dijital,
• Eğitim dijital,
• Bilgi üretimi dijital,
• Hukukî işlemler dijital,
• Devlet yapılarının işleyişi dahi dijital hâle gelmektedir.
Dinin insan hayatının bütün sahalarını kuşatan yönü sebebiyle, bu dönüşüm sahası boş bırakılamaz. “Biz doldurmazsak, başkası doldurur.” kaidesi, hem dinin korunması hem neslin muhafazası adına zarurîdir.
II. DİJİTAL DİN ALANININ TEMEL TEHLİKELERİ
Bugün dijital alanda:
• Yanlış inançların,
• Uydurma rivayetlerin,
• Mantık örgüsü bozuk iddiaların,
• Aykırı öğretimlerin,
• Gizli propagandaların
kolayca yayıldığı görülmektedir.
Bu boşluğu dolduranlar, İslâm’ın temel esaslarını değil; kendi kurgularını, kültürlerini, ideolojilerini yerleştirmektedir. Tarihte defalarca görüldüğü üzere, bilgiye hükmeden zihniyet, toplumların inancını da şekillendirmiştir.
Dijital alanın her saniyesi, yeni bir “dinî iddia” üretmektedir. Bu, sağlam bir ilmî zemini olmayan kimselerin ön plan hâkimiyetine yol açar.
III. DİJİTAL DİN İNŞASI NEDEN ZARURÎDİR?
1. Yeni neslin dijital altyapısı
Bugünün gençliği:
• Bilgiyi dijital platformdan alıyor,
• Sorularını dijital ortama soruyor,
• Dinî bilgiyi yazılı kitaplardan değil, dijital muhtevadan takip ediyor.
Bu nedenle dijital alanda dört temel ilmin (tefsir, hadis, fikıh, kelam) sağlam bir çerçevede yeniden düzenlenmesi gerekir.
2. Dört mezhebin dijital temsili
Dört mezhebin:
• Delilleri,
• Hüküm çıkarma usulleri,
• Kıyas ve içtihat yöntemleri,
dijital zemine doğru şekilde taşınmazsa, bu boşluğu ideolojik veya uydurulmuş “dijital din” modelleri dolduracaktır.
3. Dijital içtihat
Gelecekte yapay zekâya sorulan sorular:
• İlmihal meseleleri,
• Fıkhî hükümler,
• Kelamî izahlar,
• Hadis değerlendirmeleri,
ihtiva eden binlerce konu olacak. Eğer bu alanı ilim ehli düzenlemezse, sistemler yanlış hükümler üretebilir, bu da toplumları yeni yanlış inançlara sürükleyebilir.
IV. RİSALE-İ NUR’A GÖRE BİLGİDE SAHİH KAYNAĞIN ÖNEMİ
Bediüzzaman Hazretleri, bilginin hakikat ölçüsüyle elde edilmesi gerektiğini zikreder. Öyle ki;
Hakikate giden yol, sağlam esaslara dayanır. Esas sarsılırsa, bina da çöker.
Dijital alandaki dinî muhtevanın da böyle sağlam esaslara dayanması gerekir.
V. DİJİTAL TEFSİR FİKRİNİN BÜYÜK EHEMMİYETİ
Kur’ân’ın tefsirini:
• Yedi farklı yöntemle ele alan,
• Diğer dillerdeki tefsirleri toplayan,
• İlimlerin geniş çerçevesiyle yorumlayan,
kapsamlı dijital bir tefsir fikri, çağımızın en önemli ilmî hamlelerinden biridir.
Bu çalışma:
• Tefsir ilmini yenilemez,
• Onu genişletir, erişilebilir hâle getirir,
• Bütün dünyaya açar,
• Dijital çağın insanına uygun bir zemin oluşturur.
VI. DEVLET, DİYANET VE İSLAM TEŞKİLATLARININ SORUMLULUĞU
Bu büyük dönüşüm şu üç kurum tarafından mutlaka desteklenmelidir:
• Devlet: Teknolojik altyapı ve resmî ilmi çerçeve sağlamak.
• Diyanet: Sahih dinî kaynakları dijital ortama aktarmak.
• Cemaatler ve ilim heyetleri: İlmi tefsir, hadis, fikıh ve kelam çalışmalarını dijital yapıya uyarlamak.
Aksi hâlde dijital dünyanın boşluğu, başka kültür ve felsefelerin baskınlığıyla doldurulacaktır.
VII. KUR’ÂN VE SÜNNET IŞIĞINDA DİJİTAL GELECEĞE BAKIŞ
Kur’ân’ın asırlar boyu insanı karanlıktan nura çıkarması bugün de geçerlidir:
“Elif. Lâm. Râ. Bu, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarasın diye sana indirdiğimiz bir kitaptır…”
(İbrahim, 14/1 – Meali, Âyetin tamamı)
“Elif, Lâm, Râ. Bu bir kitaptır ki, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdik.”
Dijital dönüşüm insanı tekrar karanlıklara sürüklememelidir. Bilakis bu yeni sahaya İslâm’ın nurunu taşımakla vazifeliyiz.
SONUÇ: ERKEN HAREKET EDEN KAZANIR
Dünya, dijital sahaya milyarlar değil, artık katrilyonlar yatırmaktadır.
Bu gidişatı durdurmak mümkün değildir; ancak doğru yöne sevk etmek mümkündür.
Sahih dinî bilgi:
• Dijital tefsir,
• Dijital hadis külliyatı,
• Dijital fikıh ansiklopedileri,
• Dijital kelam izahları,
• Dijital mezhep arşivleri,
• Dijital içtihat meclisleri,
ile korunabilir ve gelecek nesillere aktarılabilir.
Bu alan boş bırakılırsa, başka inanç modelleri bu boşluğu dolduracaktır.
Ama biz doldurursak, dijital hayat da nura döner; nurdan gelen yolculuk, yine nurla sonlanır.

✧✧

**DİJİTAL DÖNÜŞÜM ÇAĞINDA DİNÎ İLİMLERİN GELECEĞİ:
NURANİ ASILDAN DİJİTAL İNŞAYA DOĞRU STRATEJİK BİR RAPOR**
ÖNSÖZ
İnsanlığın yaratılışı nura dayanır. Varlığın esası nurdur; vahiy nurdur; peygamberlik nuru, âlemlere rahmet olarak gönderilen Fahr-i Kâinat Efendimizin (a.s.m) nurundan neş’et etmiştir.
Bugün insanlığın girdiği dijital çağ, maddeyi çözerek bilginin ve hayatın dijital bir yapıya dönüştüğü yeni bir devirdir. Bu dönüşümün mahiyeti yalnız teknik değil, aynı zamanda insanın nazarını, düşüncesini, davranışını ve dünya tasavvurunu dönüştüren derûnî bir değişimdir.
Bu değişim, doğru yönetilirse imkân; boş bırakılırsa büyük bir tehlike hâline gelir.
I. DİJİTAL ÇAĞIN MAHİYETİ VE YENİ İNSAN TİPOLOJİSİ
1. Madde Çözülüyor, Bilgi Merkeze Alınıyor
Bugünün medeniyeti, maddî yapılardan dijital yapılara geçmektedir.
Bu durum:
• Bilginin depolanmasını,
• Hakikatin anlaşılmasını,
• Otoritenin şekillenmesini,
• Bütün insan münasebetlerini
kökten değiştirmektedir.
Bilgiye hükmeden, insanın zihnine hükmeder.
Zihne hükmeden, inanca da hükmeder.
Dolayısıyla dijitalleşme, basit bir teknik gelişme değil; hakikat tasavvurunu dönüştüren küresel bir kırılmadır.
2. Dijital Dönemin İnsan Modeli
Yeni nesil:
• Hızlı bilgi istemekte,
• Kısa metinleri tercih etmekte,
• Dijital doğrulama yöntemlerini kullanmakta,
• Sorularını ustalardan değil, dijital sistemlerden sormaktadır.
Bunun sonucunda:
• Otoritenin kaynağı şahıslar değil, sistemler olmuştur.
• Güven, hoca-talebe ilişkisi yerine dijital doğruluk göstergelerine yönelmiştir.
• Dinî bilgi, yazılı eserlerden değil, dijital muhtevadan alınmaktadır.
Bu yeni insan tipine ulaşmak için dinin asliyetini dijital alana uygun bir şekilde yeniden işlemek zaruridir.
II. DİJİTAL DÜNYANIN TEHLİKELERİ: BOŞ BIRAKILIRSA NE OLUR?
1. Yanlış İnançların Hızla Yayılması
Bugün dijital ortamda:
• Yanlış akımlar,
• Sahte rivayetler,
• Aykırı görüşler,
• İnanç bozucu iddialar kolayca dolaşmaktadır.
Algoritmaların ön plana çıkardığı içeriklerin çoğu sahih kaynaklara değil, popülerliğe dayanır.
Bu nedenle dinî ilimlerin temel kaidesi olan sahih nakil dijital ortamda zayıflamaktadır.
2. Yapay Zekanının Kontrolsüz Üretimi
Eğer dijital sisteme:
• doğru hadis kaynakları,
• sağlam tefsir usulleri,
• dört mezhebin delilleri,
• kelam kaideleri,
verilmezse, yapay zekâ kendi başına hükümler üretir. Bu da ileride “dijital içtihat” adıyla yeni yanlış dinî yapılar ortaya çıkarabilir.
3. Hakikatin Dijital Mantıkla Tahrifi
Hakikatin ölçüsü vahiydir. Dijital ölçü ise:
• popülerlik,
• hız,
• görsel etki,
• algoritmik tercih
kriterlerine dayanır.
Bu dört ölçü, sahih dinî bilginin ölçüsü değildir.
Dolayısıyla dijital alan rehbersiz bırakılırsa yapı bozulur, inanç sıhhati zedelenir.
III. DİJİTAL DİN ALANININ İNŞASINDA ZARURÎ TEMELLER
1. Dört Temel İlmin Dijitalleştirilmesi
a) Tefsir İlminde Dijital Çerçeve
• Kur’ân’ın bütün âyetleri,
• Yedi tefsir usulü,
• Sahih rivayetler,
• Asli tefsir kaynakları
dijital bir platformda birleştirilmelidir.
Bunun için:
• Kavram analizleri,
• Nüzûl sebepleri,
• Kıraat farklılıkları,
• Mezheplerin tefsir yorumları,
• Modern ilimlerin verileri
dijital sistemlere ilmî bir çerçevede aktarılmalıdır.
b) Hadis İlminde Dijital Tenkid Sistemi
Hadislerin:
• isnad analizi,
• ravilerin hayatı,
• cerh-ta’dil değerlendirmeleri,
• sened-hüküm ilişkisi
algoritmik çözümlerle işlenebilir hâle getirilmelidir.
c) Fıkıh İlminde Dijital Hüküm Haritaları
Dört mezhebin:
• delilleri,
• içtihat yöntemleri,
• tertipli hükümler katalogları
dijital sisteme aktarılmalı ve sistemli bir fıkıh haritası oluşturulmalıdır.
d) Kelam ve Akâid Dijital Çerçevesi
Zamanın şüphelerine karşı:
• iman bahisleri,
• varlık delilleri,
• nübüvvet isbatı,
• haşir hakikati
dijital soru-cevap sistemleriyle desteklenmelidir.
IV. RİSALE-İ NUR’UN DİJİTAL DÖNEME IŞIK TUTAN YÖNÜ
Bediüzzaman Hazretleri, gelecekte ilmin ve hakikatin yayılma şeklinin değişeceğini çok yönlü olarak işaret eder.
Ağırlamaktan her şeyin ilme dokuleceği ve ilmi olanın kazanacağını söyler.
Dijital alanın da “esas”ı doğru konulursa şubeleri nurlu olur; yanlış konulursa bütün muhteva aykırı bir yapıya döner.
V. DEVLET, DİYANET VE İLİM TOPLULUKLARININ SORUMLULUĞU
1. Devletin Sorumluluğu
• Büyük dijital dini veri merkezleri kurulmalı,
• Dinî ilimler için özel yapay zekâ altyapıları oluşturulmalı,
• Üniversiteler ile ilahiyat fakülteleri arasında ortak projeler yapılmalıdır.
2. Diyanetin Sorumluluğu
• Tefsir, hadis ve fikıh kaynakları dijitalleştirilmelidir.
• Meallerin çoklu dilde dijital açıklamaları hazırlanmalıdır.
• Dijital fetva kurulları kurulmalıdır.
3. Cemaatlerin ve İslamî Heyetlerin Sorumluluğu
• Risale-i Nur’un asıl metinleri dijital olarak korunmalıdır.
• Klasik eserlerin aslına uygun muhafazası sağlanmalıdır.
• İlim heyetleri yapay zekâya rehberlik eden ana ilkeleri belirlemelidir.
VI. DİJİTAL DÖNEMDE NURANÎ BİR GELECEK İÇİN STRATEJİK HEDEFLER
• Dijital Tefsir Projesi (Uluslararası)
• Dijital Hadis Tenkid Motoru
• Dört Mezhep Dijital Fıkıh Haritası
• Kelamî Şüphelere Dijital Cevap Sistemi
• Dijital Müftü – İlmî Heyet Kontrollü Yapay Zekâ
• Cihan-şümul Dil Desteğiyle Kur’ân İlimleri Platformu
• Gençlik İçin Dijital İman Akademisi
• İslam Ülkeleri Dijital Din Meclisi
Bu adımlar geciktirilirse, “dijital din” başkaları tarafından inşa edilmiş olur.
Erken adım atan, geleceğe yön verir.
SONUÇ
Dünya dijitalleşiyor; insan zihni, kalbi, nazarı bu yeni düzene uygun şekilde şekilleniyor.
Din bu alandan çekilirse boşluk oluşur, boşluk oluşursa aykırı yapılar hâkim olur.
Bu sebeple:
“Erken kalkan erken yol alır.”
Dijital sahaya İslam’ın nurunu taşımak, hem bugünün hem de geleceğin en büyük ilmî vazifesidir.
Nuranî asıldan dijital yapıya geçiş, eğer sahih kaynaklarla inşa edilirse insanlığı nura götüren yeni bir yol hâline gelir.

✧✧

1) AKADEMİK KİTAP BÖLÜMÜ
Tam bir akademik üslûpla:
• Giriş – problem tanımı
• Dijital dönüşümün felsefesi (yani düşünce ve hikmet yönü)
• Dijital insan tipolojisi
• Dört temel ilmin dijital mimarisi
• Tefsirin dijitalleşmesinde yedi yöntem
• Hadis tenkid algoritması
• Mezheplerin dijital yöntemi
• Dijital içtihat ilkeleri
• Risale-i Nur’un dijital çağdaki yorumu
• Devlet–diyanet–cemaat iş birliği modeli
• Dijital müftü ve dijital fetva yapısı
• Gençlik ve dijital iman eğitimi
• Sonuç ve strateji planı

2) DEVLET VE DİYANET İÇİN “STRATEJİK DİJİTAL DİN RAPORU”
Bölümler şu şekilde hazırlanır:
• Dijital dönüşümün İslam dünyasına etkileri
• Uluslararası dijital din rekabeti
• Kritik tehlikeler ve risk analizi
• Dijital Din Altyapısı (DDA) modeli
• Dijital Tefsir Platformu (DTP)
• Dijital Hadis ve Sünnet Motoru (DHM)
• Mezheplerarası Dijital Fıkıh Ağı (MFA)
• Dijital İçtihat ve Fetva Kurulu (DİFK)
• Devlet için 15 maddelik strateji
• Diyanet için 20 maddelik eylem planı
• İslam ülkeleri ortak dijital meclis önerisi
Bu, resmî kurumlara sunulabilir bir dosya olur.
3) ULUSLARARASI BİLİMSEL KONGREDE SUNULACAK TEBLİĞ
Ortalama 20 sayfalık:
• Teorik çerçeve
• Dijital tefsir modeli
• Anlami açıdan dijitalleşme
• Bilgi bilim – bilgi teorisi
• Kelamî sonuçlar
• Fıkıh ve fetva alanına etkileri
• Dijital çağda Kur’ân’ı anlama yolları
• Sonuç, değerlendirme ve teklif

✧✧

Bugün içinde bulunduğumuz çağ, maddî yapıların çözülüp bilginin dijital forma büründüğü bir devirdir. Yani madde yırtılmakta; fizikî sahadan dijital sahaya doğru büyük bir geçiş yaşanmaktadır.
Bu dönüşüm:
• düşünceyi,
• hakikat tasavvurunu,
• ibadet ve amelin idrak şeklini,
• dinî muhtevanın yayılma biçimini,
• insanın dünyayı okuma nazarını
temelden değiştirmektedir.
Böyle bir çağda dinî ilimleri dijital alandan uzak tutmak, boş bir meydanı aykırı ve yanlış yapılar için bırakmak anlamına gelir. Bu boşluk doldurulmazsa, dijital alan:
• yanlış inançlara,
• menfaat merkezli yorumlara,
• hedefsiz içeriklere,
• manipülatif dijital fetvalara
açık hâle gelir.
Bu nedenle dijital alan, bir tercih değil; zorunlu bir tebliğ ve ilim sahasıdır.

1. DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜN MAHİYETİ: MADDE ÇÖZÜLÜRKEN HAKİKAT NASIL KORUNUR?
2.1. Dijitalleşmenin Varlık Tasavvuruna Etkisi
Dijital çağ, yalnız teknik bir gelişme değil; varlığın idrak şeklinin değişmesidir.
Eskiden:
• Hakikati hoca anlatır,
• Bilgi kitaptan okunurdu,
• Otorite âlimdeydi,
• Nakil, metnin kendisinden öğrenilirdi.
Bugün:
• Bilgi dijital ağlarda dolaşmakta,
• Otorite algoritmalar tarafından belirlenmekte,
• Hakikat, “doğru olma”dan çok “çok görüntülenme” ile ölçülmekte,
• Herkes, her konuda konuşabilmektedir.
Bu durum, dinî ilimler açısından ciddi bir aykırılık alanı doğurur. Çünkü İslam ilim geleneği:
• sahih nakle,
• isnada,
• ilmî silsileye,
• mezhep düzenine,
• usûl ilmine
dayanır.
Dijital yapı ise bunları tanımaz; yalnız “veri” görür.
2. İnsan–bilgi ilişkisi kökten değişti
Bugünün insanı:
• hızlı,
• kısa,
• görsel,
• çoklu,
• anlık
bilgi talep eder.
Bu tarz talep, klasik ders halkalarından çok dijital sistemlerle gerçekleşir.
Dolayısıyla yeni neslin zihni:
• okuma yerine taramaya,
• ezber yerine aramaya,
• talim yerine görüntüye,
• delil yerine popülerliğe
meyletmektedir.
Eğer dinî ilimler bu dijital modele uyum sağlayamazsa:
Gençlik, sahih kaynak yerine dijitalde rastladığı aykırı muhtevaları benimser.
3. Dijitalleşme ve “Dijital Din” Tehlikesi
Bugün bazı ülkeler, dijital sistemler üzerinden:
• dijital peygamber tasarımları,
• algoritmik ahlak kodları,
• yapay zekâ ile üretilmiş “ayet benzeri ifadeler”,
• dijital ritüeller,
• din dışı transhümanist inançlar
geliştirmeye başlamıştır.
Eğer İslam âlemi dijital alana sahih bir şekilde girmezse, hakikatin yerini dijital temelli aykırı yapılar alır.
Bu nedenle dijital alan:
Savaş meydanı değil; büyük bir tebliğ ve hidayet sahasıdır.
4. DÖRT TEMEL İLMİN DİJİTAL MİMARİSİ: SAĞLAM TEMEL OLMADAN DİJİTAL İNŞA OLMAZ
İslam ilim geleneği dört temel ilme dayanır:
• Tefsir
• Hadis
• Fıkıh
• Kelam
Bu dört ilim, dijital çağda yeniden düzenlenmeden sahih bir dijital din inşa edilemez.
5. Dijital Tefsirin Mimari Temelleri
Dijital tefsir yalnız metin aktarmak değildir.
Aşağıdaki unsurlar bir arada bulunmalıdır:
• Âyetin tam metni (meali ile)
• Nüzûl sebebi
• Kelime tahlili
• Kıraat farklılıkları
• Sahih rivayet tefsiri
• Mezheplerin yorumları
• İbn Kesîr, Taberî, Fahreddin Râzî, Alûsî gibi klasik müfessirlerin görüşleri
• Modern ilimlere dair açıklamalar
• Manevî tefsirler (Risale-i Nur gibi)
• Kavram haritaları
• Yedi tefsir yöntemi (rivayet, dirayet, işârî, kelamî, tarihî, lügavî ve bütüncül sistem)
Bu unsurlar dijital bir “tefsir motoru” ile birleştirilmelidir.
6. Dijital Hadis Tenkid Sisteminin Gereği
Dijital ortamda yanlış hadisler çok hızlı yayılmaktadır.
Bu nedenle algoritmalar:
• isnadı,
• ravilerin hayatını,
• cerh-ta‘dil hükümlerini,
• hadis metninin sağlamlığını,
• mezheplerin o hadisi nasıl anladığını
otomatik olarak işleyebilmelidir.
Aksi hâlde “sözde hadis” furyası dijital ortamın en büyük felaketi olur.
7. Fıkıh İlminin Dijital Haritası
Fıkıh, bilginin tertip ilmidir.
Dört mezhep sisteminin dijitalleşmesi şu unsurlarla olur:
• her meselenin delili,
• hükmün dayandığı âyet ve hadis,
• içtihat eden imamın gerekçesi,
• mezhepler arasındaki ihtilaf noktaları,
• amelî sonuçlar,
• çağdaş meselelerin fıkhî çözümü
dijital bir “hüküm haritası” hâline getirilmelidir.
8. Kelam İlmi ve Dijital Şüpheler
Bugünün şüpheleri klasik şüphelerden farklıdır:
• materyalist dijital iddialar,
• evren simülasyon iddiaları,
• yapay zekânın bilinç sahibi olma iddiası,
• varlık–veri ilişkisi,
• özgür irade–algoritma tartışmaları
gibi meseleler, kelamın dijital versiyonunu zorunlu kılar.
9. Dijital din alanının temeli sağlam olmazsa:
• dijital fetvalar,
• dijital içtihatlar,
• dijital ahlak,
• dijital din eğitimi,
• dijital ilmihal
hepsi aykırı bir hâl alır.
Bu yüzden Risale-i Nur’un:
• imanî delilleri,
• tefekkürî yaklaşımı,
• hakikati ifade eden üslûbu,
• gençliğe hitap eden derûnî anlatımı
dijital çağ için çok büyük bir rahmettir.
10. DEVLET, DİYANET VE İSLAM TEŞKİLATLARININ STRATEJİK SORUMLULUĞU
11.1. Devletin Rolü
• Ulusal dijital din araştırma merkezi
• İslamî yapay zekâ altyapısı
• Üniversite–ilahiyat ortak laboratuvarları
• Dijital Kur’ân ilimleri enstitüsü
• Uluslararası veri tabanı
kurulmalıdır.
11.2. Diyanetin Rolü
• Meallerinin tüm dillere açıklamalı aktarımı
• Dijital tefsir, hadis ve fikıh kütüphanesi
• Dijital fetva kurulu
• Gençlik için dijital iman akademisi
• Dört mezhep ortak veri tabanı
hazırlanmalıdır.
11.3. Cemaatlerin Rolü
• Aslî eserleri dijitalde muhafaza
• Yetkin âlimlerle veri kontrolü
• Risale-i Nur’un aslına uygun dijital yayımı
• İlmî heyetler ile dijital rehberlik
sağlanmalıdır.
12. SONUÇ: ERKEN KALKAN ERKEN YOL ALIR
Dijital dönüşüm, insanlığın yeni imtihanıdır.
Bu imtihan, sahih kaynakla girildiğinde bir hidayet ve nur vesilesi, boş bırakıldığında bir sapma alanı olur.
Bugün yapılması gereken:
• Nurdan gelen hakikati,
• Kur’ân’ın nurunu,
• Vahyin rehberliğini,
• Sünnetin ölçüsünü,
• Mezheplerin müktesebatını,
• Kelamın delil yapısını,
• Risale-i Nur’un imanî hakikatlerini
dijital yapıya sağlam şekilde aktarmaktır.
Bu yapılırsa gelecek nurlu olur; yapılmazsa başkalarının yaptığı din, dijital dünyaya hâkim olur.

✧✧

GİRİŞ: NURDAN BAŞLAYAN HAYATIN DİJİTAL SEYRİ
İnsanın maddesi topraktan, hakikati ise nurdandır. Âlem-i emirden gelen o nurî hakikat, tarih boyunca tecellîlerini farklı merhalelerde göstermiştir. Söz önce nura nüzûl etmiş, sonra kâğıda, ardından matbuâta, bugün ise dijital sahaya intikal etmiştir. Hakikat, asrın lisanıyla konuşur; asrın lisanı ise artık dijitaldir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Allah, göklerin ve yerin nurudur…”
(en-Nûr, 35)
Bu nur, vahyin kaynağıdır; varlığın aslıdır; insan ruhunun hakikatidir. Risalet bu nuru taşımış; Kur’ân bu nuru açıklamış; Nebevî hikmet bu nuru hayata tatbik etmiştir.
Kur’ân, kâinatı okuyan bir nurdur ki eşyayı hakikî mahiyetiyle gösterir.
Bugün ise insanlık yeni bir aşamaya geçmiş; maddî dünya dijital bir tabakaya açılmıştır. Bu, hakikatin inkârı değil; bilâkis tecellîlerin yeni bir perdesidir. İnsanlık tarihte ilk defa, ilmin, sanatın, düşüncenin ve hatta dinî rehberliğin dijital suretler üzerinden aktığı bir çağa girmiştir.
Bu dönüşüm, İslâm ilimleri için bir tehdit değil, bir mukadder fırsattır.
Zira insanlığın nazarı artık dijital dünyaya çevrilmiştir; gençlerin enaniyeti, merakı, bakışı, talebi hep bu zemindedir. Boş bırakılan her saha gibi, bu alan da vakit kaybetmeden doldurulmalıdır. Eğer doldurulmazsa, yanlış anlayışlar, kirli ideolojiler ve bâtıl akımlar tarafından işgal edilecektir.
1. BÖLÜM: TARİHSEL ARKA PLAN — NURİ HAKİKATİN İLETİŞİM MERHALELERİ
Dinin tebliği tarih boyunca beş büyük merhaleden geçmiştir:
• Lisanî Tebliğ (Ağızdan Nura):
Peygamberlerin verdiği ilk ders, sözün nurla birleşmiş hâlidir.
• Yazıya İntikal :
Kur’ân’ın mushaflaşması ile nur yazıya taşınmıştır.
Rabbimiz buyurur:
“Şüphesiz bu Kur’ân, en doğru yola iletir…”
(İsrâ, 9)
• Matbuât Devri (Harften Matbuâta):
İslâm ilimlerinin asırlarca yayılması matbaayla hızlanmıştır.
• Elektronik Dönem (Ses–Görüntü Çağı):
Radyo, televizyon, bilgisayar, internet…
Hakikat yeni bir çerçeveye taşınmıştır.
• Dijital ve Yapay Zekâ Dönemi (Veriden Derûnî Anlama):
İşte bugün bu sürecin ortasındayız.
Artık bilgi veriler içinde; metin kod hâlinde; lisan algoritmik hâlde; irşad dijital düzende ilerlemektedir.
2. BÖLÜM: DİJİTAL LEVH-İ MAHFUZ METAFORU
Dijital âlem, bir yönüyle mikro düzeyde mecazî bir Levh-i Mahfuz gibidir:
• Her şey kayıt altındadır,
• Her an işlenmektedir,
• Her fiilin izi saklanmaktadır.
Bu benzerlik tahkikî bir eşitleme değil; sadece tasvirî bir benzetmedir.
Çünkü Levh-i Mahfuz vahyî bir hakikattir; dijital kayıt ise beşerî bir sistemdir.
Levh-i Mahfuz’da her şey yazılmıştır; kaderin defteridir.
Bugün insan eliyle kurulan dijital sistemler de, kendi cüz’î ölçüsünde, eşyayı kaydeder.
Bu, hakikî kader değil, fakat beşerî veri kaderidir.
Bu sebeple dijital dönüşümün mahiyetini anlamak, onu İslâmî ölçülere göre konumlandırmak gerekir.
3. BÖLÜM: DİJİTAL İNSAN TİPOLOJİSİ
Dijital çağdaki insanın üç temel vasfı öne çıkmıştır:
1) Derûnî değil, zahirî bilgi yönelimi
Bilgiyi yüzeyde tüketmekte, derin okumaya alışamamaktadır.
2) Sürekli bağlantı hâlinde bir zihin
Zihin sürekli açıktır; fakat derin düşünceye vakit ayıramaz.
3) Hızlı anlam talebi
Hikmetten çok hız ister; düşünceden çok kısa cevap ister.
Bu insan tipolojisini görmeden, İslâm ilimlerinin dijital mimarisi kurulamaz.
Bugünün nesli, çağın vasatı içinde fıtratının yeni bir yönde imtihan olmaktadır.
4. BÖLÜM: NURUN DİJİTALLEŞMESİ — KUR’ÂN’IN DİJİTAL TEFSİRİNE GİRİŞ
Kur’ân’ın yedi farklı tefsir yöntemiyle dijital bir tefsirinin yapılması, asrın en büyük ilmî ihtiyaçlarından biridir.
Kur’ân’ın dijital tefsiri şu yedi temele dayanabilir:
• Lügat Tefsiri
• Klasik Tefsir Sentezi
• Hadis ve Sünnet Bağlantılı Tefsir
• Fıkhî Ahkâm Tefsiri
• Kelamî–Akaidî Tefsir
• Sosyal–İçtimaî Tefsir
• Fenni–Bilimsel Tefsir
Bu yedi yöntemin ayrı ayrı algoritmaları oluşturularak, ayetin dijital yorumlaması yapılabilir.
Kur’ân’daki her bir ayet için dijital tefsir ağacı şöyle olabilir:
• Ayetin Arapça metni
• Sarf–nahiv çözümlemesi
• Meali (tam ayet)
• Nüzul sebebi
• Risale-i Nur’dan izahlar
• Klasik müfessirlerin görüşleri
• Mezheplerin ahkâm çıkarımı
• Fen ve içtimaî karşılık
• Dijital risk ve dijital fayda bağlantısı
Böyle bir dijital tefsir, hem akademik, hem medresevî, hem de halk düzeyinde büyük bir açığı kapatacaktır.
5. BÖLÜM: DÖRT TEMEL İLMİN DİJİTAL MİMARİSİ
1) Tefsir
Metin çözümleme algoritmaları, dil modellemeleri, nüsha karşılaştırma sistemleri.
2) Hadis
Senet-zincir algoritması, ravî güvenilirlik veri tabanı, cerh–ta’dil matrisi.
3) Fıkıh
Mezhep hükümlerinin dijital karşılaştırılması, fakihlerin ictihadları, usûl-i fıkıh prensipleri.
4) Kelâm
İtikadın temel esaslarının modern şüphelerle dijital yüzleşmesi; inanç krizlerine yapay zekâ destekli çözümler.
Bu dört temel ilmi dijitali dünyaya taşımak, İslâm düşüncesinin cihanşümul çerçevesini koruyacak; yeni nesli sağlam bir zemine oturtacaktır.

✧✧

6. BÖLÜM: DİJİTAL MEZHEP MİMARİSİ — DÖRT HAK MEZHEBİN DİJİTAL DÜZLEMDE İHYASI
İslâm’ın amelî boyutunu taşıyan dört hak mezhep (Hanefî, Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî), asırlar boyunca fıkhî düzeni koruyan sütunlar olmuştur. Dijital çağda bu sütunların yeniden inşâsı gerekir. Çünkü dijitalleşme, hükümleri ortadan kaldırmaz; bilâkis hükümleri yeni suallerle karşılaştırır.
1) Dijital Mezhep Haritası (DMH)
Her mezhebin:
• Usûl ilkeleri,
• Delil tertibi,
• Küllî kaideleri,
• İçtihat metodları,
• Mes’ele çözüm biçimleri,
dijital bir harita hâline getirilebilir.
Bu harita üzerinden bir mesele işlendiğinde:
• Hangi mezhep ne der,
• Hangi delile dayanır,
• Uygulama sahası nedir,
• Zaruret–ihtiyaç–örf dengesi nasıldır,
hepsi anında gösterilebilir.
Bu model, genç neslin hem mezhep bağlılığını güçlendirir hem de zihnini tertipli bir şekilde yönlendirir.
7. BÖLÜM: DİJİTAL İÇTİHAT İLKELERİ — YENİ DÖNEMİN USÛLÜ
Dijital çağ, yeni meselelerin altında büyük bir hızla ilerliyor.
Bu hız bazen insanın bakışını bulanıklaştırabilir; fakat doğru bir usûl konulursa, bu hız fıkıh için bereket olur.
Dijital içtihadın temelini şu altı esas oluşturmalıdır:
1) Nass Merkezliliği
Ayet ve hadis, her şeyin esasıdır.
Rabbimiz şöyle buyurur:
“Biz Kitab’ı sana her şeyi açıklayan bir rehber, bir rahmet, bir müjde olarak indirdik.”
(Nahl, 89)
2) Mezhep Usûlüne Bağlılık
İçtihat ancak usûlün koruduğu kulvarda yapılır.
3) Zamanın Şartlarını Nazara Alma

Kur’ân her asra hitap eder.
Her asırda Kur’ân’ın bir hakikati inkişaf eder.
Yeni meseleler yeni açılımlar ister.
4) Doktrin Üretmemek, Çerçeve Kurmak
Dijital içtihat, yeni bir din üretmez; dinin ölçülerini dijital meseleye tatbik eder.
5) Tabiatın Kanunlarını Dikkate Alma
İlâhî kanunlar değişmez; fakat uygulama alanları değişir.
6) Mahremiyet, haysiyet, kul hakkı gibi faziletleri merkeze alma
Bu altı esas üzerinde dijital içtihat ilerletildiğinde, hatadan korunma ihtimali yükselir.
8. BÖLÜM: DİJİTAL FETVA MEKANİZMASI — DİJİTAL MÜFTÜLÜK MODELİ
Gelecekte fetva da dijital zeminde verilecektir.
Bu, fetvayı makineye teslim etmek değildir; bilâkis fetvayı müçtehidlerin ilmî birikimine göre dijitalleştirmek demektir.
Dijital Müftülük dört temel birimden oluşmalıdır:
1) Metin Havuzu
Ayetler, hadisler, sahabe kavilleri, müçtehidlerin görüşleri.
2) Mezhepler Arası Karşılaştırma Motoru
Her bir mezhebin delilleri, ibareleri, şerhleri.
3) Mesele Analiz Sistemi
Soru önce sınıflandırılır:
• Akaid mi?
• İbadet mi?
• Muâmelat mı?
• Ukûbat mı?
• Aile hukuku mu?
4) İnsan Denetimli Son Karar
Yapay zekâ sadece tasnif eder; son sözü âlim söyler.
Çünkü fetva, mekanik bir hüküm değil; hikmetle verilen bir cevaptır.
9. BÖLÜM: PERSPEKTİFİNDEN DİJİTAL DEVRİN MAHİYETİ
Bediüzzaman’ın eserleri dijital çağın ruhuna çok yakın bir bakış taşır.
Çünkü Risale-i Nur’un üslûbu:
• Küllî,
• Derûnî,
• Bütüncül,
• Sistemli,
• Analitik,çözüm üretme,
bir çerçevededir.

1) Teknoloji hakikati örtemez, tecellîyi büyütür
Her bir san’at, ustasını gösterir.
Dijital makinelerin büyüklüğü, onu yapan kudretin azametini değil; onu yaratan Yaratıcı’nın delilini artırır.
2) Tabiat, bir perde ve memurdur
Teknolojik sistemler “yaratıcı” değildir; sadece İlâhî kanunların zahirî bir memurudur.
3) Enaniyet dijital çağda artar; mü’min bu çağda daha uyanık olmalıdır
Dijitalleşme, insanın ene duygusunu büyütür.
O nedenle dijital çağ, imanın daha kuvvetli bir tahkimine muhtaçtır.
10. BÖLÜM: GENÇLİK İÇİN DİJİTAL İMAN EĞİTİMİ
Gençlik, dijital dünyanın ortasında doğdu.
Bu sebeple iman eğitimi de dijital bir form kazanmalıdır.
Dijital iman eğitimi dört kademede yapılabilir:
1) Kur’ân Temelli Dijital Dersler
Her ayetin hem meali hem tefsiri hem de Risale-i Nur’daki karşılığı.
2) Kısa Ama Derûnî Hikmet Parçaları
Genç zihnin dikkat süresine uygun derin mesajlar.
3) Soru–cevap temelli eğitim
Zira gençlik sualin içinden öğrenir.
4) Uygulamalı Ahlâk ve fazilet programları
Bilgide kalan değil, hayata intikal eden eğitim.
11. BÖLÜM: DEVLET–DİYANET–CEMAAT İŞ BİRLİĞİ MODELİ
Bu proje ferdî bir hamleyle olmaz; üç büyük yapı birlikte çalışmalıdır:
DEVLET:
Altyapıyı, araştırma finansmanını, akademik zemini kurar.
DİYANET:
Usûlî doğruluğu, mezhep ilkelerini, sahih çizgiyi korur.
CEMAATLER:
Pratik tecrübe, sosyal yayılım, halk irşadı sağlar.
Bu üç güç birleşirse, dijital din mimarisi sağlam bir esasa oturur.
SONUÇ: NURDAN NURA UZANAN DİJİTAL İRFAN
Dijital çağ, nurun yeni bir perdede tecellîsidir.
Hakikat değişmez; fakat tebliğ araçları değişir.
Bugün yapılması gereken, dijital alanı boş bırakmadan, İslâm ilimlerini dört sütunu ile birlikte dijital bir mimariye taşımaktır.
Erken kalkan erken yol alır.

✧✧

DİJİTAL DİN İÇİN STRATEJİK İSLÂMÎ DÖNÜŞÜM RAPORU
(Dosya – II)
**1. BÖLÜM
DİJİTAL DİNİN KAÇINILMAZLIĞI VE TEKNOLOJİNİN İSLÂMÎ ÇERÇEVESİ**
İnsanlık dijital bir tabakaya geçmiştir. Bu dönüşüm artık geri dönmez; çünkü sadece cihaz değişmemiş, insanın bakışı, düşünce tarzı, etkileşim biçimi de değişmiştir.
Rabbimiz şöyle buyurur:
“Biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık.”
(Kamer, 49)
Bu ölçü hem kâinatın tabiatına hem insanın ilim üretme biçimine sinmiştir. Dijitalleşme de bu ölçünün bir tecellîsidir:
• Hız artmıştır,
• Veri büyümüştür,
• Bilgi erişimi kolaylaşmıştır,
• Fakat bilgi kirliliği ve yanlış inançlar da çoğalmıştır.
Bu yüzden dijital din, kaçınılmaz olduğu kadar zaruri bir ihtiyaç hâline gelmiştir.
**2. BÖLÜM
DİJİTAL ALANDA İSLÂM’IN KARŞILAŞTIĞI BEŞ BÜYÜK RİSK**
1) Hakikatin tahrifi ve yanlış bilgilerin yayılması
Bilgi hızı arttıkça, bâtıl da hızla yayılmaktadır.
İnanç esasları, mezhep hükümleri, sünnet ölçüleri mekanik yorumlarla tahrif edilmektedir.
2) Gençlikte enaniyetin büyümesi
Dijital ortam, insanın ene duygusunu şişirir.
Ene, bir anahtardır; yanlış kullanılırsa şirk kapısını açar.
3) Veri bağımlılığı ve zihnî dağınıklık
Sürekli bağlantı hâlinde bir akıl, tefekkürün derûnî boyutunu kaybedebilir.
4) Yapay zekâ üzerinden yeni yanlış inançların üretilebilmesi
“Dijital peygamberlik”, “veri merkezli kutsallık” gibi aykırı düşünceler bazı toplumlarda başlamıştır.
5) Mahremiyetin zayıflaması
Fıkhın en çok koruduğu alanlardan biri, şahsiyetin haysiyetidir.
**3. BÖLÜM
DİJİTAL MÜCADELE SAHASI: BAŞKALARI BOŞLUĞU DOLDURMADAN ÖNCE**
Bugün dünyada:
• Küresel şirketler,
• Farklı inanç grupları,
• Misyoner dijital ağlar,
• Ateist ve materyalist düşünce kümeleri,
• Doğu ve Batı menşeli tarikat ve hareketler,
dijital alanı aktif biçimde dolduruyor.
Müslümanlar boş bıraktıkça, başkaları dolduruyor.
Bu, tarihte İslâm’ın yaşamadığı bir durum değildir.
Boş bırakılan saha, ya nefis ya düşman tarafından işgal edilir.
Bugün bu söz dijital dünya için tam anlamıyla geçerlidir.
**4. BÖLÜM
CEMAATLER İÇİN STRATEJİK YAKLAŞIM: SAHADAKİ ETKİYİ GÜÇLENDİRMEK**
Cemaatlerin tarihi rolü üç başlıktır:
1) Hakikat dersini halka ulaştırmak
Zemin hazırsa dijital irşad daha geniş kitlelere ulaşacaktır.
2) Nesil yetiştirmek
Medrese geleneği dijital platformlara intikal edebilir.
3) Uygulama sahası oluşturmak
Her cemaat kendi alanında dijital hizmet modeli geliştirebilir.
**5. BÖLÜM
GENELDE ÜMMET, ÖZELDE TÜRKİYE İÇİN DİJİTAL DİN VİZYONU**
Ümmetin geleceği için üç esas vizyon belirlenebilir:
1) Cihanşümul Dijital İslâm Atlası
Bütün İslâm ülkelerinin ortak dijital ilim havuzu.
2) Uluslararası Dijital Fıkıh Heyeti
Her mezhepten âlimlerin katıldığı canlı bir içtihat meclisi.
3) Çok Dilli Dijital Risale-i Nur Platformu
Risale-i Nur’un aslına sadık, şerhsiz, sadeleştirilmemiş, doğrudan metin + açıklama modeli.
RNK’dan iktibas:
Zamanın ruhuna uygun beyanlar.
**6. BÖLÜM
DİJİTAL DİNE YATAY GEÇİŞ TEORİSİ**
Dijital dinden “yatay dine” geçiş olacaktır.
Yani:
• Din artık tek kaynaktan değil, çok kanaldan öğrenilecek.
• Bilgi tek merkezden değil, yatay ağlardan yayılacak.
• Otorite bir kişiden değil, karşılıklı etkileşimden doğacak.
Bu durum İslâm ilimleri için hem risk hem fırsattır.
İlmin aslı korunursa, yayıldıkça nur olur.
Aslı kaybolursa, yayıldıkça zıt ve aykırı fikirler çoğalır.
**7. BÖLÜM
SONUÇ: GEÇ KALAN GERİDE KALIR, ERKEN YOL ALAN GÜÇLENİR**
Dijitalleşme, insanlığın en hızlı yaşadığı değişimdir.
Bu değişim:
• Dinî ilimlerin üslûbunu,
• Fıkhın meselelerini,
• İrşadın metodlarını,
• Eğitimin yollarını,
yeniden şekillendirmiştir.
Rabbimiz buyurur:
“Sizin için dininizi kemale erdirdim…”
(Mâide, 3)
Din kemaldedir; eksiklik insanın anlama ve aktarma biçimindedir.
Bu sebeple dijital çağda yeni bir irşad seferberliği zarurîdir.
Erken davranan, istikbalin istikametini belirler.
Geç kalan ise başkasının yaptığı dini ve dijital anlayışı kabullenmek zorunda kalır.

✧✧

I. BÖLÜM — DİJİTAL ÇAĞIN MAHİYETİ VE İSLÂMÎ İLİMLERLE MÜNASEBETİ
(Devam – 3. Büyük Başlık)
3. DİJİTALLEŞMENİN İNSANIN RUH–AKIL–KALP DENGESİNE TESİRİ
Dijital çağ sadece teknik bir dönüşüm değildir; insanın mahiyetine, derûnî yapısına, nazarına ve hakikati idrak tarzına kadar uzanan çok katmanlı bir değişimi beraberinde getirmiştir. Bu değişimin doğru okunabilmesi, “insan nedir?” sualinin yeniden ele alınmasını gerektirir. Zira insanı bilmeyen, çağın getirdiği imkânların da tazyiklerin de aslını bilemez.
Bu bölümde dijital çağın insanın üç temel cephesine — ruh, akıl ve kalp — nasıl tesir ettiğini ele alacak; ardından bu dönüşümün İslâmî ilimlerin dijitalleşmesine nasıl bir istikamet verdiğini tahlil edeceğiz.
3.1. RUH CEPHESİ: NURDAN GELEN CEVHERİN DİJİTAL KARANLIĞA TAŞINMASI
Kur’ân-ı Kerîm’de Cenâb-ı Hak:
“Allah göklerin ve yerin nurudur…”
— en-Nûr 35, meali (âyetin tamamı alınmıştır):
“Allâh göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba bir cam içindedir; cam ise sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır; ne doğuya ne de batıya ait olmayan mübarek bir zeytin ağacından yakılır; ateş değmese bile yağı neredeyse ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna iletir. Allah insanlara misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilir.”
İnsan ruhu bu nurla bağını muhafaza ettiği müddetçe selâmettedir. Dijital çağ ise nura ait olan ruhu bilgi seli, hız, algoritmik yönlendirme ve sanal varlık ile çevrelemekte; bazı kimselerde derûnî sükûnu bozup yüzeyselliğe sevk etmektedir.
Bu noktada;
İnsanın ruhu, nurânî bir emr-i İlâhîdir. O nurun gıdası marifetullah ve muhabbettir.
Dijitalleşen hayatın ruh için en büyük tehlikesinin marifetullah gıdasının azalması, en büyük fırsatının ise o marifeti dijital yollarla çoğaltabilme imkânı olduğunu göstermektedir.
3.2. AKIL CEPHESİ: BİLGİ YIĞININDAN HİKMETE DÖNÜŞÜM ZARURETİ
Dijital çağda akıl büyük bir imtihan içindedir. Zira bilgi ölçüsüzce çoğalmış; fakat hikmete, yani “mânâyı anlamaya ve nurlar içinde düzen kurabilmeye” dönüşümü zayıflamıştır.
Akıl, dijital çağda üç riskle karşı karşıyadır:
1) Bilgi enflasyonu
Çokluk içinde hakikati seçememe.
Kur’ân’ın tabiriyle “zannın çoğalması.”
2) Algoritmik yönlendirme
İnsanın düşünme istikâmeti kendi tercihinden çıkarak “dış yönlendiricilerin” kontrolüne girebilir.
3) Parçalanmış nazar
Hakikatin bütününü görme yerine, aklın dıştan itilen bilgilerin hızında parçalara ayrılması.
Bu risklere karşı Risale-i Nur:
“Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.”
Bu iktibasın dijital çağdaki manası şudur:
Dijitalleşen dünyada akıl ancak ilim ile dinin beraber yürüdüğü bir dijital altyapı içinde selâmette olur.
3.3. KALP CEPHESİ: YAPAY DUYGULAR VE HAKİKÎ MARİFET ARASINDA
Kalp dijital çağda hem en çok tehdit edilen hem de en çok ihyaya müsait olan latîfedir.
Dijital dünyanın kalbe olan dört tesiri vardır:
• Sürekli uyarılma (stimülasyon) → huzursuzluk
• Sanal yakınlık → hakikî yakınlıktan uzaklık
• Sürekli kıyas → aykırı duyguların artması
• Hakikatin perdelenmesi → marifetin zayıflaması
Bununla beraber, dijital çağ aynı kalp için büyük bir fırsat alanıdır:
• Hakikat tebliği sınır tanımaz hale gelmiştir.
• Kur’ân ilimleri dünyanın her tarafına ulaşmıştır.
• Kalp hakikatinin en derûnî tecellileri milyonlarca insana anında ulaştırılabilir hale gelmiştir.
• “imanî tahkik” mesleği dijital platformlarda daha kuvvetli bir neşir imkânı bulmuştur.
Kalbin bu imkân ve riskler içindeki dengesini şu Kur’ân meali belirler:
“Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle huzur bulur.”
— er-Ra’d 28, TDV meali (âyetin tamamı):
“İman edenler ve Allah’ı zikretmekle kalpleri huzur bulanlar (var ya), bilin ki kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur.”
Bu âyet, dijital çağın bütün gürültüsü içinde kalbin ancak nurlu esasa bağlı kalırsa selâmette olacağını göstermektedir.
3.4. DİJİTAL ÇAĞDA İNSANIN BU ÜÇ CEPHESİNİN YENİDEN TERKİBİ
Ruh–akıl–kalp dengesi takviye edilmezse dijitalleşme insanı kendi öz nurundan uzaklaştırabilir. Fakat bu üç unsur doğru nizama konulursa, dijital çağ âdeta bir rahmet vesilesi olur.
Bu üç cepheyi yeniden birleştiren dijital ilke şudur:
“Teknoloji insanı yönetmesin; insan teknolojiyi hakikat ışığında yönetsin.”
Bu prensip, dijital tefsirden yapay zekâ müftüsüne kadar uzanan bütün hizmetlerin temelini teşkil eder.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik

www.tesbitler.com
21/11/2025

Loading

No ResponsesKasım 21st, 2025