TARİHÇE-İ HAYAT

image_pdfimage_print

TARİHÇE-İ HAYAT


Bu eser, Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatını ve bilhassa Risale-i Nur’un telif ve neşir hizmetinin safhalarını tasvir eden bir kitaptır. Eserin muhtevası, büyüklüğüne göre şu ana bölümlerden müteşekkildir:

Önsöz
Kitap, Medine-i Münevvere’de bulunan mühim bir âlim (Ali Ulvi Kurucu) tarafından kaleme alınan teferruatlı bir “Önsöz” ile başlamaktadır. Bu bölümde:
• Bediüzzaman Said Nursi’nin, Risale-i Nur Külliyatı’nın ve Nur Talebelerinin mahiyeti ve eserin (Tarihçe-i Hayat) “muazzam” kapsamı ele alınır.
• Bediüzzaman’ın şahsiyetini tekvin eden (oluşturan) faziletler ve üstün meziyetler (İman, sabır, irade ) başlıklar halinde incelenir. Bu meziyetler:
• Feragatı (Dünya lezzetlerinden ve şahsi menfaatlerden yüz çevirmesi) .
• Şefkat ve Merhameti (Onu İrşad ve Cihad meydanına sevk eden amil) .
• İstiğnası (Maddî menfaatlere tenezzül etmemesi, hediye kabul etmemesi) .
• İktisatçılığı (Yalnız maddî değil, vakit ve fikir gibi mânevî kıymetleri de israf etmemesi) .
• Tevazuu ve Mahviyetkârlığı (Kendi nefsini muhatap alması, şahsına “Kutbül-Arifîn” süsü vermemesi) .
• Ayrıca müellifin ilmî , fikrî (gayesi Hâlık-ı Kâinatın vahdaniyetini ilandır) , tasavvufî ve edebî cepheleri tahlil edilir.

Giriş
Eseri “Hazırlayanlar” tarafından yazılan “Giriş” bölümü, kitabın telif maksadını ve muhtevasını izah eder.
• Bu bölümde, eserin Bediüzzaman’ın şahsından ziyade, “doğrudan doğruya Kur’an hesabına” olan Risale-i Nur hizmetine odaklandığı belirtilir . Zira Üstad’ın, “şahsî Kemalât ve meziyetlerin Hizmet-i Îmaniyede Şahs-ı Mânevî kadar te’siri olmadığını” ve “bütün Kıymet ve Faziletin Risale-i Nurda tecelli eden Hakikat-ı Kur’aniyyeye aid olduğunu” ihtar ettiği nakledilir.
• Bediüzzaman’ın “Ben de öyle kuru çubuk hükmündeyim” sözüne yer verilerek, eserdeki medih ve senaların (övgülerin) şahsına değil, Kur’an’ın hakikatlerine ve Risale-i Nur’a ait olduğu ve bunların zikredilmesinin sebebinin, “din düşmanlarının müfsit hücumlarının def edilmesi” ve “insafsız hücum ve asılsız iftiralara karşı mecburiyetle müdafaaya geçilmesi” olduğu ifade edilir.
• “Giriş” bölümü, Üstad’ın hayatını “iki büyük safha” olarak tasnif eder:
• Birinci Safha: Doğumundan (1293 Rumi) ömrünün ellinci senesine kadar olan tahsil, siyasî hayat, harb-i umumiye iştirak, esaret ve Ankara’daki faaliyetlerini kapsayan “mukaddeme” (hazırlık) devri .
• İkinci Safha: Barla’ya nefyedilmesiyle başlayan ve “Risale-i Nurun Zuhuru ve İntişarıdır” diye tarif edilen, “Hizmet-i İmaniyye ve manevî Cihad-ı Diniyye” devri .

Kitabın Ana Bölümleri (Kısımlar)
Kitabın gövdesi, “Giriş” bölümünde yapılan bu iki safhalı tasnife ve kronolojik sıraya göre tertip edilmiştir:

Birinci Kısım: İlk Hayatı
Bu bölüm, Bediüzzaman’ın 1293 (Rumi) senesinde Nurs köyündeki doğumundan başlayarak 1925’te Barla’ya nefyedilmesine kadar olan “Birinci Safha”yı teferruatıyla anlatır.
• Tahsil Hayatı: Hocalara sual sormaması, ancak sorulanlara cevap vermesi . Yirmi senelik tahsili üç ayda ikmal etmesi . Zekâsı ve hâfızasının harikalığı .
• İlmî Şahsiyeti: “Bediüzzaman” lâkabını alması . Fünun-u cedideyi (fen bilimlerini) de tahsil etmesi .
• Van ve İstanbul: Van’da “Medresetüz-Zehra” kurma teşebbüsü . İngiliz müstemleke nazırının Kur’an hakkındaki sözlerine karşı “Kur’ânın sönmez ve söndürülmez mânevî bir güneş hükmünde olduğunu, ben dünyaya isbat edeceğim ve göstereceğim!” diye ahdetmesi. İstanbul’da kapısına astığı “BURADA HER MÜŞKÜL HALLEDİLİR; HER SUALE CEVAP VERİLİR, FAKAT SUAL SORULMAZ” levhası.
• Siyasî Hayatı: Hürriyetin ilanı üzerine “Hürriyete Hitab” nutku , İttihad-ı Muhammedî Cemiyeti , 31 Mart Hâdisesi ve Divan-ı Harb-i Örfî’deki müdafaası (“İki Mekteb-i Musibet Şehadetnamesi”) .
• Hizmetleri: Şam’da Câmi-ül-Emevî’de irad ettiği “Hutbe-i Şâmiye” (İslâm âleminin altı hastalığını ve altı çaresini beyan eder) . Birinci Harb-i Umumî’de “Gönüllü Alay Kumandanı” olarak iştiraki , harpte “İşârâtül-İ’caz” tefsirini telifi , Rusya esareti . İstanbul’da “Darülhikmetil-İslâmiye” azalığı ve İngiliz işgaline karşı “Hutuvât-ı Sitte” eseri .
• Ankara Devri: Ankara’ya davet edilmesi , mebuslara namaza dair beyannamesi ve M. Kemal Paşa ile münakaşası (“Namaz kılmayan haindir”) . Teklif edilen mebusluk, Diyanet azalığı ve Vaiz-i Umumîlik gibi vazifeleri kabul etmeyerek Van’a inzivaya çekilmesi .

İkinci Kısım: Barla Hayatı
Bu bölüm, Bediüzzaman’ın “İkinci Safha”sının başlangıcıdır.
• Van’daki inzivasından alınarak 1925-1926’da Burdur’a, ardından Isparta’nın Barla nahiyesine nefyedilmesi .
• Bu devrin, “Risale-i Nurun Zuhuru ve İntişarıdır” olduğu belirtilir.
• Risale-i Nur’un “dehşetli bir dinsizlik devri” ve “eşedd-i zulüm ve istibdad-ı mutlak” altında, müellifin “yarım ümmî” olmasına rağmen Kâtipler vasıtasıyla, el yazısıyla telif ve neşir faaliyetleri anlatılır.
• Bu bölümde, o dönemde telif edilen risalelerden ve yazılan mektuplardan (Altıncı Mektub , Yirmi İkinci Lem’a vb.) iktibaslar yer alır.

Sonraki Kısımlar (Üçüncü’den Sekizinci’ye)
Kitap, kronolojik olarak Bediüzzaman’ın hayatının sonraki safhalarını ve hizmetlerini takip eder:
• Üçüncü Kısım (Eskişehir Hayatı): 1935’teki Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi ve hapishane hayatı. Müdafaatından parçalar ihtiva eder.
• Dördüncü Kısım (Kastamonu Hayatı): Eskişehir hapsinden sonra Kastamonu’ya nefyedilmesi , sekiz yıllık “göz hapsi” , “Âyet-ül Kübra” gibi mühim risalelerin telifi ve “Lâhika Mektubları” ile hizmetin idaresi anlatılır.
• Beşinci Kısım (Denizli Hayatı): 1943’te 126 talebesiyle Denizli Ağır Ceza Mahkemesine sevki , hapiste “Meyve Risalesi”ni telifi ve beraat etmesi .
• Altıncı Kısım (Emirdağ Hayatı): Denizli’den sonra 1944’te Emirdağ’a nefyedilmesi , orada tekrar zehirlenmesi , Risale-i Nur’un teksir makineleriyle ve üniversite gençliği arasında yayılması .
• Yedinci Kısım (Afyon Hayatı): 1947’de tekrar tevkif edilerek Afyon Ağır Ceza Mahkemesine sevki , hapiste “Elhüccetüz-Zehrâ”yı telifi ve mahkemede yaptığı müdafaalar .
• Sekizinci Kısım (Isparta Hayatı): 1950 sonrası dönemi, “Üçüncü Said” devri olarak belirtilir. Demokrat Parti iktidarı, Ezan-ı Muhammedî’nin serbestiyeti , Risale-i Nur’un matbaalarda (yeni harflerle) basılması ve 1952’deki “Gençlik Rehberi” mahkemesi gibi hadiseler anlatılır.

Son Bölümler
• Tahliller: Kitabın sonunda, Eşref Edib , Cevat Rifat Atilhan , Hasan Feyzi gibi müellifin muasırı olan şahsiyetlerin Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkındaki tahlil ve makalelerine yer verilir.
• Risale-i Nur ve Hariç Memleketler: Risale-i Nur’un Pakistan, Mısır (Cami-ül-Ezher), Hindistan gibi dış memleketlerde tanınması ve neşredilmesi anlatılır.

Hülâsa olarak bu eser, Bediüzzaman Said Nursi’nin şahsından ziyade, onun “Risale-i Nur” adını verdiği Kur’an tefsirinin telif, neşir ve muhafaza mücahedesinin tarihçesidir.

 

 

Loading

No ResponsesKasım 17th, 2025