BERCESTE VE İZAHI – 93 –

BERCESTE VE İZAHI – 93 –

​Edebin ve İrfanın Aynası: Gönül Beyitleri
​Hayat, kimi zaman akisleri kalbimizde yankılanan bir ayna, kimi zaman ise derin mana ve sırları ihtiva eden bir kitaptır. Bu kitabın sayfaları arasında, gönül kaleminden süzülen berrak damlalar gibi hikmetli beyitler bulunur. Bu beyitler, asırlar ötesinden bizlere seslenir, bizi düşünmeye, tefekkür etmeye ve nefsimize bir ayna tutmaya davet eder.

​1. Kalp Aynası ve Kibrin Pası
​İktibas: “Sinene kibr ü kûdûretden er ol eyle halâs / Merd isen n’eyler senin âyîne-i kalbinde pas” – Âşık Ömer
​Âşık Ömer, bu beytinde manevî bir nasihatte bulunmaktadır. İnsan kalbinin bir ayna olduğunu ve bu aynanın kibir, hüzün (kudûret) gibi manevî kirlerden temizlenmesi gerektiğini söylemektedir. Gerçek yiğitlik, bu aynayı parlatmaktan geçer. Şayet kalp aynası, bu paslardan arındırılırsa, o zaman hakikat kendisini orada gösterecektir.
Kalp ve zihin, her şeyin aynasıdır. Kalbin paslanması, zihnin bulanması, dünyanın sevgisiyle dolması iledir. Kalbi safi olanın zihni de temiz olur.
Bu beytin manevî bir hikmeti de, insanın nefsini terbiye etme, kibrini yenme ve kalbini Allah’a yöneltme mecburiyetini vurgulamasıdır.

​2. Sûret ve Sîretin Perdesi

​İktibas: “Sîreti sûretde mümkündür temâşâ eylemek / Hâ’il olmaz ayn-ı irfâna basîret perdesi” – Kemterî
​Kemterî, bir insanın dış görünüşünde (sûret) iç dünyasını (sîret) temaşa etmenin mümkün olduğunu belirtmektedir. Bu, ancak irfan gözüyle mümkündür. İrfan sahibi bir kişi için basîret perdesi bir engel teşkil etmez, aksine hakikatleri görmesini sağlar. Bu beyit, maddî ve manevî alemler arasındaki ilişkiyi, dış görünüşün ardındaki manevî derinliği idrak edebilme kabiliyetini anlatır. Bir insanın sîretini, ahlâkını, karakterini temaşa edebilmek, ilimle, irfanla ve hikmetle mümkündür. Bu, yalnızca dışı görmekle iktifa etmeyen, hakikate ulaşmak için derinliğe nüfuz eden bir bakış açısıdır.

​3. Vefa ve Şair Sözü

​İktibas: “Ger derse Fuzûlî ki güzellerde vefâ var / Aldanma ki şâ’ir sözü elbette yalandır” – Fuzûlî
​Fuzûlî’nin bu beyti, ironik bir üslup ile güzellerdeki vefanın imkânsızlığını dile getirmektedir. Fuzûlî, kendi adını zikrederek, “Eğer Fuzûlî güzellerde vefa var derse sakın aldanmayın, çünkü şair sözü elbette yalandır” diyerek hem kendine hem de şairlere bir eleştiri yöneltir. Bu beyit, bir yandan şairlerin bazen gerçeği abarttığına, hayali âlemlere daldığına işaret ederken, diğer yandan güzelliğin fâni ve vefasız olabileceğine dair düşündürücü bir ikaz ihtiva eder. Bu beytin muhteviyatı, Fuzûlî’nin divanında yer alan birçok sevgi şiiriyle tezat teşkil eder ve okuyucuya, mutlak vefa arayışının fâni güzelliklerde değil, ancak ebedî ve baki olanın yanında bulunabileceği mesajını verir.

​Makalenin Özeti
​Bu makalede, hayatın derin manalarına, insanın iç dünyasına, ahlâkî kıymetlere ve fâni olanın geçiciliğine dair bir tefekkür yolculuğuna çıktık. Beyitler, insanın perişanlığının hakiki sebebini, güzelliğin emanet oluşunu, kalbin kibirden temizlenmesi gerektiğini, irfan sahibi bir gözün sûretten sîreti okuyabileceğini ve fani güzelliklerde vefanın aranmaması gerektiğini telkin etmektedir. Her bir beyit, kendi içinde bir hikmet ve ibret barındırır. Bu hikmet, bizi daha dikkatli, daha bilinçli ve daha derinlemesine bir hayat sürmeye teşvik eder. Sonuç olarak, bu beyitler, asırlar öncesinden gelen ve her dönemin insanına hitap eden manevî birer mirastır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com
19/10/2025

 

 

Loading

No ResponsesEkim 19th, 2025