BERCESTE VE İZAHI – 6 –
BERCESTE VE İZAHI – 6 –
Bu derinlikli ve hikmet dolu Berceste Beyitler serisinden yola çıkarak hazırlanan makale, ihtiva ettiği beyitlerin manevi, ahlaki ve edebi yönlerini birleştirerek hayatın temel meselelerine ışık tutmaktadır.
Beş Hikmetli Soluk: Dünya, Âhiret ve İnsan Kalbi Üzerine
Bu makale, Klasik Türk Edebiyatı’nın ve Türk-İslam düşüncesinin büyük isimlerinden Huldî, Misli, Kâmî, Hoca Ahmed Yesevî ve Hazreti Mevlânâ’nın dizelerinde billurlaşan beş hikmetli sözü merkeze almaktadır. Bu beyitler, insanı zamana, ilahi adalete ve vicdana davet eden, düşündürücü ve ibret verici mesajlarla doludur. Her bir beyit, kendi konusu içinde ele alınarak, okuyucuyu kalbin ve hayatın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarmayı amaçlamaktadır.
1. Huldî: Vakti Gelmeden Tövbe ve Hesap Vakti
Beyit ve Açıklaması
Kıl tevbe seyyi’âtına gözler kapanmadan
Vaktiyle gör hesabını defter kapanmadan
Huldî
İzah ve Açıklama:
Şair Huldî, bu beyitte insana ömrün sonu gelmeden uyanık olmayı ve pişmanlık duymayı öğütler. Seyyi’ât, işlenmiş kötü ameller, günahlar anlamına gelir. Beytin açık ve net mesajı şudur: Ölüm gelip çatmadan, yani gözler ebediyen kapanmadan önce, işlediğin günahlar için hemen tövbe et. İkinci mısra ise bu çağrıyı pekiştirir: Amel defterin (kayıtların) kapanmadan, yani hesap vaktin gelmeden önce dünyada iken kendi muhasebeni (hesabını) gör. Bu, sadece bir dini emir değil, aynı zamanda hayatın sonluluğunu idrak ederek, bilinçli ve sorumlu yaşama dair hikmetli bir davettir. Tarih boyunca birçok büyük şahsiyet, ömrünün son demlerinde değil, gençliğinde bu hesabı görmenin huzurunu yaşamıştır. Bu, erteleme hastalığına karşı bir uyarı ve an’ın değerini bilme hikmetidir.
2. Misli: Dünya Hayatının Geçici Sevinci ve Evrensel Keder
Beyit ve Açıklaması
Güldürürse bir vakit de hüzün eyler hitâm
Bunca peygamber ki gelmiş var mı giryân olmadık
Misli
İzah ve Açıklama:
Şair Misli, dünyanın aldatıcı ve geçici halini bu beyitle özetler. Hitâm, son, bitiş demektir. İlk mısrada, bu dünyanın insanı bir süre güldürse bile, o gülmenin sonunun muhakkak hüzünle biteceğini ifade eder. Zira dünya, vefa yurdu değil, imtihan ve geçiş yurdudur. İkinci mısra ise bu hüznün ve kederin evrensel boyutunu pekiştirir: Bu kadar çok peygamber gelmiş geçmiş, içlerinde hiç ağlamayan, dert ve ıstırap çekmeyen var mıdır? Peygamberler dahi, insanlığın yükünü, kendi çilelerini ve imtihanlarını sırtlamışlar, gözyaşı dökmüşlerdir. Bu, dünya hayatındaki acıların kaçınılmaz olduğunu ve asıl saadetin bu geçici âlemde aranmaması gerektiğini belirten, tevekkül ve teslimiyet ruhunu telkin eden, ibret dolu bir sözdür.
3. Kâmî: Sevginin Yoksunluğu ve Anlaşılma İhtiyacı
Beyit ve Açıklaması
Güle kuş etdiremez yok yere bülbül inler
Varak-ı mihr ü vefâyı kim okur kim dinler
Kâmî
İzah ve Açıklama:
Kâmî, klasik şiirimizde çokça işlenen gül-bülbül motifi üzerinden sevgisizlik ve ilgisizlik temasını işler. Bülbülün boş yere inlemesi, yani aşktan dolayı feryat etmesi, gülün umursamazlığı karşısında anlamını yitirir. Bülbülün acısını, aşkını, çilesini gül bile duymaz. İkinci mısrada ise şair, sorusunu genele yayar: Sevgi ve şefkat sayfasını (Varak-ı mihr ü vefâyı) okuyup dinleyen kim kaldı ki? Bu beyit, hakiki sevginin, vefanın ve şefkatin değerini yitirdiği, insanların kalplerinin katılaştığı bir zamana dair edebi ve toplumsal bir eleştiridir. Aşkın ve gönül bağının kıymetini bilenlerin azaldığından dem vurur; manevi bir boşluğa, yankılanmayan bir sese dikkat çeker.
4. Hoca Ahmed Yesevî: Gönül Kırma ve Mazluma Destek Olma
Beyit ve Açıklaması
Kayda körseŋ köŋli sınuk merhem bolgıl
Andağ mazlum yolda kalsa hemdem bolgıl
Rûz-ı mahşer dergâhığa mahrem bolgıl
Mâ u menlik halâyıkdın kaçtım menâ
Hoca Ahmed Yesevî
İzah ve Açıklama:
Büyük Türk-İslam mutasavvıfı Hoca Ahmed Yesevî, bu hikmetli sözleriyle gönül insanı olmanın esasını ve insan sevgisini anlatır. Ana tema gönül kırmamak ve mazluma yoldaş olmaktır.
• ”Nerede görsen gönlü kırık, merhem ol sen,” diyerek, yaralı gönülleri tedavi eden bir şefkat eli olmayı öğütler.
• ”Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol sen,” dizesiyle, düşmüşe, zayıfa ve muhtaca omuz vermenin, onlarla bir olmanın önemini vurgular (hemdem).
• ”Mahşer günü dergâhına yakın ol sen,” diyerek, bu amellerin, ahirette ilahi huzura yakınlık (mahrem olma) getireceğini müjdeler.
• ”Ben-benlik güden kişilerden kaçtım ben işte,” son mısra ise Yesevî’nin kendi duruşunu gösterir. O, “ben” ve “biz” ayrımı güden, kibir sahibi, benlik davası peşinde koşan insanlardan uzak durduğunu beyan eder. Bu, tevazu, diğerkâmlık ve hizmet ahlakının en yüksek ifadesidir.
•
5. Hazreti Mevlânâ: Samimiyet, Menfaat Beklentisi ve Gönül
Beyit ve Açıklaması
Bi-tâ’at-i din, behişt-i Rahmân meteleb
Bi-hâtem-i Hak, molk-i Süleymân meteleb
Çûn âkıbet-i kâr ecel hâhed bûd
Âzâr-ı dil-i hiç moselmân meteleb
Hz. Mevlânâ
İzah ve Açıklama:
Hz. Mevlânâ, tasavvufi düşüncenin özünü oluşturan samimiyet ve gönül kırmama ilkesini bu beyitlerde dile getirir.
• ”Dini vecibeleri yerine getirmeksizin Rahmân’ın cennetini isteme.” (İlk mısra: İbadetsiz cennet isteme) ve “Hakk’ın izni olmaksızın Süleyman’ın mülkünü isteme.” (İkinci mısra: Mühürsüz mülk isteme) ifadeleriyle, çaba olmadan karşılık beklemenin boşuna olduğunu, her şeyin bir kuralı ve izni olduğunu hatırlatır. Amel ve samimiyetin önemi vurgulanır.
• Üçüncü mısra “Mademki işin sonunda ölüm vardır” (Çünkü işin sonucu ecel olacaktır) ile tüm dünyevi amaçların nihayetini gösterir. Ölümlülük gerçeği karşısında, insanın odaklanması gereken en önemli ahlaki görevi son mısrada belirtir: “Öyleyse hiçbir müslümanın kalbinin kırılmasını isteme.”
• Âzâr-ı dil-i hiç moselmân meteleb (Hiçbir Müslümanın gönlünü incitmeyi isteme/gözetme) emri, İslam ahlakının ve tasavvufun en temel ilkesidir. Çünkü kalp, Allah’ın nazargâhıdır. Ölümün kesinliği karşısında, elde edilecek en büyük kazanç, insanın kalbini incitmemek, gönülleri yapmaktır.
Makale Özeti
Bu makale, Huldî, Misli, Kâmî, Hoca Ahmed Yesevî ve Hazreti Mevlânâ’dan alınan beş berceste beyit üzerinden hayat, ölüm, tövbe, sevgi ve gönül ahlakı konularını işlemiştir.
• Huldî’nin sözü, ertelemeden tövbe etme ve ölümden önce hesaplaşma uyarısıyla zamanın değerini vurgular.
• Misli’nin hikmeti, dünya neşesinin geçiciliğini ve tüm büyük insanların, hatta peygamberlerin dahi evrensel kederi tattığını anlatarak kanaate davet eder.
• Kâmî’nin feryadı, hakiki sevgi, vefa ve şefkatin değerini yitirdiği bir çağda, aşkın karşılıksız kalışını edebi bir dille sorgular.
• Hoca Ahmed Yesevî’nin çağrısı, gönlü kırık olana merhem olmayı, mazluma yoldaşlığı ve benlikten uzak durmayı öğütleyerek, ahiretteki yakınlığın bu amellere bağlı olduğunu belirtir.
• Son olarak Hazreti Mevlânâ’nın öğüdü, samimiyete dayalı amel etmeyi ve tüm dünyevi hırsların sonunun ölüm olduğunu hatırlatarak, hiçbir insanın kalbini kırmamanın İslam ahlakının en üstün gayesi olduğunu ifade eder.
Bu beş hikmet, bir araya geldiğinde, bireyi ihlaslı bir vicdan muhasebesine ve insan merkezli, şefkatli bir yaşam biçimine davet etmektedir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com