Fuhşun ve lgbt’nin önündeki en büyük engel; Tesettür.
Fuhşun ve lgbt’nin önündeki en büyük engel; Tesettür.
Dün kadin hakları ve şapka ve kıyafet kanunu ve inkilaplarıyla başlayıp ve yıllarca bizde ve bugün de Kıbrıs’ta başlayan Tesettür ve örtünmenin, uyduruk bir kamusal alanla yasaklanması; hep kadını fuhşa sevkeden ve Lgbt’nin önünü açan uygulamalardandır.
Kadının itibarını ortadan kaldırıp, aileyi yıkmaya yöneliktir.
Bugünkü boşanmaların artışında önemli bir etki yaptığı gibi, aynı zamanda evlenme yaşının yükselmesi ve nüfusun düşmesinde de etki yapmaktadır.
Özgürlük adıyla güya kadını bir kocanın mahkumiyet ve bağlılığından kurtarırken, çok kocalara bağımlı ve mahkum hale getirmekte, adeta göz hapsi altına almaktadır.
Avrupa bunu teşvik edip, finansörlüğünü de yapmaktadır.
*****
Tesettür: İffetin Kalkanı, Neslin Sigortası
Tarih boyunca toplumların dirliği ve huzuru, kadının konumuna verilen değerle ölçülmüştür. Kadın, ya iffet ve vakarının muhafazasıyla neslin teminatı olmuş, ya da açılan gediklerle aile ve toplumun çöküşüne sebep edilmiştir. Bugün “özgürlük” adı altında kadının tesettüründen koparılması, gerçekte iffetin zincirlerini kırmak değil; onu esaretin en karanlık türüne mahkûm etmektir.
Dünya, ve bizde başlayan inkilaplarla “kadın hakları” maskesiyle şapka, kıyafet ve kamusal alan yasaklarını dayattı. Ama neticesi ne oldu? Kadının şeref ve haysiyetini koruyacak tesettür perde dışına atılınca; meydan, fuhşun, sefahatin ve LGBT denilen sapkınlığın istilasına kaldı. Özgürlük diye sunulan bu tuzak, kadını tek bir eşin muhabbetine bağlı olmaktan çıkarıp, çokların şehvetine esir hâline getirdi.
Oysa Kur’ân-ı Hakîm, tesettürü kadının şerefi, iffeti ve vakarının kalkanı olarak gösterir. Ayet-i kerimede şöyle buyurulur:
“Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine bürünsünler. Bu, tanınıp rahatsız edilmemeleri için en uygun olanıdır. Allah ziyadesiyle bağışlamakta ve çok esirgemektedir.” (Ahzâb, 59)
Demek ki tesettür, kadının baskı altında tutulması değil; bilakis sokakların hoyrat bakışlarından, reklamların istismarından, sefih arzuların istihzasından korunmasıdır. Tesettür kadını zincirlemez, hürriyetini muhafaza eder. Tesettür, kadını oyuncak olmaktan kurtarıp, izzet tahtına oturtur.
Bugün boşanmaların artması, evlilik yaşının yükselmesi, doğum oranlarının düşmesi; hep tesettürün ve iffet anlayışının törpülenmesinden doğmaktadır. Aileyi ayakta tutan bağlardan biri iffettir. İffet ortadan kalktığında, yuva da dağılır, nesil de bozulur, toplum da çürür.
Avrupa’nın ve onun izinden gidenlerin maksadı açıktır: Kadını tesettüründen koparıp, pazara sürmek; aileyi parçalayarak nesli bozmak; sonra da bu enkazdan LGBT gibi sapkın oluşumlarla yeni bir “toplum modeli” inşa etmektir.
Fakat unutulmamalıdır ki, hiçbir toplumsal proje fıtrata rağmen ayakta kalmaz. Çünkü insan, yaratılışı gereği iffete muhtaçtır. Kadın, fıtratı gereği korunmaya ve saygıya muhtaçtır. Tesettür ise bu korunmanın en ulvî zırhıdır.
İbret şudur: Tesettür, kadının güzelliğini gizlemek için değil; şahsiyetini yüceltmek içindir. O, iffetin tacı, neslin sigortası, ailenin direği ve toplumun şerefidir. Bugün tesettürün ortadan kaldırılmasıyla başlayan çöküş, ancak tesettürün yeniden ihyasıyla durdurulabilir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com