Gazze’nin Sessiz Çığlığı ve Tarihin İmtihanı
Gazze’nin Sessiz Çığlığı ve Tarihin İmtihanı
Tarih, insanın zulüm ve adalet terazisinde nasıl bir sınavdan geçtiğini gösteren en açık aynadır. Bugün Gazze’de yankılanan feryatlar, sadece bir coğrafyanın değil; insanlığın tamamının vicdanına yönelmiş sessiz çığlıklardır.
İsrail’in saldırıları, işgal ve katliamları artık sadece savaş alanında değil; sporun, siyasetin, diplomasinin ve meydanların vicdanında da mahkûm edilmektedir. Eski istihbaratçıların itirafları, “savaşın amacının iktidarı korumak” olduğunu söylerken; dünyanın dört bir yanında yükselen sesler, bu zulmün meşruiyetini her gün daha da sarsmaktadır. Gazze’nin çocukları bombalar altında “Anne yoruldum” derken, Berlin sokaklarında yüz binlerce insan “Soykırıma hayır” diye haykırmaktadır.
Tarihin ibretli sahnelerine bakıldığında görülür ki; hiçbir zulüm ebedî olmamıştır. Firavun’un ihtişamı, Nemrud’un kibrı, Roma’nın haşmeti, Haçlıların vahşeti, Moğol istilaları… Hepsi bir zamanlar insanlığı titreten, masumların üzerine zulüm yağdıran güçlerdi. Ama hepsi tarihin çöplüğüne gömüldü. Gazze’de çocukların kanını döken bugünkü zalimler de aynı akıbetten kurtulamayacaktır. Çünkü zulüm üzerine bina edilen hiçbir düzen payidar olamaz.
Bugün yaşananlar, sadece bir milletin dramı değil, insanlığın vicdan testidir. Kimi ülkeler menfaat için sessiz kalıyor, kimileri çıkar için zalime destek veriyor, ama bir avuç vicdanlı insan tüm dünyada meydanlara çıkarak, insanlığın hâlâ ölmediğini haykırıyor. Filistin, bugün zalimlerin kanlı pençesinde kıvranırken, aynı zamanda insanlığın onurunu savunan bir sancak hâline gelmiştir.
Kur’ân, “Zulmedenler nasıl bir inkılâba uğrayacaklarını göreceklerdir” diye buyurur. Bu ilâhî kanun, tarihin her döneminde tecelli etmiştir. Bugün de mazlumların gözyaşı, zalimlerin sonunu hazırlamaktadır. Bir annenin kucağındaki çocuğun “Anne yoruldum” sözü, aslında çağımızın en büyük ilamıdır: İnsanlık yoruldu, vicdanlar yoruldu, yeryüzü zalimlerin kibrinden yoruldu.
Ama ümit vardır. Gazze’nin enkazından yükselen dualar, tarihin akışını değiştirecek kudrete sahiptir. Dün Haçlı ordularına karşı Kudüs’ün kapılarını savunan yiğitler nasıl tarihe geçtiyse, bugün Gazze’de bir biberonunu sımsıkı tutan bebek, bir taşla tankın karşısına dikilen genç, bir çadırda Allah’a dua eden mazlum anne de tarihin şeref levhasına yazılmaktadır.
İbret şudur: Her zulüm kendi sonunu hazırlar. Ve her gözyaşı, rahmetin bir işaret fişeğidir. Bugün Gazze, sadece Ortadoğu’nun değil, tüm insanlığın imtihanıdır. Tarih, zalimleri yazarken lânetle; mazlumları ise rahmetle anacaktır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com