Gazze Dramı ve İsrail’in Yalnızlaşması: İnsanlığın Aynasında Karanlık Bir Çığlık
Gazze Dramı ve İsrail’in Yalnızlaşması: İnsanlığın Aynasında Karanlık Bir Çığlık
Giriş
Gazze… Bir yanda çocuk çığlıklarıyla yankılanan, diğer yanda dünyanın sessizliğini haykıran bir şehir. Yeryüzünün en kadim topraklarından biri, en ağır zulmün mekânına dönüştü. Gökyüzü bombaların aleviyle aydınlanırken, sokaklar yetimlerin gözyaşlarıyla ıslanıyor. Bir annenin yavrusunu toprağa verirken yüreğinden yükselen ağıt, sadece Gazze’ye değil, bütün insanlığa sorulan bir imtihan sorusu gibidir: “Siz nerdesiniz?”
Zulmün Gölgesinde Bir Hayat
Gazze halkı, her gün yeni bir felaketle sınanıyor. Yıkılan evlerin enkazı altında ezilen hayaller, sokaklara saçılan kitap sayfaları, çocuk oyuncaklarının üstüne sinmiş kan kokusu… Bütün bunlar, sadece bir savaşın değil; bir halkın varlığını silmeye çalışan bir zihniyetin dışavurumudur. İnsan onurunu hiçe sayan kuşatma, hayatı ölümün kıyısına hapsetmektedir.
Sessizlik ve Vicdan Çölü
Birleşmiş Milletler’in kürsülerinden yükselen cılız sesler, büyük devletlerin çıkar hesapları arasında kayboluyor. Avrupa’nın bir köşesinde birkaç ülkenin vicdanı harekete geçerken, çoğunluk hâlâ suskun. Hatta kimi zaman sessizlik, zulmün en büyük ortağı oluyor. Birkaç vicdanlı ses, dev bir sessizlik denizinde yankısız kalıyor. İnsanlık, adeta kendi aynasında kendi çirkinliğini seyrediyor.
Türkiye’nin Haykırışı ve Ümmetin Suskunluğu
Gazze için en yüksek ses, çoğu zaman Türkiye’den yükseliyor. Erdoğan’ın BM kürsüsünde dünya liderlerine gösterdiği fotoğraflar, aslında gözlerin önünde zaten duran hakikatin yüzlere çarpılmasıdır. Ama ümmetin dağınıklığı, Gazze halkının yalnızlığını derinleştiriyor. Oysa tek bir ümmet bilinciyle atılacak adımlar, zalimin zulmünü titretecek güçtedir.
İsrail’in Yalnızlaşan Çehresi
İsrail, lobilerle, parayla, propagandayla ayakta durmaya çalışsa da, zulmün yükü ağırdır. Dünyanın vicdan terazisi, her yeni saldırıda biraz daha onun aleyhine eğiliyor. Güvenlik bahanesiyle işlenen cinayetler, artık “soykırım” adıyla anılıyor. Yalnızlaşan, küçülen ve tarihin hükmüne yaklaşan bir yüzdür İsrail’in çehresi. Çünkü zulüm ebedî olamaz, mazlumun duası er geç semayı yırtar.
Sonuç: İnsanlığın İmtihanı
Gazze, sadece bir coğrafya değil, insanlığın kalbinin attığı yerdir. Bir çocuğun açlıktan titreyen elleri, bir annenin gözyaşları, bir babanın sessiz çığlığı… Bunlar bize sadece Gazze’nin değil, insanlığın da tükendiğini haykırıyor. Eğer bu çığlığa kulaklarımızı kapatırsak, aslında kendi vicdanımızı toprağa gömmüş olacağız.
Ve Gazze’nin her sokağında, her duvarında yankılanan bir hakikat var:
“Zulüm ile abad olunmaz.”
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com