Gazze’nin Fotoğrafında Gizlenen İnsanlık
Gazze’nin Fotoğrafında Gizlenen İnsanlık
Birleşmiş Milletler kürsüsünde bir fotoğraf…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ellerinde tuttuğu o kare, aslında yalnızca Gazze’deki birkaç kadını değil; tüm insanlığın vicdanını gözler önüne seriyordu. O fotoğraf, 21. yüzyılın ilerlemiş teknolojileriyle övünen dünyanın, bir leğen suya muhtaç edilmiş annelerini, yerinden edilen çocuklarını, harap olmuş şehirlerini hatırlatıyordu.
Tarih bize şunu öğretiyor: Zulmün fotoğrafı değişir ama hakikati hep aynıdır. Dün Endülüs’te, Haçlı seferlerinde, Moğol istilalarında aynı manzara yaşandı. Bugün ise Gazze’de… Mazlumun gözyaşı aynı, zalimin gaddarlığı aynı. Farklı olan tek şey, artık her şeyin anbean kaydediliyor, dünyanın gözü önünde cereyan ediyor olmasıdır.
Filistin’in İç İmtihanı
Elbet Filistin’in içinde de acı bir tablo var. Mahmud Abbas’ın sözleri, halkın birliğini parçalamış, “Hamas olmayacak” çıkışı kardeşi kardeşe kırdırmıştır. Tarih şahittir: Bir milletin başına gelen felaketlerin en büyüğü, kendi içinde tefrikaya düşmesidir. Kur’ân’ın “اَلْفِتْنَةُ اَشَدُّ مِنَ الْقَتْلِ” (Fitne öldürmekten beterdir) ikazı, bugün Gazze’nin sokaklarında kanlı bir şekilde okunmaktadır.
Dünya Vicdanının İmtihanı
Şili Devlet Başkanı’nın Netanyahu için dile getirdiği “yargılansın” çağrısı, tarihin vicdanında yankı buldu. Ama ne acıdır ki, Amerika ve Batı hâlâ zalime kol kanat germekte, ateşkesi altı kez veto ederek akan kanın mesuliyetine ortak olmaktadır. Zalimle beraber yürüyenler, onun zulmünde paydardır.
Rubio’nun sözleri, Trump’ı “dünyanın tek şansı” olarak yüceltmesi, aslında dünya siyasetinin ne kadar çaresiz ve kirli bir zemine oturduğunu göstermektedir. Oysa tarih bize gösterdi: Adalet kişilere değil, ilkelere bağlıdır. Adalet, çıkarların değil, hakikatin terazisinde yükselir.
Gazze: Zamanın Aynası
Bugün Gazze’ye bakmak, aslında insanlığa bakmaktır. Küresel Sumud Filosu’na yapılan drone saldırısı, sadece birkaç gemiye değil; insanlığın vicdanına, “adalet” umuduna yapılmıştır. Google’da dahi mazlumlar “terörist” diye gösteriliyorsa, çağın sahte putları “bilgi tekelleri” haline gelmiş demektir. Bu da bize şunu gösteriyor: Firavun’un asası, bugün algoritmalardır; Nemrut’un ateşi, bugün dezenformasyondur.
Tarihin Tekrar Eden Dersi
Geçmiş, günümüze seslenir: Hiçbir zulüm ebedî değildir. Hitler’in, Mussolini’nin, Moğol kasırgasının, Haçlı ordularının akıbeti belli… İsrail’in zulmü de tarihin çarkında aynı akıbete sürüklenmektedir. Ancak burada bir ibret var: Mazlumun duası, zalimin ordusundan daha güçlüdür. Ve bir gün gelecek, bu dua mazlumların zaferini, zalimlerin ise zelil oluşunu yazacaktır.
Son Söz: Fotoğraftaki İbret
O fotoğraf, sadece Gazze’yi değil, hepimizi anlatıyor. Çünkü o leğen taşıyan anneler, aslında bütün dünyanın anneleri. O molozların altında kalan çocuk, insanlığın masumiyeti. O yıkılmış ev, dünya vicdanının harabeye dönmüş hali.
Bugün Gazze’ye sırt çeviren, yarın kendi evinin yıkılışına uyanabilir. Tarih böyle söylüyor.
Ve tarih, her zaman hakikati en gür sesle fısıldıyor:
Zalimler için yaşasın cehennem.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com