BİR TEFEKKÜR
BİR TEFEKKÜR
“Hattâ ben, mutavassıt bir badem ağacı gördüm ki: Kırka yakın baş hükmünde büyük dalları var. Sonra bir dalına baktım, kırka yakın dili hükmünde küçük dalları var. Sonra o küçük dalının bir diline baktım, kırk çiçek açmıştır. O çiçeklere nazar-ı hikmetle dikkat ettim, herbir çiçek içinde kırka yakın incecik, muntazam püskülleri, renkleri ve san’atları gördüm ki; herbiri Sâni’-i Zülcelal’in ayrı ayrı birer cilve-i esmasını ve birer ismini okutturuyor. İşte hiç mümkün müdür ki, şu badem ağacının Sâni’-i Zülcelal’i ve Hakîm-i Zülcemal’i, bu camid ağaca bu kadar vazifeleri yükletsin; onun manasını bilen, ifade eden, kâinata ilân eden, dergâh-ı İlahiyeye takdim eden, ona münasib ve ruhu hükmünde bir melek-i müekkeli ona bindirmesin?”
Bediüzzaman-Said Nursi(r.a.)
Sözler – 514
***
1. Badem Ağacındaki Tefekkür
Üstad, bir badem ağacını mercek altına alıyor. Ağacın:
• dalları başlara benziyor,
• küçük dalları dillere benziyor,
• çiçekleri sayısız tecelliler taşıyor,
• çiçeklerin püskülleri her biri ayrı bir isim ve sıfatı okutturuyor.
Burada her şeyin Allah’ın isimlerini okuttuğunu göstermeye çalışıyor. Yani cansız gibi görünen bir ağaç, aslında Allah’ın Hayy, Hakîm, Musavvir, Latîf, Rezzâk gibi isimlerinin aynasıdır.
2. Kur’ân Ayetleri ile Bağlantı
Kur’ân, defalarca insanı kâinata bakmaya ve ibret almaya davet eder:
• “Onlar göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler: Rabbimiz! Sen bunları boş yere yaratmadın…” (Âl-i İmrân, 3/191)
• “De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da Allah’ın varlıkları ilk defa nasıl yarattığına ibretle bakın. Allah, kıyâmetten sonraki âhiret hayatını da işte böyle yaratacaktır. Şüphesiz Allah’ın her şeye gücü yeter..” (Ankebût, 29/20)
• “Allah gökten bir su indirdi ve onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz ki bunda dinleyen toplum için bir ibret vardır.” (Nahl, 16/65)
• “O, gökten bir su indirendir. Onunla her çeşit bitkiyi bitirdik; ondan bir yeşillik çıkardık, ondan üst üste taneler; hurma ağacından tomurcuklarından sarkan salkımlar; üzüm, zeytin, nar… İşte bunlarda iman edenler için ibret vardır.” (En‘âm, 6/99)
Bu ayetler badem ağacı misalini aynen destekler. Bir tek ağaç bile adeta Kur’ân gibi okunacak bir kitap hükmündedir.
3. Kâinattaki Olaylar Işığında
Bugünkü bilimsel gözlem de aynı gerçeği gösterir:
• Bir badem ağacının tohumu küçücük bir DNA programıyla yazılmıştır. İçinde yüzlerce sayfa ansiklopedi bilgisi kadar bilgi kodludur.
• O küçücük çekirdekten; dalları, yaprakları, çiçekleri, kokusu, tadı, rengi, zamanı gelen meyvesi çıkıyor.
• Her çiçek, arıların ziyaretine uygun bir şekilde yaratılıyor; polenleri, renkleri, kokuları ekolojik dengenin bir parçası olarak işliyor.
• Her meyvenin içinde tekrar bir tohum var; bu da devamlılık sırrı.
Yani bilim diliyle de bakılsa, “tesadüf” demek imkânsız. Hepsi ilim, hikmet, irade ile düzenleniyor.
4. Melekî Vazife Meselesi
Üstad’ın son cümlesi önemli:
“Hiç mümkün müdür ki… bu manaları kâinata ilan eden, Allah’a takdim eden, uygun bir melek ona bindirilmesin?”
Yani, her şeyin bir manevî dili vardır. Badem ağacı, Allah’ın isimlerini gösteriyor. Onu görüp anlayan bir melek de, o ağacın yaptığı tesbihatı Allah’a arz eder. Bu, Kur’ân’da geçen şu hakikati hatırlatır:
• “Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder. O’nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz onların tesbihini anlamazsınız.” (İsrâ, 17/44)
Demek ki ağaçlar, kuşlar, dağlar, rüzgârlar Allah’ı zikrediyor. Biz bazen fark etmiyoruz; ama onların zikirlerini melekler temsil ediyor.
5. Sonuç
• Bir badem ağacı sadece bir ağaç değildir; ilâhî isimlerin aynasıdır.
• Her çiçek, her dal, her yaprak Allah’ın bir ismini okutur.
• Kur’ân, sürekli bu tefekküre davet eder: “Bak, düşün, ibret al.”
• Bilimsel keşifler de, bu manaları teyit eder.
• Ve bütün bu zikri, meleklere havale edilen bir tesbihat dili vardır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com