O Kur’an-ı Azîmüşşan nasıl bir bahr-i tevhiddir.

O Kur’an-ı Azîmüşşan nasıl bir bahr-i tevhiddir. Bir tek katre, misal için bir tek Sure-i İhlas, fakat kısa bir tek remzi, nihayetsiz rumuzundan.

   Bütün enva-ı şirki reddeder hem de yedi enva-ı tevhidi eder ispat; üçü menfî, üçü müsbet şu altı cümlede birden:

   Birinci cümle: 

   ‎ قُلْ هُوَ‎  karinesiz işarettir. Demek ıtlakla tayindir. O tayinde taayyün var. Ey

   Lâ Hüve İllâ Hû… 

   Şu tevhid-i şuhuda bir işarettir. Hakikatbîn nazar tevhide müstağrak olursa der ki:

   Lâ Meşhude İllâ Hû… 

******

  1. Kur’ân Bir Bahr-i Tevhiddir

Kur’ân-ı Kerîm, bütünüyle tevhid hakikatini ilan eden bir denizdir.

Onun her ayeti, her sûresi, birer dalga gibi bu hakikati taşır.

Bu büyük denizin küçük bir damlası olan İhlas Sûresi, öyle bir yoğunluk ve derinlik taşır ki, sadece dört ayetle şirk çeşitlerini reddeder, tevhid hakikatini ispat eder.

  1. İhlas Sûresinde Altı Cümle ve Yedi Tevhid

Bediüzzaman, bu sûrede yedi çeşit tevhid bulunduğunu söyler. Bunlardan ilk kısmı sizin zikrettiğiniz cümlelerdir.

Birinci Cümle:

قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ’ün ilk kelimesi “قُلْ هُوَ” (De ki: O Allah’tır).

“Hüve” (O) kelimesi karinesiz olarak kullanılıyor. Normalde “O” zamiri bir şahsı veya nesneyi göstermek için karine ister. Fakat burada karinesizdir.

Demek ki: Mutlaklıkla tayindir. Yani, “O” denilince başka hiçbir şey akla gelmez, yalnız Allah anlaşılır.

Bu bize şunu anlatır:

Tevhid-i şuhudîye işarettir. Yani, hakkalyakîn derecesinde Allah’tan başka hiçbir şey görmemek.

Tevhid yolcusu, kâinatı seyrederken her şeyde “O”ndan başka bir şey görmez, her şeyin arkasında yalnız O’nun tecellisini fark eder.

📌 Hakikatbîn nazar bu noktada şöyle der:
لَا مَشْهُودَ اِلَّا هُوَ
(Yani: Allah’tan başka görülen yoktur.)

  1. Tevhid-i Şuhudun Derinliği

Burada önemli bir nokta var:
Tevhid-i şuhud, “her şey yok, sadece Allah var” tarzında yanlış bir vahdet-i vücud anlayışı değildir.

Bilakis: Her şey vardır ama hakiki varlık ve tecelli eden isimler açısından bakıldığında bütün varlıkların perde olduğu, hakiki müşahede edilenin sadece Allah olduğu anlatılır.

  1. Şirki Reddedişi

Bu ilk cümlede bile şirk reddediliyor. Çünkü “Hüve” dediğin zaman başka hiçbir varlık araya giremiyor.

Put, hayal, felsefe, tabiata yer kalmıyor.

Tevhidin ilk merhalesinde insan, “Şahid olunan hakikat yalnız Allah’tır” demekle kalbi, nazarı ve şuuruyla tevhid nuruna girmiş oluyor.

  1. Yedi Tür Tevhid (İlerleyen Cümlelerde Açılan)

Bu bahis İhlas Sûresinin bütün cümlelerinde işleniyor. Kısaca:

  1. Tevhid-i Şuhudî: Lâ Meşhude illâ Hû
  2. Tevhid-i Ulûhiyet: Lâ Ma‘bude illâ Hû
  3. Tevhid-i Rububiyet: Lâ Müdebbire illâ Hû
  4. Tevhid-i Vahdaniyet: Lâ Ma‘lûme illâ Hû
  5. Tevhid-i Samediyet: Lâ Mürtezeke illâ Hû
  6. Tevhid-i Mutlak: Lâ Mevcude illâ Hû (Hakiki varlık noktasında)
  7. Tevhid-i Ehadiyet: Her şeyde O’nun birliği görünür.

  8. Netice

İhlas Sûresi, küçücük hacmine rağmen, şirkin bütün nevilerini (Allah’a ortak koşma ihtimallerini) kökten reddeder.

Bunun karşılığında ise, Allah’ın birliğini altı cümlede, yedi çeşit tevhid hakikatiyle ispat eder.

İşte bu yönüyle, Kur’ân’ın bir damlası dahi sonsuz deniz gibi bir hakikat taşır.

👉 Kısacası, “قُلْ هُوَ” kelimesi bize Allah’ın mutlak varlığını, “karinesiz tayin” ile gösterir. İnsanı doğrudan şuhudî tevhid ufkuna çıkarır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

Loading

No ResponsesEylül 17th, 2025