Ortadoğu’da Tarihî Döngü: Kudüs’ten Gazze’ye İslam Dünyasının İmtihanı
Ortadoğu’da Tarihî Döngü: Kudüs’ten Gazze’ye İslam Dünyasının İmtihanı
Tarih, sadece geçmişin hatıraları değildir; bugünü anlamlandıran ve yarına yön veren bir aynadır. Ortadoğu coğrafyası, yüzyıllar boyunca dinlerin, medeniyetlerin ve imparatorlukların kavşağı oldu. Kudüs merkezli mücadeleler, Haçlı Seferlerinden Osmanlı’ya, oradan modern çağın Filistin meselesine kadar kesintisiz bir süreklilik arz eder. Bugün Gazze’de yaşananlar, aslında tarihin bu uzun döngüsünün yeni bir halkasıdır.
İslam İttifakı Fikri: Tarihten Bugüne
Irak Başbakanı Muhammed Şiya Sudani’nin dillendirdiği “İslam İttifakı” çağrısı, tarihin derinlerinde yankı bulan bir sözdür. Hz. Ömer’in (r.a.) Kudüs’ü fethettiği gün verdiği emanname, Müslümanların adalet ve koruma temelli birlik anlayışının ilk örneklerindendi. Daha sonra Abbâsîlerin hilafet bayrağı altında İslam coğrafyasını birleştirmeleri, Selçukluların Haçlılara karşı ittifak ruhunu diriltmeleri, Osmanlı’nın İslam dünyasına kalkan oluşu hep aynı çizginin devamıdır.
Bugün Gazze vesilesiyle gündeme gelen “ortak savunma ittifakı” fikri, aslında İslam dünyasının tarihsel hafızasında derin köklere sahiptir.
Mısır’ın Tavrı ve Tarihî Hafıza
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin, İsrail’in Katar saldırısına karşı güvenlik bağlarını koparma tehdidi, tarihî açıdan da anlamlıdır. Kahire, asırlar boyunca İslam dünyasının stratejik merkezlerinden biri oldu. Memlükler döneminde Ayn Câlût’ta Moğollara karşı verilen zafer, sadece Mısır için değil, bütün İslam dünyası için bir dönüm noktasıydı. Bugün Mısır’ın Gazze ve Katar açısındaki diplomatik tavırları, o tarihî misyonun gölgesinde okunabilir.
Küresel Tepki ve Halkların Direnişi
Yunanistan’da bir İsrail askerine yönelik tepki, ya da dünyanın farklı coğrafyalarında yükselen Filistin dayanışması, tarihin bir başka boyutunu hatırlatıyor. Haçlı seferlerinde Kudüs’ün işgali karşısında Anadolu’dan Endülüs’e kadar halkların gösterdiği infialin modern izdüşümü bugün meydanlarda ve sosyal medyada görülüyor. Halkların vicdanı, çoğu zaman devletlerin siyasi hesaplarının önüne geçmiş ve yeni bir tarih akışı doğurmuştur.
Gazze’de Çocukların Hafızlığı: Direnişin En Saf Yüzü
Bütün yıkım ve kıtlık şartları içinde hafızlığını tamamlayan Gazzeli çocuk, tarihin bir başka gerçeğini gösteriyor: Direniş sadece silahla değil, kalemle, hafızayla ve imanla da olur. Endülüs’ün yıkılışında İslam kültürü Avrupa’ya bir ilim mirası bırakmıştı. Bugün Gazze’de Kur’an’a sarılan çocuklar, gelecek nesiller için ümmetin hafızasını diri tutuyor.
İsrail’in Saldırıları ve Tarihî Çıkmaz
İsrail’in işgal politikaları, 1948 Nakba’sından beri bölgede süregelen kanlı bir tarih üretti. Eski Genelkurmay Başkanı’nın “200 binden fazla kişi öldü” itirafı, tarihe kara bir sayfa olarak kaydedildi. Tarihte her işgalci güç, bir süre kazanmış olsa da, adaletsizlik üzerine kurulu hiçbir düzenin uzun ömürlü olmadığı gerçeği hatırlatıyor. Roma’nın Kudüs’ten sürgün ettiği halk, Osmanlı’nın hoşgörüsüyle geri dönmüştü. Bugün İsrail’in uyguladığı zorbalık, yarının tarihçileri için bir ibret vesikası olacaktır.
Suriye bunun en yakın ve en bariz örneğidir
Yeni Bir Dönüm Noktası mı?
Doha’daki diplomasi trafiği, İslam dünyasının ortak bir strateji geliştirme arayışını gösteriyor. NATO tarzı bir “Arap gücü” fikri tartışılıyor. Avrupa devletlerinin Filistin’i tanıma ihtimali gündemde. Bütün bunlar, tarihin yeni bir dönüm noktasına yaklaştığını düşündürüyor. Kudüs Rum Ortodoks Patriği’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Hz. Ömer’in emanname tablosunu takdim etmesi de, adalet ve güvence fikrinin bugün hâlâ insanlığın aradığı değer olduğunun sembolüdür.
Sonuç: Tarihin Aynasında Gazze
Ortadoğu’da bugün yaşananlar, sadece politik ve askeri gelişmeler değildir; tarihin derin damarlarından beslenen bir imtihandır. İslam dünyası, Hz. Ömer’den Selahaddin’e, oradan Osmanlı’ya uzanan birlik ve adalet mirasını yeniden hatırlamak zorundadır. Gazze’deki bir çocuğun secdesi, meydanlarda yükselen Filistin bayrakları ve devletlerarası diplomasi trafiği, tarihin akışını yeniden şekillendirecek bir sürecin işaretleridir.
Tarih bize şunu fısıldıyor: Zulüm baki değildir, adalet ise er geç galip gelir.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com