İlim ve Teknolojinin Ahir Zamandaki Yükselişi: Risale-i Nur’un İşaretleri ve Günümüz Gerçekleri
İlim ve Teknolojinin Ahir Zamandaki Yükselişi: Risale-i Nur’un İşaretleri ve Günümüz Gerçekleri
“Hem öyle bir surette ifade ediyor ki, o ifade ile şöyle işaret eder ki: ‘Elbette nev-i beşer, ahir vakitte ulûm ve fünûna dökülecektir. Bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise, ilmin eline geçecektir.’ “
“Hem o Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, cezâlet ve belâgat-ı Kur’âniyeyi mükerreren ileri sürdüğünden remzen anlattırıyor ki: ‘Ulum ve fünûnun en parlağı olan belagat ve cezâlet, bütün envâıyla ahir zamanda en merğub bir suret alacaktır. Hatta insanlar, kendi fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve hükümlerini birbirine icra ettirmek için, en keskin silahını cezâlet-i beyandan ve en mukavemet-suz kuvvetini belâgat-ı edadan alacaktır.”
bk. Sözler, Yirminci Söz, İkinci Makam.
*****
Kur’ân-ı Kerîm’in mu’cizü’l-beyân üslubunu çözümleyen Bediüzzaman Said Nursî, geleceğin insanlık için hangi alanlarda şekilleneceğine dair dikkat çekici işaretler verir. Onun ifadesiyle:
> “Elbette nev-i beşer, ahir vakitte ulûm ve fünûna dökülecektir. Bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise, ilmin eline geçecektir.”
Bugün, bu sözlerin gölgesinde yaşadığımız çağın manzarası nettir: İnsanlık tarihinde hiçbir dönemde ilim ve teknoloji, bugünkü kadar hayatın merkezine oturmamıştır. Devletlerin gücü, artık sadece askeri kuvvetle değil, sahip oldukları bilimsel birikim, teknolojik üstünlük ve inovasyon kabiliyetiyle ölçülmektedir.
Bilimin Elinde Hüküm ve Kuvvet
Geçmiş yüzyıllarda gücün kaynağı kılıç, toprak veya servet iken, bugün yapay zekâ, biyoteknoloji, nükleer enerji, uzay çalışmaları ve iletişim teknolojileri belirleyici bir güç unsuru hâline gelmiştir. En gelişmiş teknolojiye sahip olan ülkeler, küresel siyasetin yönünü tayin etmekte; ekonomilerini büyütmekte; toplumlarına refah sunmakta; hatta kültürel nüfuzlarını artırmaktadır.
Bu noktada, Bediüzzaman’ın ifadesi, yalnızca bir tesbit değil, aynı zamanda bir hakikati hatırlatır:
İlim ve teknolojiye yatırım yapan kazanır; geri kalanlar ise bağımlı hâle gelir.
Belâgat ve İletişim Çağı
Bir diğer işaret ise Kur’ân’ın belâgat vurgusudur:
> “İnsanlar, kendi fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve hükümlerini birbirine icra ettirmek için, en keskin silahını cezâlet-i beyandan ve en mukavemet-suz kuvvetini belâgat-ı edadan alacaktır.”
Bugünün dünyasında bu işaretin karşılığı çok açıktır: İletişim teknolojileri. İnternet, sosyal medya, dijital platformlar, yapay zekâ destekli iletişim araçları… Artık fikirler, ordulardan daha güçlüdür.
Bir “tweet”, bir “video” ya da bir “sanal söylem”, milyonlara ulaşarak toplumları yönlendirebilmektedir. Kamuoyu yönetimi, reklamcılık, medya savaşları ve diplomasi hep bu “belâgat çağının” ürünleridir.
Dolayısıyla günümüz insanı için sadece bilimsel üretim değil, aynı zamanda fikir ve ifade becerisini teknolojiyle birleştirebilmek de büyük önem taşımaktadır.
Günümüz İçin Dersler
İlim ve teknolojiye yatırım yapan kazanır: Bugün Amerika, Çin, Avrupa gibi güç merkezleri, teknolojideki yatırımlarıyla küresel rekabette öne çıkmaktadır.
İletişim silahı en az teknoloji kadar güçlüdür: Toplumlar, fikir ve ifade gücüyle yönlendirilmektedir. Medya üstünlüğü, askeri üstünlük kadar belirleyici olabilmektedir.
İslâm dünyası için mesaj: Müslüman ülkelerin geri kalmaması için, eğitim, ilim ve teknolojiye yoğun yatırım yapmaları şarttır. Aksi hâlde, sahip oldukları maddî kaynaklar bile başkalarının teknolojisine bağımlı kılacaktır.
Sonuç
Bediüzzaman’ın işaret ettiği hakikatler, bugün gözlerimizin önünde gerçekleşmektedir. İlmin elinde hüküm ve kuvvet toplanmış; belâgat ve ifade, toplumları yönlendiren en güçlü araç hâline gelmiştir. O hâlde bizim için en büyük vazife, bu hakikati görmezden gelmeyip, bilim ve teknolojiyi Kur’ân’ın rehberliğiyle bütünleştirerek insanlığın hizmetine sunmaktır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com