Asrın Ateşi: Ahir Zaman Fitnesi ve Cazibesi
Asrın Ateşi: Ahir Zaman Fitnesi ve Cazibesi
> Fitne-i âhirzamanın mahiyeti bana göründü ki; o fitnenin en dehşetlisi ve cazibedarı, kadınların yüzsüz yüzünden çıkıyor. İhtiyarı selbedip, pervane gibi sefahet ateşine atıyor. Ve bir dakika hayat-ı dünyeviyeyi, senelerle Hayat-ı Bâkiyeye tercih ettiriyor…
>
Tarih boyunca insanoğlu, farklı şekillerde imtihan edilmiştir. Günümüzde ise modern dünyanın getirdiği fitneler, bu imtihanı daha karmaşık ve cazip hale getirmiştir. Bediüzzaman Said Nursi, bu metninde, ahir zaman fitnesinin en tehlikeli yönlerinden birinin, ahlaki sınırların kalktığı ve kadınların cazibesinin pervasızca sergilendiği bir atmosferden çıktığına dikkat çekiyor. Bu durum, insan iradesini (ihtiyarı) alıp götürerek, kelebeği (pervaneyi) ateşe çeken o karşı konulamaz cazibe gibi, insanı geçici zevklerin ateşine atıyor.
Bu fitnenin en büyük zararı, insanın gelecekten vazgeçip anı yaşamasına sebep olmasıdır. Bir anlık dünya zevki (bir dakika hayat-ı dünyeviye), sonsuz ve baki olan ahiret hayatına (senelerle Hayat-ı Bâkiye) tercih ediliyor. Bu, sadece bir ahlaki yozlaşma değil, aynı zamanda zaman ve değerler anlayışında da ciddi bir sapmadır. Tarihi örnekler de bu durumu teyit eder. Lüks ve ahlaki çöküş içindeki topluluklar, genellikle manevi olarak güçlerini kaybetmiş ve dağılmıştır. Bu metin, modern dünyanın sunduğu her cazibenin ardında, insana ait en değerli şeyin, yani ebedi hayat arzusunun ve iradesinin çalınabileceği uyarısını yapıyor.
Kuran’ın Kapsamlı Fonksiyonu
> Kur’an, hakikat ve şeriat, hikmet ve marifet kitabı olduğu gibi; zikir, dua ve davetin de kitabıdır. Duada tekrar, zikirde tezkâr, davette te’kid lâzımdır.
>
Kuran-ı Kerim’in sadece bir ibadet kitabı olmadığı, aynı zamanda hayatın tüm alanlarını kuşatan bir rehber olduğu bu metinde açıkça belirtiliyor. Kur’an, evrenin ve varoluşun hakikatlerini açıklayan bir “hakikat” kitabı; yaşamın kurallarını koyan bir “şeriat” kitabı; ilahi bilgeliği öğreten bir “hikmet” kitabı ve Allah’ı tanımayı sağlayan bir “marifet” kitabıdır. Bu dört boyut, Kur’an’ın bir yönünü değil, bütünlüğünü ifade eder.
Ancak metin, Kuran’ın bu temel faaliyetlerinin yanı sıra, onun zikir, dua ve davet kitabı olma özelliğine de işaret ediyor. Bu üç faaliyet, inancın pratik hayata yansımasını sağlar. Bediüzzaman, bu üç eylemde tekrara ve işarete (te’kid ve tezkâr) ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Dua ederken ısrarcı olmak (tekrâr), Allah’ı anarken kalbe yerleşmesi için sık sık zikretmek (tezkâr) ve insanları hakikate davet ederken işaretli ve kararlı bir duruş sergilemek (te’kid), imanın canlı kalması ve yayılması için hayati önem taşır. Bu, Kuran’ın sadece bir okunma aracı değil, aynı zamanda bir yaşam kılavuzu ve aksiyon rehberi olduğunu gösterir.
Büyük Yangın Karşısında Küçük Meseleler
> Bana “Sen şuna buna niçin sataştın?” diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müdhiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeğe, imanımı kurtarmağa koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müdhiş yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler! Dar görüşler!
>
Bu metin, öncelikleri belirlemenin ve asıl meseleye odaklanmanın önemini çarpıcı bir metaforla anlatıyor. Bediüzzaman Said Nursi, kendisine yöneltilen eleştirilere (sataşmalara) karşı, içinde bulunduğu durumu “müdhiş bir yangın” olarak nitelendiriyor. Bu yangın, sadece bir bina yangını değil, imanın ve maneviyatın tehlikede olduğu bir yangındır. Bu yangında yanan, sadece kendisinin değil, gelecek nesillerin (evlâdım) ve tüm inananların imanıdır.
Bu büyük yangın karşısında, kendisine yöneltilen kişisel eleştiriler, yolda ayağına takılan bir taş misali “küçük bir hâdise” olarak kalmaktadır. Bu güçlü metafor, hayatın temel amacı ve önceliklerini kaybetmiş, sığ ve dar görüşlü insanlara bir eleştiridir. İnsanlar bazen, büyük ve acil tehlikeleri göz ardı edip, önemsiz detaylar, kişisel çekişmeler veya günlük polemiklerle zaman harcayabilirler. Bu metin, gerçek bir mücadelenin ve asıl hedefin ne olduğunu net bir şekilde ortaya koyar. İmanını ve maneviyatını kurtarmak için koşan birine, yoldaki küçük bir engele takılıp kalmanın bir anlamı yoktur.
Makalenin Özeti
Bu makale, Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinden seçilen üç farklı metni merkeze alarak, günümüz dünyasının temel manevi meselelerine odaklanmıştır. İlk metin, ahir zaman fitnesinin en tehlikeli yönünün ahlaki çöküş olduğunu ve bu durumun insan iradesini zayıflatıp geçici dünya zevklerinin peşine düşürdüğünü anlatır.
İkinci metin, Kuran’ın sadece bir ibadet kitabı değil, aynı zamanda bir yaşam rehberi olduğunu ve dua, zikir ve davet gibi eylemlerin, inancın canlı kalması için ne kadar önemli olduğunu açıklar.
Son metin ise, hayatın asıl meselesinin, iman ve maneviyatın kurtuluşu olduğunu ve bu büyük yangın karşısında kişisel çekişmelerin veya önemsiz detayların hiçbir kıymeti olmadığını, dolayısıyla önceliklerin doğru belirlenmesi gerektiğini güçlü bir metaforla anlatır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com