Ayasofya’dan Yükselen Tarihi Çağrı: Gazze İnsanlığın İmtihanı
Ayasofya’dan Yükselen Tarihi Çağrı: Gazze İnsanlığın İmtihanı
Gazze, yeryüzünün en ağır imtihanlarından birine şahitlik ediyor. İsrail’in aylardır sürdürdüğü abluka ve saldırılar, milyonlarca Filistinliyi açlık, kıtlık ve ölümle karşı karşıya bırakmış durumda. 2 Mart’tan bu yana uygulanan sıkı abluka, halkı aşevlerinde yemek kuyruğuna mahkûm ederken; çocuklar açlıktan hayatını kaybediyor, hastaneler çalışamaz hale geliyor.
Bu tablo karşısında İstanbul, tarihe geçecek bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. 50 ülkeden 150’den fazla İslam âlimi, “İslamî ve İnsani Sorumluluk: Gazze” konferansında bir araya gelerek mazlumların çığlığına ses olacak kararlar aldı. Bu kararlar, Ayasofya-i Kebîr Camii’nde kılınan cuma namazı sonrası tüm dünyaya ilan edildi.
Konferansın Kararları ve Tarihî Çağrı
Toplantıda öne çıkan kararlar, sadece bir bildirge değil; ümmetin ortak sorumluluğunu hatırlatan ve harekete davet eden bir manifesto niteliği taşıyor:
Direnişin meşruiyeti teyit edildi. Filistin halkının işgale karşı her türlü meşru direniş hakkına sahip olduğu, silahsızlandırma çağrılarına kesinlikle karşı çıkıldığı açıklandı.
Ablukanın kırılması çağrısı yapıldı. Kara, hava ve denizden kuşatma altındaki Gazze için sınır ülkelerinin kapılarını açmaları “vacip” olarak ilan edildi.
Boykot fetvası yayımlandı. İsrail ile doğrudan veya dolaylı işbirliği yapan şirketlerin ürünlerini satın almanın “haram” olduğu, boykotun ise “farz” olduğu duyuruldu.
Zekât fetvası verildi. Önümüzdeki yıl verilecek zekâtların en az %50’sinin Gazze’ye tahsis edilmesi gerektiği hükme bağlandı.
Sürdürülebilir destek fonu kurulması kararlaştırıldı. İş insanları ve kurumların kârlarının en az %2’sini Gazze’nin kalkınmasına ayırmaları çağrısı yapıldı.
Uluslararası hukuk yolları hatırlatıldı. Soykırım ve savaş suçlarının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması için seferberlik çağrısı yapıldı.
Dinî kurumlara çağrı yapıldı. Vatikan’dan Dünya Kiliseler Konseyi’ne kadar tüm Hristiyan kurumları zulme karşı tavır almaya davet edildi.
Mazlumlarla dayanışma sadece insanî değil, dinî bir vecibe olarak ilan edildi.
Bu kararlar, “Konferansın kapanışı değil, başlangıcıdır” ifadesiyle tarihe geçti.
Türkiye’nin Tutumu ve Diplomatik Çıkışlar
Konferansa katılan âlimler, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özel teşekkürlerini iletti. Erdoğan da hem ulusal hem uluslararası düzeyde Gazze meselesini gündemde tutmaya devam ediyor. Nikkei Shimbun gazetesine yazdığı makalesinde şu ifadeler dikkat çekti:
> “İsrail’in soykırımı sonucu çocukların açlıktan öldüğü, şehirlerin harabeye döndüğü bir tabloya şahit oluyoruz. Bu facia bütün insanlığın meselesidir. Biz Türkiye olarak susmadık, susmayacağız.”
TBMM’de yapılan olağanüstü oturumda ise oy birliğiyle kabul edilen Gazze Tezkeresi, dünyaya güçlü mesajlar gönderdi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, “İsrail ateşkesi kabul etmeli, Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması lazım” dedi. Tezkerede ayrıca İsrail’in uluslararası üyeliklerinin askıya alınması çağrısı yer aldı.
İşgal Planı ve Yeni Tehlike
İsrail Güvenlik Kabinesi, 8 Ağustos’ta Gazze kentinin işgaline dair planı onayladı. Bu plana göre:
- İlk aşamada 1 milyon Filistinli güneye kaydırılacak.
- Kent kuşatılarak yoğun saldırılarla işgal edilecek.
- Ardından mülteci kampları hedef alınacak.
Bu işgal planı, uluslararası toplumun sessizliği eşliğinde hayata geçirilirken, Gazze’de sadece son bir haftada 39 kişi açlıktan öldü.
Boykot ve Direniş: Ümmetin Sorumluluğu
Ayasofya’dan yükselen ses, ümmete sadece dua değil, fiilî destek çağrısıdır. İsrail destekçisi ürünleri satın almamak, ekonomik ve siyasi ilişkileri kesmek, yardımları organize etmek sadece bir tercih değil; dinî bir sorumluluk olarak ilan edilmiştir.
Bu açıdan, İslam dünyasının atacağı adımlar, Gazze halkının kaderini belirleyecek. Zulme sessiz kalmak, sadece Filistin’i değil, insanlığın vicdanını da yok edecektir.
Sonuç: Gazze İnsanlığın Onurudur
Gazze, sadece bir coğrafya değil; ümmetin onurunun, insanlığın vicdanının sembolüdür. Ayasofya’dan yükselen çağrı, tarihe düşülen bir nottur:
> “Bu dava sadece Gazze’nin değil, ümmetin onuru ve insanlığın vicdanıdır.”
Bugün atılacak adımlar, yarının tarihine ya suskunluğun utancı ya da direnişin şerefi olarak yazılacaktır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com