İnsan Fikri: Zikrin Mayası, Şuurun Özüdür

İnsan Fikri: Zikrin Mayası, Şuurun Özüdür

İnsanların zikri fikridir.
Fikri de kişiliğidir.
Ağaç için meyve ne ise, insan içinde fikir odur.
Fikri bozuk olanın,  zikride bozuk olur.
Fikirler maden gibidir.
Beynin maden ocağında işlenip, akıl laboratuvarında ayrıştırıldıktan sonra, kalb ve vicdan süzgecinden geçirilir.
İşletilmesi nisbetine göre alacağı değer üzerinden; kömür bakır,gümüş,altın ve altının farklı ayarları ve elmasa kadar çıkan bir kıymet alır.
Kıymeti nisbetinde insana bir kıymet verir.
Veya kiymetsizliği nisbetinde de insanın kiymetini düşürür.
Hadiste de;” İnsanlar madenler gibidirler. ” buyurulur.
Dünya maden ocağında insan madeni ne ise, insan maden ocağında da fikir, düşünce ve şuur da odur.
Daha geniş ifadeyle; kâinattan süzülen hayat ve hayattan süzülen öz olan insan hayatı ne ise, hayattan süzülen şuurda odur.
Böylece gerçek insan fikrin damıtılmış ve öz hali olan şuurdur.

**********

Konuyu biraz daha detaylandıracak olursak;

İnsan, maden misali; işlenmesiyle değer kazanıyor, işlenmemesiyle değer kaybediyor.

  1. İnsan, Zikriyle Yaşar

İnsanın zikri, yani sürekli düşündüğü ve dilinde taşıdığı şey, onun kimliğini gösterir. Çünkü insanın iç âlemi dışına akar; kalpte ne varsa dile ve hayata yansır.

Kur’an-ı Kerim bu hakikati şöyle ifade eder:

> “Her kim Rahman’ın zikrinden yüz çevirirse, ona bir şeytan musallat ederiz de artık o şeytan onun ayrılmaz dostu olur.” (Zuhruf, 36)

Demek ki zikri boş ve bâtıl olanın, dostu da şeytandır. Zikri hak ve hakikatle dolu olanın ise dostu Allah’tır.

  1. Fikir, İnsan Kişiliğinin Meyvesidir

Nasıl ki ağacın meyvesi onun kıymetini gösterirse, insanın da fikri onun kişiliğini ortaya koyar. Düşünce, insanın hem iç dünyasının aynasıdır hem de onun dışa yansıyan en büyük delilidir.

Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) buyurmuştur:

> “İnsanlar madenler gibidir. Cahiliye devrinde hayırlı olanları, İslâm’da da hayırlıdır.” (Buhârî, Enbiyâ, 14; Müslim, İmâre, 1)

Bu hadis, insanın mahiyetinin işlenmeye muhtaç bir cevher olduğunu bildiriyor. İşlenen maden altın olur, işlenmeyen ise toprak altında kömür olarak kalır.

  1. Fikirlerin Madeni

İnsan zihni bir maden ocağı gibidir. Orada ham fikirler doğar. Bu fikirler:

Akıl laboratuvarında işlenir,

Kalp ve vicdan süzgecinden geçirilir,

Hikmet terazisinde tartılır.

Sonuçta her fikir, işlenme derecesine göre kıymet kazanır. Bir fikir kömür gibi basit kalabilir; ya da gümüş, altın, hatta elmas gibi en yüksek seviyeye ulaşabilir.

Kur’an bu hakikate şöyle işaret eder:

> “O, hanginizin amel bakımından daha güzel olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk, 2)

Amelin güzelliği, düşüncenin güzelliğinden doğar. Düşünce bozuksa amel de bozulur.

  1. Fikrin Şuurla Buluşması

Fikir, insan zihninde ham olarak doğar. İşlenmezse dağınık kalır. İşlenirse şuur hâline gelir. Şuur, fikrin damıtılmış hâlidir. Bu yüzden gerçek insan, şuur sahibi insandır.

Kur’an’da birçok ayet insana şuur ve düşünce sorumluluğu yükler:

“Onlar Kur’an üzerinde düşünmüyorlar mı?” (Nisâ, 82)

“Allah, size âyetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz.” (Bakara, 219)

“Hiç akıl erdirmez misiniz?” (Enbiyâ, 10)

Demek ki, şuur insanın hakiki kıymetini ortaya çıkaran en temel sermayedir.

  1. Fikrî Kirlenme ve Ahlakî Sonuç

Fikri bozuk olanın zikri de bozuk olur. Zikri bozuk olanın ahlakı da bozulur. Ahlakı bozuk olan ise hem kendine hem topluma zarar verir.

Kur’an-ı Kerim bu çarpık zihniyeti şöyle tanımlar:

> “Onların kalpleri vardır, ama anlamazlar. Gözleri vardır, ama görmezler. Kulakları vardır, ama işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.” (A’râf, 179)

Demek ki fikir ve şuur, insanı ya melek derecesine çıkarır ya da hayvandan aşağı bir seviyeye indirir.

  1. İlmî ve Bilimsel Boyut

Bugün modern psikoloji ve nörobilim de benzer hakikatlere işaret ediyor. İnsan beynindeki düşünce kalıpları, tekrarlanan fikirlerle şekilleniyor. Beyin neyle meşgulse, insanın kişiliği de o yönde gelişiyor. Bu yüzden sürekli olumlu, yapıcı ve hikmetli fikirlerle yaşayan insanlar, hayata da aynı şekilde bakıyorlar.

Kur’an bu bilimsel gerçeği asırlar öncesinden bildiriyor:

> “Bir toplum kendinde olanı değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” (Ra’d, 11)

Toplumun fikrî yapısı değişmeden, ne bireylerin ne de milletlerin hali değişmez.

Sonuç ve İbret

İnsan maden gibidir. Onun gerçek kıymeti, düşünce cevherinin işlenmesine bağlıdır.

Fikri kömür olan, hayatı da dumanlı olur.

Fikri altın ve elmas olan, hem kendine hem topluma ışık saçar.

Zikrin özü fikirdir, fikrin özü şuurdur, şuurun özü de imandır.

Özet

İnsanın zikri, fikrinin yansımasıdır.

Fikir, insanın kişiliğinin meyvesidir.

İnsan zihni bir maden ocağıdır; işlenirse altın olur, işlenmezse kömür kalır.

Fikir şuurla birleşirse gerçek kıymet doğar.

Kur’an ve hadisler, düşünceyi işleme sorumluluğunu insana yükler.

Fikri bozuk olanın ahlakı bozulur, fikri sağlam olanın kişiliği değer kazanır.

Son söz: İnsan, fikirlerinin toplamıdır. Fikirler işlenirse şuur doğar, şuurla iman birleşirse insan kemâl bulur.

********

İnsan Fikri: Zikrin Mayası, Şuurun Özüdür

İnsan, Cevher Taşıyan Bir Çekirdek

İnsanı bir çekirdeğe benzer.

> “İnsan bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu marifetullahtır ve onun üssü’l-esası da iman-ı billahtır.” (Sözler, 23. Söz)

Nasıl ki bir çekirdek, içindeki programa göre inkişaf eder; insan da fikriyle ve şuuru ile gelişir. Çekirdek toprağa bırakıldığında işlenirse ağaç olur; işlenmezse çürür gider. İnsanın da fikri böyledir: işlenirse şuur ve hikmete dönüşür; işlenmezse dağınık kalır.

Fikir, İnsanın Ruhunu Şekillendirir.

Fikir ise kalbin çocuğudur. Hem nurudur, hem kuvvetidir. Fakat eğer sû’-i istimal edilse, vesvese olur.

Yani fikir, kalbin nurudur. Ama yanlış kullanılırsa insanı karanlığa götüren vesvese hâline gelir. Demek ki fikir doğru işletilirse altın değerindedir; kötü işletilirse kömür gibi karanlık saçar.

Zikir ve Fikir Dengesi

Risale-i Nur, zikri fikirle birleştirir:

> “İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.” (Sözler, 23. Söz)

Burada açıkça görülüyor ki:

Zikir, insanın kalbine canlılık verir.

Fikir, insanın zihnine derinlik verir.

İkisi birleşirse, gerçek şuur ve kemal ortaya çıkar.

İnsan, Bir Maden Gibidir.

İnsan, maden hükmündedir. Terakki ettikçe cevheri meydana çıkar.

İnsan fikri işlenmedikçe, ham bir taş gibidir. Ama iman, zikir ve fikirle işlendiğinde altın, gümüş, hatta elmas gibi bir kıymet kazanır.

İlmi Fikir, Şuurun Özüdür.

İlmin ve marifetin neticesi, muhabbettir. Fikrin neticesi, hikmettir. Şuurun neticesi, ibadettir.

Demek ki:

Fikir hikmete,

Hikmet muhabbete,

Muhabbet ibadete,

İbadet ise insanın kemaline ulaştırır.

Özet

  1. İnsan, bir çekirdek veya maden gibidir; işlenirse kıymet kazanır.
  2. Fikir, kalbin nurudur; doğru kullanılırsa hikmete, yanlış kullanılırsa vesveseye götürür.
  3. Zikir ve fikir birleşince şuur doğar; şuur, insanın hakiki şahsiyetini oluşturur.
  4. İman, fikir ve zikirle inkişaf eder.
  5. İnsan, zikriyle yaşar; fikriyle değer kazanır; şuuru ile kemale erer.

Kur’an: Düşünmeyi, akletmeyi, şuur sahibi olmayı emreder.

Sonuç: İnsan, fikirlerini işlediği ölçüde gerçek insan olur.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 28th, 2025