Gazze: İnsanlığın İmtihanı ve Tarihin Aynası
Gazze: İnsanlığın İmtihanı ve Tarihin Aynası
Minbere çıkan imamın, “Ben açım, konuşacak gücüm yok; siz de açsınız, dinleyecek gücünüz yok, namazı kılın” diyerek hutbeyi bitirmesi, aslında sadece Gazze’nin değil, bütün insanlığın halini özetliyor. Açlıkla, susuzlukla, ölümle imtihan edilen bir halk… Ve bu zulme sessiz kalan ya da yarım ağızla tepki gösteren bir dünya.
Tarihten Günümüze Zulüm Döngüsü
Tarih boyunca zalimler hep vardı: Firavun vardı, Nemrut vardı, Ebu Cehil vardı. Bugün onların yerine Netanyahu ve İsrail’in kanlı siyaseti geçti. Zulüm aynı zulüm, sadece kılıklar değişti. Ama her Firavun’un bir Musa’sı, her Nemrut’un bir İbrahim’i, her Ebu Cehil’in bir Muhammed Mustafa’sı (asm) olduğu gibi, Gazze’nin de direnişle yoğrulmuş bir halkı, imanla güçlenmiş bir sabrı var.
Akıl ve Mantığın Çığlığı
Bir tarafta 76 bin şehit, yüz elli bin yaralı, enkaz altındaki binlerce kayıp…
Diğer tarafta ise milyarlarca dolarlık silahlarla donanmış, ama üç mücahidin pususunda darmadağın olan İsrail ordusu.
Mantık şunu soruyor: Böylesi bir vahşet niçin sürdürülüyor?
Cevap açık: İsrail sadece bir toprak işgali değil, bir varlık ve kimlik savaşı yürütüyor.
Gazzeliler ise sadece hayatlarını değil, izzetlerini, imanlarını ve ümmetin onurunu müdafaa ediyorlar.
İbret Levhası
Bir baba, şehit düşen kızının cansız bedenine sarılarak selfie çekiyor. O kare, aslında yüzyıllar boyu dillerden düşmeyecek bir ibret levhası.
Bir tarafta çocuklarıyla selfie yapan İsrail askerleri; öte tarafta şehit evladı ile vedalaşan bir baba… İşte hakkın ve batılın, izzetin ve zilletin, insanlığın ve canavarlığın fotoğrafı budur.
Hikmetin Penceresi
Gazze bugün sadece bir coğrafya değildir; Gazze sabrın adıdır, direnişin adıdır, ümmetin onurudur.
Gazze, İslam dünyasının uykuda olduğunu haykıran bir ezan ve davet gibidir.
Gazze, “Daha ne bekliyorsunuz?” diye soran bir çağrıdır.
Dünya Vicdanı Nerede?
Nobel ödüllü ekonomistlerin bile “Gazze’de açlığı durdurun” diyerek mektup yazmak zorunda kalması, aslında siyasi liderlerin nasıl aciz, nasıl ikiyüzlü kaldığını gösteriyor.
İslam ülkelerinden gelen ortak kınama bildirileri ise, Filistinlilerin yarasına sadece bir damla su misali. Oysa tarih bize şunu öğretiyor: Zulmü kınamak yetmez; zulmü durdurmak gerekir.
Sonuç: İsrail’in Sonu ve İnsanlığın Geleceği
İsrail bugün dünyanın çıban başıdır. Ortadoğu’ya ve İslam dünyasına huzur gelmeyecek, ta ki bu çıban deşilip temizlenmedikçe.
Ama İsrail’in unuttuğu bir gerçek var: Zulüm ile abad olunmaz. İsrail kendi kazdığı kuyuya düşüyor; askerleri intihar ediyor, ordusu ruhen çöküyor.
Gazze ise kanla, ateşle, açlıkla yoğrulsa da dimdik ayakta duruyor. Çünkü onlar imanla direniyor, sabırla kazanıyor.
Özet
Gazze bugün insanlığın vicdan aynasıdır. Açlığın, ölümün ve zulmün en çetin hali orada yaşanıyor. Tarih boyunca her zalimin sonu geldiği gibi, İsrail’in de sonu yaklaşmaktadır. Gazze direnişi ise sabrın, izzetin ve ümmetin uyanışının sembolü olarak ebediyen yaşayacaktır.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com