HAFTALIK ÖZ VE ÖZET MAKALELER – 3
HAFTALIK ÖZ VE ÖZET MAKALELER – 3
Kayyûmiyet kavramı üzerinden, her şeyin varlığını sürdürmesinin Allah’ın sürekli var edici kudretiyle mümkün olduğunu, yoklukla varlık arasındaki ince çizgide ilahî irade ve ilimle duran bir kâinat sistemine işaret ettik.
Ardından Fabrika-i Dimağiye üzerinden insanın düşünce ve akletme mekanizmasının yaratılıştaki merkezî rolüne, aklın istikameti kaybettiğinde nasıl şeytanın oyuncağı hâline geldiğine değindik.
Bu haftaki yazı, bu zemini daha derin bir kozmik başlangıç ve hikmet temeliyle inşa ederek “ilk yaratılış” meselesine odaklanıyor.
- Akl-ı Evvel: İlk Akıl ve Başlangıç Hikmeti
Akl-ı Evvel, kelâm, felsefe ve tasavvuf kaynaklarında “yaratılan ilk cevher” veya “varlık düzeninin temel esası” olarak zikredilir. Bu kavram:
Varlığın hikmetle yaratıldığını ve bu hikmetin en temel ilkesinin akıl olduğunu gösterir.
“Allah, ilk olarak aklı yarattı” rivayeti (Tirmizî, Birr 12) bu anlayışı destekler. Aklın burada “küllî bir mahiyet” taşıdığı ifade edilir.
Risale-i Nur’da ise bu hakikat, doğrudan ilim, irade ve kudret ile açıklanır. İlk yaratılan şeyin “ilimle vücuda gelen bir varlık” olması, varlığın hikmet ve maksada yönelik olduğunu gösterir.
> “Bir Sâni’in vücubuna ve vahdetine delâlet eden bu san’at-ı acîbe ve hikmet-i garîbe, elbette Sâni’in vücub ve vahdetine şehâdet eder.” (Sözler, s. 219)
- Küllî Akıl ve İrade: Varlığın Haritası
Küllî akıl, sadece insanın şahsî aklından değil, Allah’ın ezelî ilminde tecellî eden hikmetli takdir ve düzenlemeden söz eder.
Bu akıl, kâinatta her şeye nüfuz eden düzeni, ölçüyü ve hikmeti idrak eder.
Bir bakıma kâinat kitabının “okunabilir” olması, küllî aklın yansımasıdır.
Her şeydeki ölçü (kader), bu aklın izdüşümüdür: “Her şeyi bir kader ile, bir miktar ile halk etmiş.” (Furkan Sûresi, 2)
III. İlk Oluş: Nuru Muhammedî’den Kozmik Patlamaya
Tasavvufî geleneklerde, ilk yaratılanın Nûr-u Muhammedî olduğu ifade edilir. Bu nur, bütün varlıkların aslı ve merkezi mahiyetini taşır.
Risale-i Nur da bu görüşü destekler:
> “En evvel Onun nuru, hem çekirdeği, hem meyvesi olan Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın nuru halk olunmuş.” (Mektubat, s. 78)
Günümüz ilmî yaklaşımlarındaki “Big Bang” teorisiyle, ilk madde ve enerjinin ortaya çıkışı arasında bir uyum gözlemlenebilir. Ancak bu oluşun ardında akılsız, gayesiz bir mekanizma değil, şuur sahibi bir yaratıcının ilmi ve iradesi vardır.
- Yaratıcı-Yaratılan Ayrımı: Aklın İkna Edici Noktası
Yaratan (Hâlık) ile yaratılan (mahlûk) arasında zarurî bir ontolojik fark vardır.
Allah’ın aklı mahlûk aklı gibi değildir. O’nun ilmi ezelîdir; zaman ve mekândan münezzehtir.
İnsan aklı ise yaratılmıştır. Ancak bu sınırlı akıl bile, sınırsız kudreti tanıyacak bir ayna olarak yaratılmıştır.
> “Aklın vücudu, hem Vâcibü’l-Vücudun vücuduna delildir.” (Mesnevî-i Nuriye)
- Yaratıkların Sıralı Varlık Haritası
Varlıklar basitten mükemmele doğru bir düzende yaratılmıştır: Cansız → Bitki → Hayvan → İnsan
Bu sırada, her aşama daha yüksek bir şuur ve kabiliyet kazanır.
İnsan ise bu zincirin en üst halkası olup, eşref-i mahlûkat sıfatını taşır.
- Akıl ve İman Arasında Köprü Kurmak
Vahiy, aklın rehberidir.
Akıl, doğru kullanıldığında yaratıcıyı tanımanın en güçlü vasıtası olur.
Aklını ilimle, vahiy ile, hikmetle besleyen insan; kendini de, Rabbini de tanır.
> “Aklın nuru ulûm-u fünun-u medeniyedir. Kalbin ziyası da ulûm-u diniyedir.” (Lem’alar, s. 16)
Genel Özet:
Bu haftaki yazı, varlığın başlangıç noktası olan “Akl-ı Evvel” kavramı üzerinden:
Kâinatın akılla örülmüş bir hikmet düzeni olduğunu,
Yaratıcı ile yaratılanın mahiyet farkını,
Varlığın basamaklı bir hikmet planı ile inşa edildiğini,
İnsan aklının bu düzeni tanıma ve iman etme aracı olduğunu ortaya koymuştur.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com