VAR OLUŞ SEBEBİMİZ

VAR OLUŞ SEBEBİMİZ

“Mevcudiyetimizin Hâmisi Olan İslâmiyetten Elini Gevşetme, Dört El ile Sarıl; Yoksa Mahvolursun.”
Risale-i Nur Külliyatı’ndan alınan bu söz, bir toplumun ve bireyin varoluş dayanağını “İslâmiyet” olarak tanımlar.
“Hami” kelimesi, koruyucu, himaye eden anlamına gelir. Bu söz, inanç sisteminin, sadece bir ibadetler bütünü olmadığını, aynı zamanda bir toplumun varlığını, kimliğini ve ahlaki değerlerini koruyan bir kalkan olduğunu ifade eder.
“Dört el ile sarılmak”, bu inanca tam bir teslimiyetle, samimiyetle ve kararlılıkla bağlı kalmanın bir metaforudur. Tarih, bu sözün doğruluğuna dair sayısız ibretlik örnekle doludur. İnançlarından uzaklaşan, manevi bağlarını yitiren nice medeniyetlerin, bir süre sonra çözüldüğünü ve tarihin tozlu raflarında kaybolduğunu görürüz. Bu söz, bizi, modern dünyanın karmaşık ve yozlaştırıcı akımları karşısında, manevi değerlerimize sıkıca sarılmaya ve böylece var olarak, bir felaketten kaçınmaya davet eder.

*********

“Ne var, ne yok? Dediler. ‘Yoktan var eden, var ettiğini yâr eden Allah var, gam yok’ dedim.”
Bu edebi ve hikmetli söz, tasavvufi bir derinlik taşır. Hayatın zorlu anlarında, insana “Ne var, ne yok?” diye sorulduğunda, verilecek en güzel cevabın, tüm varlığın yaratıcısı olan Allah’a sığınmak olduğunu ifade eder. Bu söz, sadece bir inanç beyanı değil, aynı zamanda bir teslimiyet ve tevekkül duruşudur. İnsan, ne kadar zor durumda olursa olsun, “yoktan var eden” bir yaratıcının varlığını bildiği sürece, “gam” duymaması gerektiğini öğütler. Bu söz, bizi, dünyanın geçici sıkıntılarının ve kaygılarının, ilahi kudret ve rahmet karşısında ne kadar küçük kaldığını düşünmeye davet eder. Bu, aynı zamanda, tarihte büyük zorluklarla karşılaşmış, ancak Allah’a olan tevekkülleri sayesinde ayakta kalmış ve umutlarını yitirmemiş nice müminlerin manevi duruşunu da özetler.

**********

“Hayat apartmanı yıkılıyor. Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor…”
Bu metin, dünya hayatının geçiciliğini ve fani oluşunu, modern imgelerle (apartman, tayyare, sel) anlatan, düşündürücü bir ibret dersidir. “Hayat apartmanı yıkılıyor” ifadesi, insanın bedensel varlığının, zamanın acımasız akışı karşısında nasıl yıprandığını ve eninde sonunda yok olacağını simgeler. “Ömür tayyaresi şimşek gibi geçiyor” benzetmesi, zamanın ne kadar hızlı aktığını ve bu kısacık ömrün, aslında ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. “Zamanın sel dolapları” ve “arz sefinesi” benzetmeleri ise, evrenin ve zamanın durmaksızın bir hareket halinde olduğunu ve bu hareketin, bir gün her şeyi sona erdireceğini anlatır. Bu metin, bizi, dünya hayatının geçiciliğinin farkına vararak, ömrümüzü daha anlamlı ve manevi değerlerle doldurmaya davet eder. Bu, tarihin bize defalarca tekrarladığı bir derstir: Dünya hayatına aldananlar, eninde sonunda büyük bir hüsrana uğramışlardır.

*********

“Naziat Suresi 34-41. Ayetler” ve Kıyamet Günü Gerçeği

Bu ayetler, kıyamet gününün dehşetini ve o gün insanların dünya hayatında neyin peşinden koştuğunu nasıl hatırlayacaklarını tasvir eder. “Gözleri faltaşı gibi açacak olan ateş, herkesin göreceği şekilde ortaya çıkarılır” ifadesi, ahiret gününün, herkesin yüzleşmek zorunda kalacağı bir gerçeklik olduğunu anlatır. Ayetler, dünya hayatını ahirete tercih edenlerin sonunun “cehennem” olduğunu belirtirken, Rabbinin makamından korkup kendini kötülüklerden alıkoyanların sonunun ise “cennet” olduğunu müjdeler. Bu, sadece bir inanç meselesi değil, aynı zamanda ahlaki bir tercih meselesidir. İnsan, hayatı boyunca, dünyevi zevkler ile manevi sorumluluklar arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Bu ayetler, bu seçimin sonucunun ne kadar belirleyici olduğunu gösterir. Bu, tarihin bize, adaletin, erdemin ve vicdanın, tüm dünyevi iktidarlardan ve zevklerden daha değerli olduğunu defalarca gösterdiği bir gerçektir.

Özet: Bu makalede incelenen metinler, birbiriyle uyum içinde, ancak farklı konulara değinerek, insanın manevi ve dünyevi dünyasını ele alır. “Mevcudiyetimizin hâmisi” sözü, inancın toplumsal bir dayanak olduğunu; “Yoktan var eden Allah var, gam yok” sözü, tevekkülün ve teslimiyetin gücünü; “Hayat apartmanı yıkılıyor” metni, dünya hayatının geçiciliğini vurgular. Naziat Suresi ayetleri, ahiretin ve ahlaki seçimin önemini gösterir. Tüm bu metinler, bize, hayatın sadece görünen yüzünden ibaret olmadığını, aynı zamanda derin bir manevi boyutunun da olduğunu ve bu boyuta sahip çıkarak daha anlamlı ve ibretli bir hayat sürebileceğimizi anlatan, düşündürücü ve hikmetli derslerdir.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 12th, 2025