Zulümle Âbâd Olan, Zulmüyle Berbâd Olur: Gazze ve İsrail’in Kendi Sonunu Hazırlayan Tarihi

Zulümle Âbâd Olan, Zulmüyle Berbâd Olur: Gazze ve İsrail’in Kendi Sonunu Hazırlayan Tarihi

Tarih, mazlumların ahıyla yıkılan imparatorlukların sessiz mezarlığıdır. Firavunlar, Nemrutlar, Karunlar, Hitlerler… Her biri zulmün zirvesinde “yenilmez” sanılırken, tarihin tozlu sayfalarında birer ibret vesikası olarak kaldılar. Bugün Gazze’de yaşananlar, tarihin bu değişmez kanununu bir kez daha hatırlatmaktadır:

> “Zalim, zulmüyle tarihten silinecektir.”

Gazze’de İnsanlık Dramı

7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’ye uyguladığı saldırılar, yalnızca bir askeri operasyon değil; açlık, kuşatma ve toplu cezalandırma yöntemleriyle işleyen bir soykırım tablosudur.

61 bini aşkın sivil hayatını kaybetti.

200’den fazla insan açlıktan öldü, bunların neredeyse yarısı çocuk.

18 binden fazla Filistinli tutuklandı.

Yardım noktaları bile hedef alındı, ekmek almak için odun satan küçük Halid’in feryadı dünya vicdanını kanattı.

Bu tablo, Birleşmiş Milletler’in tanımıyla “insanlığa karşı suç” olmanın ötesinde, Kur’ân’ın tarif ettiği zalim kavimlerin akıbetine birebir uyan bir haldir:

> “Nice memleketleri helâk ettik ki, halkı zulmediyordu. Şimdi o memleketler, çatılarının üstüne yıkılmış, kuyuları susuz, sarayları bomboş kalmıştır.”
(Hacc, 45)

İsrail’de Çatırdayan Sistem

Bugün İsrail yalnızca Gazze’de değil, kendi içinde de büyük bir krizin eşiğinde.

Kabine içi bölünmeler, ordu ve istihbarat çatışmaları.

Batılı müttefiklerin giderek mesafe koyması.

Akademisyenler, mimarlar ve şehir plancılarının hükümete karşı ses yükseltmesi.

Bu durum, tarihte Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne benzer bir “içten çözülme” sürecidir. Roma da bir dönem dünyanın en güçlü devleti iken, hem içeriden ahlaki çöküş hem dışarıdan adalet talebi karşısında çökmüştü.

İlmi ve Aklî Boyut

Toplum bilimleri bize şunu öğretir: Devletlerin bekası adaletle mümkündür. Adalet yok olduğunda, halk desteği ve uluslararası meşruiyet erir. Bugün İsrail, sadece Filistinlilerin değil, kendi halkının da vicdanında sorgulanır hale gelmiştir.
Sosyoloji ve tarih, zulmün sürdürülebilir bir yönetim biçimi olmadığını teyit eder.

İbn Haldun’un şu tesbiti, yaşananların ilmi özeti gibidir:

> “Zulüm, medeniyetleri harap eder. Harap olan medeniyet, devleti yıkar.”

Hikmet ve İbret

Gazze halkı, açlık ve bombalar arasında bile kalemini bırakmayan, hakikati yazmaktan vazgeçmeyen bir direniş örneği sergiliyor. 21 yaşındaki Sara Awad’ın sözleri, ümmete bir ders gibidir:

> “Açlık bile bizi hakikati anlatmaktan alıkoyamaz.”

Bu, Kur’ân’ın “sabredenler” tarifine uyan bir duruştur:

> “Sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir.”
(Zümer, 10)

Tarihî Yasa: Zulmün Sonu

İsrail hükümetinin Gazze’de uyguladığı politika, Firavun’un İsrailoğullarına uyguladığı baskının bir yansımasıdır. Ancak Firavun’un akıbeti, zulmün değişmez sonunu ilan etmiştir:

> “Firavun ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar… Nihayet onları denizde boğduk.”
(Kasas, 39-40)

Bugün Netanyahu’nun adımları, hem içeriden hem dışarıdan İsrail’i zayıflatıyor. Zulüm, zalimi kendi eliyle yıkar.

Düşündürücü Sonuç

Dünya, bir yanda israf içinde yüzüyor; diğer yanda Gazze çocukları bir avuç un için odun topluyor. Bu zıtlık, insanlığın ahlaki iflasını gözler önüne seriyor. İnsanoğlu, sahip olduğu teknoloji ve zenginliği merhametle değil, güç yarışıyla kullanıyor.

Kur’ân, bu ahlaki çöküşün sonucunu şöyle bildirir:

> “İnsanların elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Allah, yaptıklarının bir kısmını onlara tattırır ki belki dönerler.”
(Rûm, 41)

Özet

Gazze’de yaşananlar, modern çağın en büyük insanlık trajedilerinden biri ve soykırım boyutuna ulaşmıştır.

İsrail içinde siyasi ve toplumsal çatırdama artmakta, bu durum tarihî “zulmün sonu” yasasını hatırlatmaktadır.

Tarihî örnekler (Firavun, Roma vb.) zulmün uzun süre ayakta kalamayacağını gösterir.

Bilimsel ve sosyolojik olarak adaletin kaybolduğu devletler kendi içlerinden çöker.

Kur’ân zulmün sonunun yok oluş olduğunu açıkça beyan eder.

İbret: Gazze’nin direnişi, zalimin geçiciliği ve hakikatin kalıcılığıdır.

Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com

 

Loading

No ResponsesAğustos 11th, 2025