50 SENE SONRA
50 SENE SONRA
İnsan fıtratı gereği şimdiki zamanın dar çerçevesinde kalmayıp,her üç zamana da nüfuz etmektedir.
Bir çok özelliklere sahip olan bu insanın bir özelliği de;diğer hayvanların her birinin sahip olduğu (Sadakat,his gibi) özelliklerin tümüne birden sahip olmasıdır.
Yaş 15,20,30,40 yaşları içerisinde ayrı ayrı elli yıl sonrayı düşünüyorum:
Yaş 35 yolun yarısı demişti şair,iki yıl sonra da vefat etmişti. Ben nasıl değişecek,ben de ne gibi değişiklikler olacak merak ediyorum?
Aynı şeyi dünya ve içindekiler içinde düşünüyorum! Tam kavrayamıyor,tam anlayamıyor,ayak bağları olabilecek,akıl bağları yol vermiyor. Oraya ulaşmaya,aralardakini aşmaya.. aşamazsam aşınırım… Yaşamazsam,yaşlanırım…
Çocuktu,baba oldu,ona şimdi dede diyorlar. Yarın mı? Rahmetli veya zahmetli!.
Yıllar çok çabuk geçiyor,yollar gibi… İkisi de birbirlerini biteviye bitirme peşinde… Bitmeyen ama bitiren bitiriciler…
Elli sene nasıl geçecek? Epey bir zaman gibi görünüyor. Aslında hiç de öyle değil. Çünki Hz. İsa-dan bu yana geçen zaman 1998 sene,ya öncesi? Daha da uzun bir zaman…
Okulu bitirip üniversite,askerlik,evlenmek,çoluk-çocuk,ihtiyaçların tedariki,bitmeyen taksitler,maaşlara yapılacak zamlar,adeta bunların koşturmacası ve mücadelesi,sıkıntılı geçen yıllar ve emeklilikle açılan ayrı yollar…
Ev mi alsam? Araba mı alsam? Çocukları mı eversem? Hayaller,düşler ve düşünceler… Ve hayat da canlanan canlı hatıralar ve hatırlı bir roman,veya ölü geçen,ölmüş birinin bir hayat hikayesi… Biten yıllar bitmeyen yıllara doğru gitmekte,varmak için adeta kendini kendisindekiler hesabına bitirmektedir.
Her şey fenâdan bekâya kalbolmakta,değişip dönüşmektedir.
31-07-1998
MEHMET ÖZÇELİK