HAYA VE ÖRTÜNME: Fıtratın Sesi, İmanın Yüzü
HAYA VE ÖRTÜNME: Fıtratın Sesi, İmanın Yüzü
“Ey Âdemoğulları! Şeytan, anne babanızı ayıp yerlerini birbirine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları inanmayanların yoldaşları yaptık.” Araf.27
“Bunun üzerine ikisi de ondan yediler. Hemen çirkinlikleri kendilerine görünüverdi. Cennet yaprağından örtmeye başladılar. Adem, Rabb’ine asilik edip yanıldı.” Taha. 121.
- Haya: Vahyin Aynasıdır
Haya, insan ruhunun en derin refleksidir. Yaratılışın ilk anından itibaren Hz. Âdem ve Havva’nın cennet yapraklarıyla örtünmeye yönelmesi, haya duygusunun fıtrîliğine işaret eder. Ayetler bize gösterir ki, haya bir kültürün değil, insanlığın özüdür.
Kur’an, haya ve örtünme meselesini yalnızca kadınlara değil, tüm insanlığa hitap ederek işler:
> “Mümin erkeklere söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar… Mümin kadınlara da söyle…”
(Nur, 24/30-31)
Bu ayetlerde geçen “gözlerin sakınılması” iffetin ve haya duygusunun sadece fiziki bir mesele değil, aynı zamanda ruhi ve zihinsel bir disiplin olduğuna delildir.
- Avret: İnsanın Hududu
“Avret” kelimesi Kur’an’da doğrudan geçmemekle birlikte, anlam olarak örtülmesi gereken, gizli ve mahrem alanı ifade eder. Bu açıdan Nur Suresi ve Ahzâb Suresi en dikkat çekici bölgelerdir:
> “Evlerinizde oturun; ilk cahiliye kadınları gibi açılıp saçılmayın.”
(Ahzâb, 33/33)
> “Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına dış giysilerinden üzerlerine almalarını söyle.”
(Ahzâb, 33/59)
Burada geçen “cilbab” ve “teberrüc” kavramları, bedenin iffetle korunması gerektiği gibi, bakışların, duruşların ve davranışların da iffetli olması gerektiğini ortaya koyar.
- Şeytanın Stratejisi: Soymak ve Utandırmak
A’râf 27. ayet, Şeytan’ın en kadim taktiğini ifşa eder: Elbisesini soymak. Yani insanı fıtratından ve hayadan uzaklaştırmak, bedeni istismar etmektir. Bu durum, sadece fiziki çıplaklıkla değil; edepsizliğin, hayasızlığın ve iffetsizliğin normalleştirilmesiyle de gerçekleşir.
Bugünün modern çağında; reklamdan sosyal medyaya, eğitimden modaya kadar birçok mecra, Şeytan’ın bu eski stratejisinin güncellenmiş versiyonlarıyla doludur.
- Tarihî ve Toplumsal İbret: Hayanın Terki ve Yıkım
Tarih, hayanın kaybedildiği toplumların nasıl çöktüğünün örnekleriyle doludur. Lut kavminin helaki, sadece eşcinsel eylemleriyle değil, utanmazlıklarıyla başlamıştır:
> “Siz, sizden önce hiçbir ümmetin yapmadığı hayasızlığı mı yapıyorsunuz?”
(A’râf, 7/80)
Toplumda haya duygusu öldüğünde, sadece birey değil; aile, nesil ve ahlâkî sistem de iflasa sürüklenir. Çünkü haya, sosyal düzenin görünmeyen harcıdır.
- Bilimsel Bakış: Haya Biyolojik midir?
Modern psikoloji ve nörobilim de hayanın bir öğrenme değil, doğuştan gelen bir duygu olduğunu tesbit etmiştir. Bebekler 2 yaşına yaklaştıklarında, bedenlerinin özel bölgelerinin farkına varır ve örtülme eğilimi gösterirler. Bu, vahyin işaret ettiği fıtrî gerçeğin bilimsel teyididir.
- Akli ve Mantıkî Bakış: Haya Olmadan İnsanlık Olmaz
Aklî olarak düşünüldüğünde; mahremiyetin ve hayânın kaybı, bireyin eşyaya ve kendisine olan saygısını da zedeler. Utanmayan bir insanın, haddini de bilmesi beklenemez. Haya, sadece cinsellikle sınırlı değil; konuşmada, davranışta, öfkede, tüketimde, hatta ilimde bile kendini göstermelidir.
- Peygamberler ve Haya
Efendimiz (s.a.v) için şöyle denmiştir:
> “Hayası o kadar kuvvetliydi ki, bakire bir kızdan daha çok haya sahibiydi.”
(Buhârî, Menâkıb 23)
Bu hadis, sadece fiziki mahremiyet değil, duygusal zarafet ve ahlâkî edep açısından da Resûlullah’ın örnekliğini gösterir. Zira haya, ahlâkın kalbidir.
SONUÇ & ÖZET
Haya, örtünme ve avret kavramı Kur’an’da hem fıtrî hem imânî bir gerçeklik olarak işlenmiştir.
Şeytanın ilk fitnesi, utanmayı ve örtüyü yok etmeye yöneliktir.
Kur’an’da Nur ve Ahzâb sureleri başta olmak üzere birçok ayet, iffetin ve hayânın korunmasını emreder.
Haya sadece bedensel değil, zihinsel ve ahlâkî bir hassasiyettir.
Toplumda hayâsızlık yaygınlaştıkça aile, nesil ve medeniyet zarar görür.
Bilimsel olarak da utanma duygusu insanın doğasında vardır.
Hz. Peygamber ve tüm Nebiler, haya ile en güzel örnektir.
> Hayâ imandandır. İmanı olmayanın hayâsı da olmaz. Hayâsı olmayanın sınırı, hududu, şerefi ve insaniyeti de kalmaz.
Hazırlayan: Mehmet Özçelik – www.tesbitler.com